KUZEYEGEHABER-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, dün yaptığı açıklamada emekli maaşlarının asgari ücret düzeyine çıkarılması beklentilerini boşa çıkardı, Temmuz’da asgari ücrete ara zammın söz konusu olmadığını açıkladı.
Vatandaşlar, Bakan Işıkhan’ın sözlerine karşılık açıklamada bulundu.
İşte vatandaşların yorumları
“Zaten bunun cevabını sandıkta verdik. Olursa bir dahaki sandıkta tamamen veririz. Bunlar böyle devam etsin. 10 bin lirayla kendileri geçinsin. Veyahut da şöyle kendi harcamaları biraz kıssalar daha iyi olur aslında. Ama emekliyi düşünmüyorlar yalnız. Hiç düşünmüyorlar.”
‘İNSANLAR KENT LOKANTALARINA GİDİYORLAR’
“Vallahi ülkenin durumu ortada. Yani emeklilerin durumu ortada. İnsanlar yani kent lokantalarına gidiyorlar. Et kuyruklarına gidiyorlar. Yani yıllardır emeklinin durumu belli yani. Ben de kendim emekliyim. Özel bir bankadan. Yani inanılmaz insanlar zor durumda. Kira 15 bin, 20 bin lira. Bir kilo et 700 lira, 800 lira. İnsanlar zor durumda, geçinemiyor. Şimdi bugün de açıklamasını televizyonda izledim. Asgari ücrete zam yapılmayacağını. Yani emekliye de yüzde 25 falan gibi bir şey söylediler. Bilmiyorum yani ülkenin gidişatı karanlık yani. Gerçekten sıkıntılı bir ülke. Onun için Allah yardımcısı olsun insanların.”
“Şimdi şunu söylemek istiyorum. Özellikle oturduğu makam, unutmasınlar ki resul makamıdır. Ama kimse bugüne kadar çıkıp da bunu izah etmedi. Resul makamı nedir? Peygamber efendimizden gelme. Demek istediğim şu ki, adaletli olsunlar. Sizden ricam bir çıksınlar ya, şu halkın bir neler yaptığını nelerle uğraştıklarını görsünler? Sma’lı çocuklar var. Sen kalkıyorsun Suriyeli vatandaşlara bakıyorsun. Ben ayrımcılık yapmıyorum. Ama böyle bu şekilde insan ayrımcı oluyor yani. Benim vatandaşım dururken sen kalkıyorsun. Yahu konuşturmayın beni neyse. Kusura bakmayın özür diliyorum. Sadece şunu söylüyorum. Duyarlı olsunlar. Ellerini vicdanına koysunlar. Başka bir şey demiyorum. Ölüm olduğunu hiçbir zaman unutmasınlar.”
“Kendilerine harcarlar. Birisi beş maaş alır, birisi altı maaş alır. Bizi de süründürürler böyle.”
“Ne zaman zam yaptılar. Hiçbir zaman. Bu parti geldi geleli bu hükümet emekliler biz mahvolduk. Ben 30 yıldır emekliyim. Benim maaşım hep asgari ücret üzerindeydi. Daha 2019’a kadar. Şimdi onun altındayım ben. Haklarımızı yediler. Ben bunu dile getiriyorum. Ben bu partiye (AKP) oy vermedim, hiç de vermem. Çünkü işçiyi, memuru, emekliyi hiç sevmiyor. ANAP bir, bu iki. ANAP da sevmezdi emekliyi, işçiyi bunlar da sevmiyor.
Onun için bu partiye oy vermedim. Vermem de. Mağduruz yani. Önceden tatile gidiyorduk çoluk çocuk. Şimdi Eyüp Sultan Cami’sini ziyarete gidemiyoruz. Mağduruz. Bayramda torunlar geliyor. Önceden bayram harçlığı veriyorduk şimdi veremiyoruz. Daha ne diyeyim yani? Bundan daha kötüsü olur mu? Artık zekat bekliyoruz. Bakalım kim zekat verecek diye. Bugüne kadar hiç böyle bir şey yaşamadık. Şimdi onu yaşıyoruz. Bekliyoruz kapıda. Diyeceklerim bu kadar.”
“Bence yapılması gerekiyor yavrum. Hayat zor şartlar çok zor. Olması gerekiyor.”
