KUZEYEGEHABER-Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), hükümetin kamuda tasarruf paketi adı altında yürütmekte olduğu politikaları protesto etmek için Şişli’de basın açıklaması yaptı.
KESK, hükümetin tasarruf paketinin gerçekte emekçilere yönelik bir saldırı paketi olduğunu savunuyor. Harcamalardan tasarruf etmek için sarayın ve yandaşların harcamalarının gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
”Emekçiler tasarruf paketi adı altında yürütülen saldırı politikalarına sessiz kalmayacaktır. Bu ülkenin emekçileri, üretenleri, bütçenin temel gelir kalemi olan dolaylı ve dolaysız vergileri en çok ödeyenler olarak yeni bir saldırı paketiyle karşı karşıyayız. Açlık ve yoksulluk sınırları içerisinde yaşamamız yetmiyormuş gibi şimdi yeni bir saldırı dalgası ile cendere altına alınmak isteniyoruz. Bu paketin İMF’nin hazırladığı kemer sıkma paketlerinin bir kopyası olması dışında yeni hiçbir tarafının olmadığını çok iyi biliyoruz.
Kamusal hizmetlerin şirketlere devredilerek kamunun tasfiyesinin amaçlandığı neoliberal politikalarının devamı niteliğindedir. Bu tasarruf değil daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik, daha fazla güvencesizlik, daha fazla angarya çalışma paketidir. Emeğe ve emekçilere saldırı, sermayeye, yeni kaynak paketidir.
Saldırı dalgasının daha büyük olduğu ve saldırının yeni paketlerle devam edeceğini ulusal ve uluslararası sermayenin sözcülerinden Hazine ve Maliye Bakanı’nın açıklamalarından anlıyoruz. Nitekim tasarruf paketinin açıklanmasının üzerinden bir hafta geçmeden bu kez de kamuda güvencesiz istihdamı yaygınlaştırmaya yönelik devlet memurlarının esnek çalışma esasları hakkında yönetmelik taslağı çalışmalarına hız verildiğini öğrenmiş bulunuyoruz.
Bu paket ile ne kadar tasarruf edileceğine dair net bir rakam telaffuz edilmese de yüz, iki yüz milyar arası olacağı tahmin edilmektedir. Bütçede sermayeden almaktan vazgeçtikleri yani kıyak yaptıkları miktara bakıyoruz. Tam iki trilyon 200 milyar TL’dir. Neredeyse yirmi paket büyüklüğünde bir miktar. Kamu özel işbirliği projeleri ve AVM tarzı inşa edilen Sayıştay raporlarına da konu olan şehir hastanelerinin bütçeye çok ciddi bir yük olmasına rağmen pakette bu alana ilişkin herhangi bir tasarruf tedbiri yoktur.
Barışa en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde biz emekçiler daha da yoksullaşırken silah fabrikaları sahibi damatlar en zenginler listesinde giderek ön sıralarda yer almaktadır. Paket ile kamu yatırımları daha da azaltılıyor. Oysa mevcut durumda kamu hizmetleri alanı ve kamu yatırımları özelleştirme politikalarıyla piyasaya açılması nedeniyle zaten alabildiğine sınırlanmış durumdadır.
Buna rağmen paketle bunu da kaldıracağız yeni hastane okul gibi toplumun ihtiyaç duyduğu kamu yatırımlarını dahi kısacağız denilerek tüm toplumsal kesimlerin sağlığını, eğitimini, ulaşımını kısacası kamusal hizmetlerden yararlanma düzeyini etkileyecek bir durum yaratılmaktadır.
Paket ile kamuya personel alımı emekli olanlarla sınırlanmakta destek personel sayısı ise kademeli olarak azalmaktadır azaltılmaktadır. TUİK’in tüm Ali Cengiz oyunlarına rağmen açıkladığı verilere göre dahi işsizliğin devasa boyutlara vardığı günümüzde üç yıl daha bekleyin demek en başta da gençlerin umutlarını söndürmek, çaresizliğe sevk etmektir.
‘ADI KONMAMIŞ BİR IMF PROGRAMIDIR…’
Saldırı paketiyle savunma ve güvenlik hariç en çok engellileri ve kadınları etkileyecek olan kamuda personel servis hizmeti toplu taşıma olan yerlerde kaldırılmaktadır. Saldırı paketiyle anayasaya aykırı olarak toplu sözleşme mutabakat metninde yer alan ilgili hüküm ortadan kaldırılmaktadır. Bu durum açık hukuksuzluktur ve konfederasyonumuz konuyu yargıya taşıyacaktır. Kamuda tasarruf ve verimlilik paketi diye sunulsa da adının aksine bir tasarı paketi değil, faturayı emekçilere çıkartmaya hedefleyen bir kemer sıkma paketidir. Dolayısıyla adı konmamış bir IMF programıdır.
Bu niteliği istisna tuttuğu alanlar ve adil bir vergilendirme ayağının olmamasından da anlaşılmaktadır. Biliyoruz ki saldırı, sermayenin ve temsilcilerinin saldırısıdır. İtibardan, faizden, kamu özel işbirliği adı altında yandaş şirketlere garanti ödemelerinden güvenlik harcamalarından, saray harcamalarından vazgeçmeyen iktidar gözünü kamu hizmetlerine ve kamu emekçilerine dikmektedir.
“İSTEDİKLERİ GİBİ AT OYNATAMAYACAKLARINI GÖSTERMEMİZ LAZIM…”
Biz şunu biliyoruz bu saldırıların başlangıcıdır. Bütün halkımız da bunu bilsin. Kamuda tasarruf adı altında dayatılan bizlere sadece kamu emekçilerine değil, emeklilere, işsizlere, güvencesizlere daha fazla yoksulluktur. Daha fazla açlıktır. Daha fazla sağlık imkanlarından yararlanamamadır. Eğitim imkanlarından yararlanamamadır. Dolayısıyla birlikte ses çıkarmamız lazım. İstedikleri gibi at oynatamayacaklarını göstermemiz lazım.
Birlikte bu cesareti gösterirsek bu saldırı politikalarından vazgeçeceklerdir. Bunu geçmişte yaptık. Buradan halkımıza, bütün emekçilere çağrımızdır. Bu saldırı politikalarına karşı ortak tavır alalım. KESK İstanbul şubeleri adına bu açıklamayı yaptık…”