KUZEYEGEHABER-Tüm Türkiye’yi yasa boğan 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde eski futbolcu Gökhan Zan, “3 gün bizi terk ettiniz ölüme, istemiyoruz sizi burada!” diyerek tepki göstermişti.
Zan’ın tepkisi yanı uyandırırken eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, sosyal medya hesabından Zan’ın ilgili tepkisini paylaşarak, “Oğlum evladım futbolcu olacağına artist olsaydın” ifadesini kullanmıştı.
Gökçek’in kendisine yönelik paylaşımını alıntılayan Zan, şu ifadeleri kullandı:
“Helal ülkenin haramzade siyasetçisi Sayın İ… Melik Gökçek;
Ben Gökhan ZAN.
Ülkesini, vatanını, Hatay’ı, insanlarını seven, memleket sevdalısı eski MİLLİ FUTBOLCUYUM.
Bilgi cehaletinizi gidermek için söylüyorum ARTİST değilim!
Ben futbolumu alın terimle, namusumla, şerefimle icra edip, vatanıma nasıl faydalı olurum, ülkeme nasıl bir katma değer sağlayıp hizmet ederimin peşinde mücadele vermiş ve Türkiye’nin en büyük kulüplerinde forma giymiş sporcularındanım.
Yeri geldi aç kaldım, yeri geldi kışta kıyamette kaldım, 9 kişilik ailemle yokluk içinde bir hayat sürerek şerefimle yaşadım. Onları kuru ekmeğe muhtaç etmeden bugünlere geldim. Ama DİN satarak kimsenin KUL HAKKINA girmedim.
Siz ise, kendi halkına ihanet etmiş, kendi partisi tarafından hain ilan edilmiş, aynı masada yemek yedikleriniz tarafından cenaze törenlerinde görmezden gelinmiş, ZAVALLI bir jeliboncu, devletin malına çökmüş MAFYAVARİ bir şahsiyetsiniz.
Benim gözümde pul kadar bile değeri olmayan, utanma eşiğinden atlamış, siyasetin yüzsüzü bir canlı türüsünüz.
Korkunuzdan yorumları dahi açmaya yüreği olmayan, gerçekle hayali ayırt edemeyen, işi gücü fitne vesatlıkla beslenen, siyaset arsızı bir TÜR olarak, biraz AR edip DİNAZORLARLA oynasanız mı aceba?
Ortalama zekaya bile sahip olmayan size, tıbbın çaresiz kalacağını bildiğimden naçizane tavsiyem, DOKTORLARIMIZI boşuna meşgul etmeden TÖVBEKAR olup, milletle HELALLEŞMEnizdir.
Zira, PARSEL PARSEL işlediğiniz veballeri ve aldığınız AHLARI yedi hamamda yıkansanız temizleyemeyeceğiniz gibi, film setlerinin kötü ARTİSTİ bile olamazsınız…
Ve, tanıştığımıza da hiç memnun olmadığım gibi, tüm ülke gibi sizi tanımamayı dilerdim…”