KUZEYEGEHABER-Muhalefet partileri, TÜRK-İŞ’in açıkladığı 29 bin 583 TL’lik 2025 yılı asgari ücret talebini değerlendirdi. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, teklifin doğru olduğunu belirterek, “Bizim hesaplamalarımıza göre olması gereken 30 bin lira. İşçinin emeğinin karşılığı verilmeli” dedi.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ da “Bu rakam doğrudur. Ama bu rakamın tecelli etmesi önemli” dedi. DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç ise “TÜRK-İŞ’in bu söylediği önemli bir tespit fakat yeterli değil” ifadelerini kullandı. İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, “Asgari ücretin 1 Ocak’tan itibaren en az 28 bin lira olması şart. Bizim ısrarlı tezimiz, savunduğumuz rakam bu” değerlendirmesini yaptı.
‘TÜRK-İŞ’İN BU RAKAMA GELMİŞ OLMASI SEVİNDİRİCİ’
TBMM’de TÜRK-İŞ’in açıkladığı asgari ücret talebine ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, rakamı olumlu bulduklarını belirterek şunları söyledi:
“TÜRK-İŞ’in nihayet bir rakam açıklamış olması önemli. 29 bin 583 lira rakam açıkladı. Bizim de zaten hesaplamalarımıza göre asgari ücretin olması gereken rakam 30 bin lira. Çünkü gerçekte asgari ücret alan işçinin enflasyonu yüzde 80’lerin üzerinde. Asgari ücret alan bir işçi, ekmek alıyor, süt alıyor peynir alıyor, alabilirse kıyma alıyor. Dolayısıyla onun enflasyonu yüzde 80’in üzerinde. Onun hiç olmazsa emeğinin karşılığını vermek için asgari ücret en az 30 bin lira olmak zorunda. TÜRK-İŞ’in bu rakama gelmiş olması sevindirici.”
Sürecin uzamasını eleştiren Emir, “Tabii TÜRK-İŞ’in niye bu kadar bekledi? İki görüşme yaptılar. Üçüncü görüşmede yine rakam çıkmayınca, çıktılar bir açıklama yaptılar. Doğru bir iş yapıldı, biraz geç yapıldı” diyerek şunları söyledi:
“Ama asıl olması gereken Saray’dakinin buna kulak vermesi. Çünkü her yıl böyle bir tiyatro oynanıyor. Komisyonlar toplanıyor. Tartışmalar yapılıyormuş gibi yapılıyor. Kamuoyu baskısına TÜRK-İŞ, daha fazla direnemedi bir rakam açıkladı. Ama gerçekte dosyaları toplayacaklar, Saraya gidecekler bir rakam söyleyecekler.
Erdoğan o rakamı biraz daha yükselterek yüzde 25 hedefine göre bir rakam söyleyecek ve ‘Sayın Cumhurbaşkanı ne kadar cömert bir insan. Asgari ücretteki asıl zammı Erdoğan yaptı’ diye onu takdim edecekler. Bir algı yönetimi yapacaklar. Ama gerçek şu ki; şu andaki asgari ücret zaten açlık sınırının altında. Verdikleri asgari ücret ilk altı ayda eridi. En az 30 bin lira olmalı ki hiç olmazsa asgari ücretli şu halini koruyabilsin.”
‘İNSANLAR ENFLASYONUN ALTINDA EZİLİYOR…’
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ da Türk-İş’in açıkladığı 29 bin 583 liralık asgari ücret rakamına ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özdağ, bu rakamı doğru bulduğunu belirterek, “İnsanlar enflasyonun altında eziliyor” dedi. Özdağ, şöyle konuştu:
“Geçen sene 11 bin lira civarında olan bir asgari ücret 17 bin 2 liraya çıkarılmıştı. Bugün gelinen noktada TÜİK’in yüzde 47’lik enflasyon rakamlarına göre bu 17 bin 2 liranın alım gücü 11 bin 500 liraya tekabül ediyor. Yani yeniden 2023 yılının asgari ücret düzeyine doğru evrildik. Peki TÜİK’e göre enflasyon yüzde 47 ise, aynı zamanda ENAG ve İTO’nun enflasyon oranları daha yüksek. Ortalamasını aldığımız zaman yüzde 60 oranında bir enflasyon var Türkiye’de.17 bin liranın üzerine yüzde 60 koyduğumuz zamanda 30 bin civarında olması gerekiyor.
TÜRK-İŞ’in açıkladığı 29 bin 583 lirayı da yuvarlarsak, 30 bin teklif etmesini makul karşılıyorum ama eğer bu olmazsa ne yapacaklar mesela? Üç büyük sendika Meclis’te her partinin grubunu ziyaret ettiler. Burada kendi düşüncelerini de söylemişlerdi ama bugüne kadar fikirlerini açıklamadılar. Rakam söylememişlerdi ilk defa bir rakam ile karşı karşıyayız. Bu rakamı açıkladınız ve diyelim ki bu rakam olmadı. Ne yapacaksınız? Müeyyideniz nedir, bu insanlar enflasyon karşısında eziliyorlarsa çare nedir?
