Ana sayfa » Güncel » “TARİKAT KAMPI” SKANDALINA TEPKİLER ÇIĞ GİBİ!…

“TARİKAT KAMPI” SKANDALINA TEPKİLER ÇIĞ GİBİ!…

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

KUZEYEGEHABER-İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü sorumluluğundaki Çocuk Evlerinde kalan devlet korumasındaki çocukların herhangi bir kamu görevlisinin refakati olmaksızın, Mutlu Yuva Derneği’nin düzenlediği 40 günlük eğitim kampına götürüldüğü ortaya çıkmış; Derneğin Nur Cemaati’nin bir kolu olan Suffa Vakfı’yla ilişkili olduğu bildirilmişti.

Bakanlık söz konusu skandalı ‘Dernekle temasımız var, denetim yapılıyor’ diye yalanlarken; kampa ilişkilerin görüntülerin resmi hesaplardan sildiğini görülmüştü.

TEPKİLER ÇIĞ GİBİ!…

Skandala tepkiler sürerken; Türkiye Komünist Partisi (TKP) yöneticileri ve avukatlarından oluşan bir heyet, İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü önünde bir açıklama yaptı, müdürlüğe dilekçe verdi.

“BAKANLIK RESMEN SUÇUNU İTİRAF ETTİ”

TKP İstanbul İl Başkanı Senem Doruk İnam müdürlük önünde yaptığı açıklamada “İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nün önündeyiz. Dün kamuoyuna yansıyan bir haberle Çocuk Evlerinde kalan devlet korumasındaki çocukların, tek bir kamu görevlisinin bile refakati olmaksızın, Mutlu Yuva Derneği’nin düzenlediği 40 günlük eğitim kampına alındığını öğrendik. Bu skandal haberlere konu olduktan sonra, dün Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı açıklama yaptı ve olayın kendisinden daha büyük bir skandala imza attı. Bakanlık resmen suçunu itiraf etti… Neymiş, protokolleri varmış, neymiş her şey yasalmış. Yok o vakıfmış, yok bu dernekmiş. Soruyoruz. Kim bunlar!” dedi.

Tarikat ve cemaatlerin varlığı ve faaliyetlerinin anayasal olarak suç olduğuna işaret eden Senem Doruk İnam “Adı ne olursa olsun, hangi prosedür uygulanırsa uygulansın hepsi yasa dışıdır. Kimse büyük ekonomileri yöneten, iktidar eliyle desteklenen, birer suç merkezi haline dönen tarikatların inanç özgürlüğü olduğunu söylemeye kalkmasın. Buna izin vermeyiz” ifadelerini kullandı.

TKP İstanbul İl Örgütü’nün konuyla ilgili İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne bilgi edinme talebi çerçevesinde dilekçesi iletildi.

Dilekçede soL’da yer alan söz konusu haberler delil olarak gösterilerek “İddialar hakkında il müdürlüğünüzden bilgi edinme amacıyla iş bu dilekçe hazırlanmıştır. T.C. Anayasası Madde 62 ve Bilgi Edinme Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca aşağıda sıralayacağımız soruların cevaplarını ivedilikle tarafımıza iletilmesini talep ederiz” denildi.

Çocuk evlerinden hangilerinin giderlerinin dernek veya vakıflar tarafından karşılandığı sorulan dilekçede, durumun anayasa ve ilgili kanunlara aykırı olduğuna da dikkat çekildi.

Dilekçede yer alan sorular şöyle:

“Bakanlığınız denetiminde olduğunu söylediğiniz çocuk evlerinden kaç tane vardır, bu evlerden hangilerinin giderleri hangi dernek veya vakıf tarafından karşılanmaktadır?

Yukarıda belirttiğimiz başlıkla kamuoyuna yansımış olan olayda adı geçen Mutlu Yuva Derneğinin Laik cumhuriyet değerlerine aykırı faaliyetleri bulunan Suffa Vakfıyla ilişkisi ne durumdadır, bu vakfın Nur Cemaatiyle bağlantısı var mıdır?

Haber kapsamında belirtilen dernek ve vakıfla kurulan ilişkinin dayandığı madde, sözleşme ve protokol hangileridir?

