Ana sayfa » Güncel » 4 ÇOCUK’TAN BİRİ OKULA AÇ GİDİYOR, AÇLIK YÜZÜNDEN OKULU TERK EDENLERİN SAYISI 2 MİLYONU BULUYOR…

4 ÇOCUK’TAN BİRİ OKULA AÇ GİDİYOR, AÇLIK YÜZÜNDEN OKULU TERK EDENLERİN SAYISI 2 MİLYONU BULUYOR…

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

KUZEYEGEHABER-Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre okulu terk eden çocuk sayısı 2 milyonu aşarken, çocukların okulu terk etmesinin nedenlerinin başında maddi imkansızlıklar gelmeye devam ediyor.

Ülkemizde, okula devam ederken 1 öğün yemeğe dahi ulaşmakta zorluk çeken yüz binlerce öğrenci varken, her geçen gün çocukların okulu terk etme oranı artarken AKP iktidarı, 2023 Genel Seçimlerinde vaatleri arasında olmasına rağmen çocuklara 1 öğün yemek dahi vermiyor.

Birçok ülkede okul yemeği programı uygulanırken, Türkiye’de okul yemeği programı iktidarın gündeminde dahi bulunmuyor. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Aslı Tamtürk ve Toprak, çocukların okulda 1 öğün yemeğe dahi ulaşamamasını değerlendirdi.

4 çocuktan 1’i okula aç gidiyor…
Tamtürk, “4 çocuktan 1’inin okula aç gittiği ve her 5 çocuktan birinin sağlıklı gıdaya erişemediği bir ortamda, eğitim başarısından ve okul aidiyetinden bahsetmek zordur” diye başladığı açıklamasında, “Resmi verilere göre ortaöğretimde okulu terk eden çocuk sayısının 2 milyonu aşması, eğitim sisteminin çocukların ihtiyaçlarına yeterince cevap veremediğini ortaya koymaktadır.

Günümüz koşullarına ve bireyin sosyal, bedensel ve ruhsal gelişimine uygun içerik ve kapsama sahip olmayan eğitim sistemi, çocukları okullardan uzaklaştırmaktadır. İzmir’de depremler nedeniyle okulları birleştirilen çocuklar, ya çok erken saatlerde okula gitmek ya da geç saatlerde çıkmak zorunda kalarak temel dinlenme hakkından mahrum kalmaktadır. Ayrıca, okula ulaşım maliyetlerinin yüksekliği, birçok çocuğun devamsızlık yapmasına yol açmaktadır” ifadelerini kullandı.

Eğitim kamu hizmeti değil miydi?
Birçok ülkede okul yemeği programı uygulandığını aktaran ve eğitimin kamu hizmeti olduğunu vurgulayan Tamtürk, “Dünyada 94 ülkede okul yemeği programı uygulanırken, ülkemizde eğitime eşit fırsatlarla ve kamusal bir hak olarak erişim Anayasa’nın 42. maddesiyle güvence altına alınmış olmasına rağmen, çocukların eğitim hayatına devam edebilmek için okul temizliği, yemek ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlar için bedel ödemek zorunda kalmaları, eğitimin bir kamu hizmeti olarak etkin şekilde sunulamadığının en temel göstergesidir” şeklinde konuştu.

İktidar gıda krizine yol açtı…
Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Toprak, AKP iktidarının ekonomik krizle bir gıda krizine yol açtığını ve bu durumun çocukların okula devam durumunu nasıl etkilediğini, şöyle açıkladı:

“Türkiye’de çocukların yeterli ve dengeli beslenememesinin başında ekonomik sebepler gelmektedir. Gelir dağılımındaki eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik, enflasyon, gıdaların niteliksizliği, ırkçılık, siyasi iktidarın yetersizliği birçok aile için yeterli ve sağlıklı beslenmeyi ve gıdaya erişimi zorlaştırmaktadır. Ülkemizde son iki yıl içinde gıda fiyatlarında 4 katı aralığında bir artış gerçekleşmiş, sadece 2023 yılı Ocak-Temmuz ayları arasında gıda fiyatları yüzde 50 oranında artmıştır.

