KUZEYEGEHABER-AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarda bulunmak üzere bugün Almanya’nın başkenti Berlin’e gitti.
ORTAK AÇIKLAMA…
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya Başbakanı Scholz ile yapacağı görüşme merakla beklenirken; iki lider görüşme öncesi açıklamalarda bulunuyor.
Scholz’un açıklamaları şöyle:
“İkimiz de dünyadaki krizlerle uğraşıyorum. İlk önce Rusya ve Ukrayna saldırısı ve bnuun doğurduğu sonuçlar oldu. İkimiz de Rusya’nın bu saldırganlığını mümkün olduğunu kadar hızlı şekilde sona erdirmesinde mutabıkız.
Türkiye’nin Ukrayna’dan tahıl ihracatı konusunda önemli bir rol oynadığını biliyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanına bu alandaki kişisel katkılarından ötürü özellikle teşekkür etmek istiyorum. Moskova’nın bu anlaşmayı daha fazla sürdürmemesi üzücü. Rusya bu şekilde savaş yürüterek uzun yıllardır mevcut olan bir anlaşmayı ihlal ediyor. Avrupa güvenliği tehdit altında. İsveç’in NATO görüşmeleri hakkında TBMM’de yakın zamanda karar alınacaktır umarım.
Diğer bir önemli konu Orta Doğu’daki durum. Hamas, İsrail’e hunharca bir saldırı düzenledi. Hamas’ın terör eylemini keskin bir şekilde kınamaktayız. Biraz sonra bölgedeki gerilime karşı neler yapabileceğimizi konuşacağız. Orta Doğu’da bir yangın yerinin oluşmasından iki taraf olarak endişe duyuyoruz. Almanya’yı bilen bunu gayet iyi bilir. Bizim İsrail ile olan dayanışmamız hiçbir şekilde tartışmaya açık değil.
İsrail’in uluslararası hukuka göre kendini savunma hakkı var. Her hayat eşit değere sahip. Filistinli sivil halkın yaşadıkları bizi de üzüyor. Onlarca yıldır Almanya bu alanda insani yardım sunuyor. Bu sene 160 milyar Euro yardım sağladık. İnsani yardım alanında en büyük donörlerden biriyiz.
İki devletli bir çözüm bizim için hedef. İsrail’in varoluş hakkı bizim için olmazsa olmaz. Şunu da söylemek istiyoruz, ülkemizde antisemitizm, Yahudi düşmanlığına hiçbir şekilde yer yok. Siyasi ya da dini olsun yüzyıllardır gelişmiş ya da dışarıdan ülkeye gelsin bizim için hiç fark etmiyor.
Almanya’da yaşayan 5 milyon Müslüman ile ilgili de şunu söylemek istiyorum. Onların burada bir yeri var ve bunu inkar edenlere de karşıyız. Orta Doğu’nun büyük gerilimler yaşanan bir bölge olduğunu biliyoruz. Komşu ülkemizde olan bitenler bizim için çok önemli. Sayın Cumhurbaşkanıyla kısmen farklı görüş açılarımızın olduğu sır değil. Özellikle bu zorlu anlarda görüşmemiz gerekiyor. Bütün bu güncel, vahim uluslararası konuların yanı sıra ikili ilişkilerimizde ve Türkiye’nin AB konusunda nasıl somut ilerleme kaydedeceğini konuşacağız. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AB konusunda nasıl ilerleme kaydedeceğimizi konuşacağız.
Düzensiz göçü sınırlandırmak istiyoruz. Türkiye ve AB 2016’da iyi bir anlaşmaya var. AB içinde bu anlaşmanın iyileştirilmesi daha doğrusu sürdürülmesi için katkıda bulunuyoruz. Bu anlaşma karşılıklı yararımıza.”
Erdoğan ise şunları söyledi:
“Açık ve net konuşmayı severim. Çünkü 7 Ekim tarihi, bir başlangıç olarak anlatılıyor. 7 Ekim’den sonraki süreç hiç konuşulmuyor. Şu an itibarıyla 13 bin Filistili çocuk, kadın, yaşlı öldürülmüştür. Artık Gazze diye bir yer kalmadı.