“SUFFA VAKFI’YLA İLİŞKİ KASTEN GİZLENMİŞTİR”

Kamuoyuna “Devlet koruması altındaki çocuklar 40 günlük tarikat kampına yollandı!” başlıklı haberle yansıyan olay hakkında bakanlık açıklama yapmış, açıklamada Gündüzalp Erkek Öğrenci Yurdunun bakanlığa bağlı olduğu belirtilmiş ancak yurtla Suffa Vakfının ilişkisi kasten gizlenmiştir. Suffa Vakfının Gündüzalp Erkek Öğrenci Yurduyla ilişkisi nedir, neden sitelerinde eğitim faaliyetleri içerisinde gösterilmiştir?

Koruma altındaki çocukların devlet gözetimi altında olması gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti, Anayasa madde 2 de belirtildiği üzere laik bir hukuk devletidir. Laik bir hukuk devletinin gözetimindeki çocukların, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının Çocuk Koruma Hizmetleri Planlama Ve Çocuk Bakım Kuruluşlarının Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğinin 35. Maddesine dayanarak laik Türkiye Cumhuriyetinin temel nitelikleriyle uyuşmayan dernek ve vakıflara teslim edilmesi anayasa ve ilgili kanunlara aykırı değil midir?

“ÇOCUKLAR DİNİ SUİSTİMALE MARUZ BIRAKILIYOR MU?”

Çocuk Koruma Hizmetleri Planlama Ve Çocuk Bakım Kuruluşlarının Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliği Madde 35’in uygulanması Çocuk Koruma Kanunu ve Anayasaya aykırı değil midir, bu yönetmelikle devlet korumasındaki çocuklar dini suistimale maruz bırakılmakta mıdır?

Kamuoyuna yansıyan haberde adı geçen Suffa Vakfının internet sitesinde Mutlu Yuva Derneğinin bünyelerinde olduğu “Yetimler” sekmesinde ifade edilmiştir. Aynı internet sitesinde Tebliğ bölümü bulunmakta olup, bu bölümde “Bu kefalet ve himayenin bu asrın anlayışına ve idrakine intikali ve irşadı için de Bediüzzaman hazretlerinin, Risale-i Nur külliyatı ile tavzif edilerek hakaik-i imaniye, esasat-ı İslâmiye açısından teçhiz ve deruhte edilmiştir.” şeklinde ifadeler yer almaktadır.

Bu ifadeleri kendini açıklamak için kullanan bir vakfın laik cumhuriyetin korumasında olan çocuklara Saidi Nursi isimli zatın öğretilerini dikte etme riski göz ardı edilmiştir. Bu riski göze alarak ilgili vakıf ve dernekle yapılan protokolün devam etmesi anayasa ve kanunlara açıkça bir muhalefet değil midir?

İlgili vakfın iddiası, şimdiye kadar 1000’e yakın devlet korumasındaki çocuğa ulaştıkları yönündedir. Bu çocukların ilgili vakıfla ve vakfın bağlı bulunduğu Nur cemaatiyle ilişkisi ne durumdadır. Devlet korumasındaki çocuklar ilgili vakıf eliyle Nur Cemaatine mi peşkeş çekilmektedir?

Anayasasında “Laik Hukuk Devleti” niteliğine haiz olduğu belirtilen Türkiye Cumhuriyeti’nin korumasındaki çocukların FETÖ benzeri bir cemaatin himayesine bırakılması kamu güvenliği, laik cumhuriyet ve çocuğun korunması ilkelerine aykırılık taşımaktadır. Bu aykırılığın giderilmesi için ilgili vakıfla yapılan protokolün acilen feshi gerekmektedir. Protokolün feshedilmesi mümkün müdür, bakanlığınızın bu protokolü feshetme gündemi var mıdır?

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yukarıda ismi geçen yönetmeliğinin Çocuk Koruma Kanunu ve Anayasaya açıkça aykırı olduğu ve çocukların ancak devlet gözetiminde bulunması gerekliliğiyle çeliştiği açıktır. Bu yönetmeliğin uygulanmasıyla ilgili vakıf ve dernekler açıkça Türk Ceza Kanunu 234. maddesine göre çocuk kaçırma suçunu, bakanlık yetkilileri ise TCK’nin 257. maddesine göre görevi kötüye kullanma suçunu işlemektedir. Bu nedenlerle ilgili yönetmeliğin acilen uygulanmasının durdurulması gerekmemekte midir?…”

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2024 | Kuzeyegehaber.com