KUZEYEGEHABER-Now Tv’de İlker Karagöz’ün konuğu olan usta gazeteci Yılmaz Özdil “Güya dünyada aile büyüklerine en saygılı millet biziz. Yani böyle bayram seyran oldu mu herkes gider elini öper değil mi?” diyerek söze başladı. Anneler günü, babalar günü gibi ‘özel günlerin’ neden bir yalan olduğunu açıkladı.
“Dünyada çocuklarından harçlık alan anne baba sadece bizde var” diyen Özdil, “Bir anne baba için çocuğundan harçlık almak, torununa harçlık vereceğine torunundan harçlık almak zorunda kalan bir emekli kitlesine sahibiz. Yani bunda insanlar görüyoruz röportajlarda utanıp sıkılarak konuşmaya çalışıyorlar. Halbuki onları bu duruma sokanların utanması gerekir. Yüzlerini kaçırdıklarını, yüzlerini kapattıklarını da görüyoruz.” dedi.
“BU UCUZ KIYMA ET MESELESİNDE ÇOK SOMUT BİR KASIT VAR”
Türkiye’de ekonomik sıkıntının emeklilerin canına okunduğuna değinen ve “Emeklilerimizi neredeyse öldürseler rahatlayacaklar, bu hale geldiler ama sırf bu ucuz kıyma et meselesinde çok somut bir kasıt var.” dedi.
Özdil sözlerini şöyle sürdürdü:
2009 yılına kadar bu ülkede kırmızı et fazlası vardı, Türkiye’nin yurt dışından ithal et almaya ihtiyacı yoktu. Tam tersine Türkiye kırmızı et, canlı hayvan ihracatçısıydı. Hükümet Türkiye’nin hiç ihtiyacı olmadığı halde Avrupa Birliği’ne uyum ayakları ile kapıları açtı. Sıfır gümrükle kırmızı et ve canlı hayvan ithalatına başladı. 15 senede işte bu hale geldik.
Bakın bu kafayı değiştirmezsek 15 sene sonra bu ucuz kıyma kuyruğu da olmayacak. Çünkü bu bilinçli olarak imha edildi Türkiye’de hayvancılık. Yani bilinçli. Mesela bugün eğer biz ucuz ekmek kuyruğuna giriyorsak bilin ki aslında bilinçli olarak buğday politikamız imha edildiği için oluyor. Biz bugün ucuz kıyma kuyruğuna giriyorsak bilin ki aslında kırmızı et hayvancılık politikamız kasıtlı olarak imha edildiği için bu kuyruğa giriyoruz.
Bir işin başına ‘Milli’ sıfatını koyuluyorsa bil ki aslında yurtdışına biz yurtdışına peşkeş çekilmişiz. ‘Milli tarım politikası’ böyle bir milli mi olur? Üstelik ‘Biz Milliyetçiliği ayaklar altına almışız’ diyen, ‘Türk’ diye bir ırk yok diyen bir hükümet nasıl milli olabilir? Anca bu kadar milli olabilir.
Et Süt Kurumu dediğimiz kurum Türkiye’de hayvancılık gelişsin, hayvancılıkla uğraşan çiftçiler desteklensin diye kurulmuş bir kurumdur. Bugün Et Süt Kurumu, İthalat Ofisi olarak çalışıyor. Üstelik orada ucuz kıyma falan deniyor mesela haddime değil tabii ama ben olsam bir laboratuvar analizi de yaptırırım ‘Acaba bize et diye orada ne satıyorlar?’ diye…
Et Süt Kurumu’nun sattığı hayvanlar nereden geliyor? Yani Venezuela’dan mı geliyor? Avustralya’dan mı geliyor? Yani Brezilya’dan gelen şarbonlu et mi yiyoruz kimse bilmiyor. Bilen var mı? Yok. Ne biliyoruz? Ucuz sadece. Sıfatını yapıştır, ver gitsin. Yani yediğimiz kıymanın bile aslında ne olduğunu bilmiyoruz. Bu çok hazin bir durum…