Yıllardır uygulanan yıkıcı politikalar ciddi bir gıda krizine yol açmıştır. İçerisine sürüklendiğimiz gıda krizinden en çok ve kalıcı şekilde çocuklar etkilenmektedir. 2021 yılı istatistiklerine göre Türkiye’de 18 yaş altı yaklaşık 23 milyon çocuk bulunmaktadır ve ülke nüfusunun yüzde 27’si çocuktur. Bu çocukların da dörtte üçü okul çağındadır. Son yıllardaki gözlemler okul çağındaki çocukların en az dörtte birinin okula aç gittiğini göstermektedir. Bu durum çocuk açlığının artmasına, çocukların okuldan alınmasına, çocuk işçiliğinin artmasına ve erken yaşta evlilikler gibi birçok soruna neden olmaktadır.”

Çocuklar depresyona girebilir…
Türk Tabipleri Birliği’nin de dahil olduğu ve tüm Türkiye’deki okullarda 1 öğün ücretsiz okul yemeği olması gerektiğini savunan Ücretsiz Okul Yemeği Koalisyonu, açlığın çocuklar üzerindeki etkilerini yayımladığı raporda, şöyle değerlendirdi: “Yoksulluğun, eşitsizliğin en doğrudan sonucu açlıktır ve açlık organizma için gerçek bir şiddettir. Çünkü açlık sırasında harekete geçen hormonlar yıkıcı hormonlardır. Açlıkla harekete geçen hormonlar önce karaciğerdeki glikojeni, sonra yağ dokusunu ve en son olarak da kas dokusunu yıkmaktadır.

Yetersiz beslenme çocuklarda düşük enerji seviyeleri ve genel umutsuzluk hali yaratabilir. Çocuklar açlık, yetersiz beslenme nedeniyle depresyon belirtileri yaşayabilir. Düşük seratonin seviyeleri depresyon ve kaygıya neden olabilir. Seratonin eksikliği yaşayan çocuklar sosyal etkileşimlerde zorlanır, uyum problemleri yaşar. Balık, muz, süt ürünleri ve fındık gibi besinler seratonin üretimini destekleyen gıdalardır.”

Çocuklar kaygı ve depresyon yaşıyor…
Okul çağındaki çocukların beslenme yetersizliği nedeniyle kaygı ve depresyon yaşadığı belirtilen raporda, TÜİK verileri de paylaşılarak beslenme yetersizliğinin kısa ve uzun vadedeki etkileri, şu ifadelerle değerlendirildi: “Beslenme yetersizliği, özellikle Omega 3 yağ asitleri ve çinko gibi mikrobesin eksiklikleri, dikkat eksikliğine, davranış bozukluğuna, hiperaktivite bozukluğuna neden olabilir.

Dürtüsellik, saldırganlık gibi sorunları tetikleyebilir. Çinko eksikliği davranışsal ve sosyal uyumsuzluklara yol açabilir. Duygusal çekilme ve sosyal izolasyon özellikle yetersiz B vitamini ve magnezyum ile ilişkilendirilmektedir. Gelişmekte olan çocukların yüzde 40’ını etkileyen büyüme geriliği üzerine yapılan bir çalışmada 9-24 aylık 127 çocuk 7-8 yıl süreyle izlenmiştir. Çocuklar dört gruba ayrılarak, bir gruba yalnızca besin desteği, bir gruba sosyo-kültürel uyarıcılar, bir gruba ise ikisi birden verilmiştir. İki yıl sonra her iki desteği alan çocuklar büyüme geriliği olmayan çocukların seviyesine ulaşmıştır.

Altı yıl sonra yapılan bilişsel işlev testleri ve okul başarı değerlendirmelerinde besin desteği ve uyarıcı verilen çocukların test puanları daha yüksek çıkmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun bu yıl ilk defa açıkladığı çocuk, yoksulluk ve yaşam verilerinde 5-17 yaş arası çocukların yüzde 7,3’ ü kendisini her gün depresyonda hissetmektedir. Verilere göre zorunlu eğitim çağındaki 1 milyon 958 bin 888 çocuk depresyonda ve kaygı altında yaşamaktadır. 13-17 yaş arası özellikle sınav döneminde olan çocukların yüzde 50’si aşırı kaygı durumu yaşamaktadır…”

Kaynak-İz Gazete

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2024 | Kuzeyegehaber.com