KUZEYEGEHABER-Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, 15 Temmuz 2016’da Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki FETÖ yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin ardından ‘kahraman’ ilan edilen ve ‘darbenin seyrini değiştirdiği’ söylenen Korgeneral Zekai Aksakallı’nın sözlerini köşesine taşıdı.
Gelişen süreçte dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’la ters düşen, Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan alınarak önce Gelibolu 2. Kolordu Komutanlığı’na, akabinde kızak göreve alınan Aksakallı, daha sonra emekli edilmişti.
Gazetecinin aktardığına göre M5 Savunma – Strateji Dergisi’nin Yayın Yönetmeni Ardan Zentürk’e konuşan Aksakallı, 15 Temmuz’da Özel Kuvvetler Komutanlığını ele geçirmek isterken Astsubay Ömer Halisdemir tarafından vurulan Terzi’yle ilgili uyarısını 2014’te yaptığını, ancak 2015 Ağustos şûrası sonucunda yerinde kaldığını anlattı:
“2015-2016 yılları arasında Semih Terzi’nin buradaki görevinden alınması için iki defa teklifte bulundum. Ancak görevden alınmadı. Terzi’ye olumsuz sicil ve kanaat yazdım. Darbe girişiminden 5-6 ay öncesinde kendisine Silopi’de ‘Dilekçeni yaz ve birlikten defol git’ dedim. Terzi’nin FETÖ’cü olduğunu tahmin ediyordum.”
Terkoğlu’nun Zentürk’ün gerçekleştirdiği söyleşiden aktardıkları şöyle:
Merakla erkenden bulup okudum…
Aksakallı, 11 sayfalık söyleşide çok mesaj vermiş. Darbe öncesine dair kritik bir detay dikkat çekiyor. Aksakallı, karargâhı açık bir dille eleştiriyor: ‘2014’te maiyetimdeki üç tugay komutanının FETÖ mensubu olduğu kanaatine vardık. Bunlardan biri Semih Terzi’ydi. Dönemin Genelkurmay başkanına durumu arz ettik. 2015 Ağustos şûrası sonucunda üç FETÖ mensubu tugay komutanından ikisi değişti. Terzi değiştirilmedi. Sonra çok uğraş verdik ama göndermeyi başaramadık. Eğer bu değişimlerin hiçbiri yapılmasaydı 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde Özel Kuvvetler’in üç komutanı da FETÖ mensubu olacaktı. Bütün muharip birliklerin kontrolü FETÖ’nün elinde olacaktı.’
Nedendir bilinmez, Terzi’nin durumu, Aksakallı tarafından Genelkurmay’a iletilmişken Terzi, göreve devam etmiş.
Şunu söyleyeyim…
YAŞAR GÜLER’İN FETÖ’YE KARŞI DURUŞUNU TAKDİR EDİYOR
Aksakallı, Hulusi Akar ile Yaşar Güler arasında görünür bir ayrım yapıyor. Güler’in FETÖ’ye karşı duruşunu takdir ediyor:
‘2015 alay komutanlıkları atamalarında iki FETÖ mensubu kurmay albayın, Özel Kuvvetler Komutanlığı’na alay komutanı olarak planlandığını öğrendik. Bu atamaların yapılmaması için mücadele verdik. Genelkurmay 2. Başkanı E. Orgeneral Yaşar Güler de bu atamalara karşıydı. Kara Kuvvetleri Komutanı E. Orgeneral Salih Zeki Çolak ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanı Tümgeneral Şevki Gençtürk de bizimle aynı görüşteydi. Buna rağmen bu atamalar yapıldı. Albaylardan biri Fırat Alakuş, 15 Temmuz ihanetinde Genelkurmay Karargâhı’nı ele geçiren ekibin başında yer aldı, diğeri ise Albay Fatih Yarımbaş beni ele geçirmeye çalışan ekibin başındaydı.’
İşin ilginci Aksakallı, FETÖ’cülerin değil kendisinin tasfiye edilmeye çalışıldığını söylüyor. ‘Yaşar Güler’in buna engel olduğunu biliyorum’ diye devam ediyor.
‘DEFOL GİT’ DEDİM
Aksakallı’nın anlattığına göre Terzi ile sonra da devam etmiş:
‘2015-2016 yılları arasında Semih Terzi’nin buradaki görevinden alınması için iki defa teklifte bulundum. Ancak görevden alınmadı. Terzi’ye olumsuz sicil ve kanaat yazdım. Darbe girişiminden 5-6 ay öncesinde kendisine Silopi’de ‘Dilekçeni yaz ve birlikten defol git’ dedim. Terzi’nin FETÖ’cü olduğunu tahmin ediyordum.’
Aksakallı, ne yaptıysa olmadığını, 15 Temmuz’a bu şekilde gidildiğini söylüyor.
15 Temmuz gecesi, Terzi’nin Özel Kuvvetler’i ele geçirme girişimini öğrendikten sonra, Şehit Ömer Halisdemir ile son konuşmasını şöyle anlatıyor:
‘Bir baba oğulun inanılmaz hisleri içerisinde o tarihi emri verdim. Özetle; ‘Ömer, kardeşim 20 yıla yakın birlikteliğimize dayanarak sana tarihi bir görev veriyorum; Terzi darbeci bir haindir, onu karargâha girmeden öldür. Bunun sonunda şehadet olduğunu biliyorsun, hakkını helal et’ dedim. O da ‘Emredersiniz, komutanım, hakkım helal olsun’ dedikten sonra telefonu kapattık.’
Aksakallı, Özel Kuvvetler mensuplarının cebinde taşıdığı, kendi hazırlattığı 8 maddelik notu da paylaşmış. Birinci maddede ‘Bütün faaliyetlerde yasallık esastır’, son maddede ‘Durum ve şartlar ne olursa olsun esarete düşmek ve teslim olmak asla düşünülemez, şehadet esastır’ yazıyor. Belli ki Süleymaniye’deki çuval baskınından ders alınmış!
AKAR’A ÖRTÜLÜ ELEŞTİRİ…
Ardan Zentürk, Aksakallı’ya, darbeden sonra Akar tarafından tasfiye edilmesini de sormuş. Yanıtı manidar:
‘Malumunuz Milli Mücadele döneminde baştan beri Yunan işgalini tanımayan ve sonuna kadar mücadele eden Manisa Demirci Kaymakamı İbrahim Ethem Bey, Milli Mücadele için toplanan akıncılara şunu ifade eder; ‘Bu bir vatan namus ve istiklal mücadelesidir, kişisel hiçbir karşılığı yoktur. Milli Mücadele başarıya ulaştığında, sağ kalanlar geriye döndüğünüzde, bizimle birlikte mücadeleye katılmayanların, geri planda kalanların, makam mevki ve servet sahibi olduğunu görebilirsiniz. Eğer bir hak iddia edecekseniz şimdiden vazgeçin ve bizimle beraber mücadeleye katılmayın.’’
Aksakallı, ‘millete ve devlete küs olmadığını’ söylemiş. Ama örtülü bir dille, 15 Temmuz’dan makam, mevki ve servet çıkaranlara eleştirisini yapmış.
15 Temmuz’un kritik isminin, yedi yıl sonra anlattıklarının küçük bir bölümü böyle. Çıkan sonuç, gereken yapılsa darbe, 15 Temmuz’dan çok önce engellenebilirmiş. Gelgelelim, nedense ‘birileri’ pek de istememiş!
Kafamızı kaldırıp bakıyoruz. Ancak unutmayın, geleceğin çekirdeği, geçmişin yaşanmışlığında gizli…”