‘TEKRAR GÜNCELLEMEK GEREKİR…’
30 bin lira yapmayacaklar. 24-25 bin lira civarında bir rakam karşımıza çıkacak göreceksiniz. 6 ay sonra ne olacak enflasyon. Bu yüzde 47 enflasyon veya 3’ünün ortalamasını aldığımız zaman yüzde 60 enflasyon oranı 6 ay sonra ne olacak, onu da bilmiyoruz.. Peki Türkiye’nin bu kadar geriye gittiği bir ortamda, cari açığın arttığı bir ortamda, borçların çok büyük boyutlara çıktığı bir ortamda 550 milyar dolar iç ve dış borcumuz var. Böyle bir iklimde enflasyon artacaktır. 6 ay sonra bir kez daha güncelleme yapılmalıdır.
Ben Türk-İş’in rakamını doğru buluyorum. Bu rakam doğrudur ama bu rakamın tecelli etmesi için ne yapmamız gerektiğini söylememiz gerekiyor. Hem siyaset kurumu olarak hem sivil toplum kuruluşları olarak hem de medya olarak neler yapmamız gerekiyor; hükümeti sıkıştırmamız gerekiyor.
Çok şeylerde sübvanse eden hükümet, zaman zaman çok büyük vergileri siliyorlar. Zaman zaman gözlemliyoruz burada davetiyeli ihaleler üzerinden. Zaman zaman Sayıştay’a çıkarmış oldukları fonlar üzerinden biz bunları görüyoruz. Hükümet bu vergiyi sübvanse etmelidir. En azından yarısını hükümet, iş adamlarından üzerinden alarak asgari ücret vergisinin yarısını ödemelidir.”
‘SAVUNDUĞUMUZ RAKAM BU…’
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez ise şu değerlendirmelerde bulundu:
”Asgari ücretin 1 Ocak’tan itibaren en az 28 bin lira olması şart. Bizim ısrarlı tezimiz, savunduğumuz rakam bu. Asgari ücretliler eğer 28 bin lira olursa ancak ve ancak 2024 ün başındaki satın alma gücüne kavuşacaklar. Tabii bütün bunlar TÜİK’in yalan enflasyon rakamlarına göre hazırlanmış. Sahadaki gerçek enflasyon ENAG’a baktığımızda İTO’ya baktığımızda aslında çok daha fazla.
Dolayısıyla yapılması gereken zam, bunun da üstünde. İktidardan bunu bekliyoruz fakat enteresan açıklamalar da geliyor. Kendileri asgari ücrete yapılacak olan zammın enflasyonu tetikleyeceğini söylüyorlar. Bu doğru değil. Bugün ülkede enflasyonun bu kadar yüksek olmasının sebebi, emeğiyle alın teriyle çalışan asgari ücretli değil. Bugün enflasyonun yüksek olmasının temel sebebi; beceriksiz iktidardır, çapsız kapasitesiz ekonomi yönetimidir ve derinleşen yolsuzluk anlayışıdır.”
‘TÜRK-İŞ’İN TESPİTİ ÖNEMLİ FAKAT YETERLİ DEĞİL…’
DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç da ”Asgari ücrete ilişkin yapılacak bir belirlemenin işçileri, emekçileri ve emeklileri enflasyona ezdirmek anlamına geleceğini düşünüyorum. Dolayısıyla TÜRK-İŞ’in bu söylediği önemli bir tespit fakat yeterli değil diye düşünüyoruz. Türkiye’deki açlık sınırı ve yoksulluk sınırı rakamlarına baktığımızda her ay bu konuda değişim yaşanıyor. En son açıklanan verilere göre, açlık sınırı 20.000 civarındayken yoksulluk sınırı da 70 bin civarındaydı.
Bu söylediğim açlık ve yoksulluk sınırı rakamları yine TÜRK-İŞ’in rakamlarıdır. Asgari ücretin Türkiye’de yoksulluk sınırının yarısı kadar olması gerektiğini düşünüyoruz. Devrimci İşçi Sendikaları da böyle bir talepte bulundu. Bizim de yaklaşımımız bu. Dolayısıyla biz asgari ücreti böyle bir yere bağlayarak çözmek daha doğru geliyor.
Öbür türlü yapılan hesaplar çok afaki rakamlara da gidebiliyor. Ama yoksulluk sınırının yarısının olması bir ailede iki kişinin çalışması halinde en azından insanca yaşanabilecek bir hale gidilmesi anlamına gelecek. Bizim parti olarak asgari ücret için talebimiz 35 bin liraydı. TÜRK-İŞ’in yaptığı önerinin önemli olduğunu düşünüyoruz” açıklamasını yaptı…
