KUZEYEGEHABER-Albert Einstein’ın ismi bugün bilim dünyasının simgesi hâline gelmiş olabilir ancak onun kariyer yolculuğu başlangıçta oldukça zorlu geçti.
Üniversiteden mezun olduktan sonra tam 9 yıl boyunca iş bulamayan Einstein’ın bu süreçte neler yaşadığını merak ediyor musunuz?
İlkokul ve lisede sınıfının en iyisi olmasına rağmen Alman eğitim sisteminin mekanik öğrenmeye dayalı yapısını hiç sevmedi. Öğretmenlerini Prusya ordusundaki teğmenlere benzetirdi. Bu sebeple 16 yaşında Münih’teki lisesinden ayrılarak kendi başına çalışmaya karar verdi.
Zürih’teki öğretmen okuluna kabul edilme umuduyla Almanya’dan ayrılan Einstein, vatandaşlıktan da feragat ederek zorunlu askerî hizmetten kaçındı.
Ancak üniversite giriş sınavlarında Fransızca, edebiyat, zooloji, botanik ve politika bölümlerinde başarısız oldu. İsviçre’nin Aarau köyündeki bir lisede bir yıl geçirdikten sonra nihayet Zürih Politeknik’e kabul edildi.
Fizik hocası Heinrich Weber ile arası iyi olmasına rağmen Weber’in çağdaş konuları ele almamasını eleştiriyordu. Bu davranışı, mezun olduktan sonra öğretim asistanı olarak iş bulma çabalarında ona büyük bir engel oldu.
Mezun olduktan sonra iş bulamayan Einstein, Wilhelm Ostwald gibi ünlü profesörlere mektuplar yazdı ancak yanıt alamadı. Babası Hermann Einstein bile oğluna iş bulabilmesi için profesörlere mektup yazdı ancak yine sonuç alamadı.
Sonunda, Marcel Grossmann’ın yardımıyla İsviçre Patent Ofisi’nde bir iş buldu. Patent memuru olarak çalışırken bilimsel çalışmalarına devam edebildi.
Bu dönemde fotoelektrik etki, Brown hareketi ve özel görelilik teorisi gibi devrim niteliğindeki makalelerini yayımladı. 1909’da Zürih Üniversitesi’nde doçent olarak çalışmaya başladı ve kariyeri hızla ilerledi.
Einstein’ın bu zorlu yolculuğu, bilim dünyasında ne kadar büyük bir etki yaratacağını gösteren bir ön hazırlıktı. Onun azmi ve kararlılığı, bugün bile ilham verici olmaya devam ediyor…
Kaynaklar: Newsthink, Archinect