Hamas’ın silah varlığı ile İsrail’in silah varlığı ve gücü mukayese edilebilir mi? Bizim İsrail’e borcumuz yok, borcu olanlar rahat konuşamıyor.
Eğer elimiz, kolumuz, dilimiz bağlı kalırsak, hesabını tarihe veremeyiz. Borçluluk psikolojisi içerisinde İsrail-Filistin savaşını değerlendirmemek gerekir.
Şu anda İsrail’in nükleer silahı var mı? Var ama bunu İsrail’e sorarsanız ‘var’ demez. Çünkü onlar yalanı çok iyi kullanırlar.
İnsani ateşkesi, Almanya-Türkiye birlikte sağlayabilirsek, özellikle bu ateş çemberinden bölgeyi kurtarma imkanını yakalarız.
52 senedir Türkiye Avrupa Birliği kapısında bekletilmektedir.
“ALMANYA İLE DAHA YAKIN OLMAMIZ LAZIM”
Savunma sanayi işbirliğimizin engelsiz yürütülmesi müşterek menfaatimizedir. Terörle mücadelede Almanya ile daha yakın olmamız lazım. Nüfusu 3,5 milyona ulaşan Almanya’daki Türk toplumunun huzur içinde yaşaması en önemli beklentimizdir. Burada görev yapan din adamlarımızın yetişmesiyle ilgili ortak çalışma yürütüyoruz.
Ortak çalışma grubumuz göç konusunda çalışmalarına devam ediyor. Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci görüşmelerimizin en önemli gündemlerinden birini oluşturmaktadır. Gümrük Birliği güncellenmesi, vize serbestisi gibi konularda haklı beklentilere sahibiz. AB’nin lokomotif ülkelerinden olan Almanya’nın vereceği katkıları önemsiyoruz. 52 senedir Türkiye AB kapasında bekletilmektedir.
VİZE SERBESTİSİ…
Vize serbestisi sağlanıncaya kadar vatandaşlarımızın vize işlemlerin hızlandırılmasını ele alacağız. Tabii ki Gazze’de yaşananları yukarıda daha farklı şekilde ele alacağız. Türkiye olarak sivilleri hedef alan saldırıları hiçbir şekilde tasvip etmediğimiz ifade ettik. Hepimizin önceliği ateşkesin sağlanması, insani yardımların engelsiz akışının sağlanması.
Şu ana kadar 10 uçak dolusu insani yardımı Mısır’a gönderdik. En son yine gemiyle 666 ton gıda, sahra hastanesi vs. gibi oraya gönderdiklerimiz oldu. Bütün dert akan kanın durmasında. Şimdi en sona 27 kanserli hasta bunun yanında refakatçileri olmak üzere onları Elariş’ten Türkiye’ye aldık. Dün de kendilerini hastanede ziyaret ettim. Temennimiz daha fazla hastayı ülkemize almak. Onların tedavilerini yapmak.
Yaşananlar 1967 sınırları temelinde iki devletli çözümün kaçınılmaz olduğunu bir kez daha bizlere göstermektir. Türkiye olarak amacımız İsrail ve Filistinlilerin yanyana barış içinde yaşadığı iklimin tesisidir. Ortadoğu’da adil ve kalıcı barışın temini için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyorum. Ziyaretimin ülkelerimiz arasında dayanışmaya, farklı sürecin başlamasına vesile olmasını diliyorum.”
İki lider daha sonra sorulan soruları yanıtladı.
“ANTİ-SEMİTİZME KARŞI MÜCADELE VEREN İLK LİDER BENİM”
Erdoğan kendisine sorulan” İsrail’in soykırım yaptığını neye dayandırıyorsunuz?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Türkiye olarak biz Ukrayna ile de Rusya ile de görüşüyoruz. 33 milyon ton tahılı Avrupa’ya Afrika’ya götüren biz. Biliyorsunuz binlerce Filistinliyi şu an İsrail öldürdü mü? Hastaneleri yok etti mi etti? Ben bir müslüman olarak bundan rahatsızım sen rahatsız mısın? Siz de tavır koyun. Dünyada anti-semitizme karşı mücadele veren ilk lider ben oldum. Bir basın mensubu olarak bizi tehdit etmeyin. Bize öyle sorular sorun ki insani ve vicdani olsun…”