‘EMEKLİLERİN HALİ PERİŞAN’
“Şaşkınım. Şaşkınım. Çok yanlış. Emeklilerin hali perişan. Biri de ben. Geçinemiyoruz yok. Evimiz kira değil en azından. Geçinmeye çalışıyoruz işte ne yapalım.”
’20 YILDIR BU ÜLKEDE RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I ERDOĞAN YAPAN EMEKLİLERDİR…’
“Emekliyim. Zaten beklemiyordum. Yani sürpriz olmasını beklemiyordum. Neden beklemiyordum dersen. Sayın Cumhurbaşkanımız şöyle bir cümlesi oldu. 2024 yılı emekliler yılı dedi. Yani resmen bizimle kafa buldu. Yani bizimle alay ediyor. Halbuki bugüne kadar 20 yıldır bu ülkede Recep Tayyip Erdoğan’ı Erdoğan yapan emeklilerdir. Bizim yaş grubumuzdur. Ama bizimle resmen böyle kafa buldu yani. Milletvekilleri de öyle. AKP bütün milletvekili de aynısını yaptı. Peki sonuç ne oldu? Türkiye’nin tamamının her tarafı kırmızı oldu. Bu İmamoğlu’nun başarısı değildir. Bu başarı Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısıdır.
Eğer bugün Cumhuriyet Halk Partisi kazandıysa emin ol bunu Recep Tayyip Erdoğan yapmıştır. Neden derseniz bizimle resmen kafa buldu. Yani hedef 2023 idi. Ne demekti bu? 2023 yılında biz başaracaktık. Bu ülke daha çok, daha iyiye gidecekti. Şimdi soruyorum. Memurlara 8 bin lira zam yaparken beş ona yap, üç de bize yapsaydın. Dört dört yapsaydı emin ol bugün böyle olmazdı. Bugün en kötü ev kirası 15 bin lira. Emekli maaşı 10 bin lira.
Ben 30 yıl çalışmışım. Emekli maaşı 10 bin lira. Bu hak mı? Bu şimdi adalet mi? Soruyorum. Size ya? Aslında söylenecek çok şey var ama inşallah düzelir diyorum. Ama ben inanın beklemiyorum. Çünkü neden? Mehmet Şimşek, Sayın Bakan’ın açıklamalarında görüyoruz. Hayır ekonomide böyle bir şeye taviz verilmeyeceğine dair açıklama. Her gün dinliyoruz. Yani sosyal medyadan, haberlerden her zaman takip ediyoruz, görüyoruz. Söyleyecek bir şey yok.”
“Halimiz belli. Yani gerçekten ben şuan kirada oturuyorum. Kira çok zor. Yani 10 bin liranın altında kira yok. En düşük kira yani. Kısmet görelim. Neylerse mevlam güzel eyler diyelim. Ama böyle giderse 2026, 2027 yılına kadar erken seçim olur. Çünkü artık insanlara bıçak kemiğe dayandı. Gerçekten öyle. Yani durum çok kötü.
Yani Sayın Bakan’ın işte bununla ilgili açıklama yapması sürpriz değildi bizim için. Bir de şu var seçimlere bir hafta, 10 gün kala, Muhammet Emin Akbaşoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı emekleri için çok güzel sürprizler olduğunu söyledi. Oldu mu? Çok güzel sürpriz yaptı bize. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Bize güzel sürpriz yaptılar. Emeklinin E’sini dahi kullanmadılar bize… Genel seçimlerde İstanbul mitinginde havaalanında bir buçuk milyon insan vardı. Reis dedi ki 650 bin insan var dedi. Bırakın 650 bini 200 bin kişi bile yoktu o mitingde. Bu ne demektir biliyor musun? Çünkü o güne kadar hep emekliyi dolduruyordu.
Ama emekli gelmedi. Bakın bir de şunu da söyleyeyim. Ankara’nın yüzde 70’i memur kesim. Peki sen verdin memura 8 bin lira. Emekliye vermedin. Peki emekli neden vermedin o zaman? Yüzde 60 ile kazandı. Büyükşehir Belediyesi. Çünkü sana memur hiçbir zaman oy vermedi vermiyor da. Sana her zaman hep alt kesim veriyor. Hep alt kesim bugüne kadar destekledi. Ama bundan sonra yok. Kusura bakmasın kimse. Buraya kadar. Bitmiştir…”
Kaynak: ANKA