KUZEYEGEHABER-Hacettepe Üniversitesi’nin 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerde yaptığı inceleme, bölgedeki yapı stoku sorununu gözler önüne serdi. Raporda, Hatay’da yapılan incelemelerde yıkılan binaların çoğunun 4 katlı olduğu, el ile ufalanabilecek kadar düşük kalitede beton dayanımına sahip oldukları, düz donatıların (demir) sıyrıldığı, yetersiz sıklıkta ve çapta kullanılan etriyeler arasında burkuldukları belirtildi.
Raporun Hatay ile ilgili bölümünde; depremde kentte büyük yıkım meydana geldiği ve fazla sayıda betonarme binanın yıkıldığı belirtildi. Yıkılan binaların çoğunlukla şehir merkezinde ve 4 katlı olduğuna dikkat çekilerek, “Enkazda yapılan incelemelerde binaların el ile ufalanabilecek kadar düşük kalitede beton dayanımına sahip oldukları, düz donatıların sıyrıldıkları ve yetersiz sıklıkta ve çapta kullanılan etriyeler arasında burkuldukları gözlenmiştir.
Ayrıca yıkılan binaların çevresinde benzer yapısal özelliklerdeki binaların kimi zaman yapısal hasarsız olarak depremi atlatabildikleri görülmüştür. Bunun temel sebepleri arasında görece olarak az hasar almış binalarda, yapısal kusurların azlığı, işçilik ve yapım kalitesinin daha iyi olması, tasarım gerekliliklerinin daha fazlasının yapısal sisteme eklenmiş olması sıralanabilmektedir” denildi.
GİRİŞ İŞ YERİ OLAN BİNALARDA ‘YUMUŞAK KAT’ SORUNU…
Hatay’da hasarlı binaların dıştan ilk incelenmesinde; göze çapan problemlerin yumuşak kat düzensizliği ve ağır çıkmaların olduğuna dikkat çekilerek, özellikle giriş katları iş yeri olarak kullanılan birçok binada, bu durumun daha sık gözlendiği belirtildi. Bu tip binaların giriş katlarında kat yüksekliklerinin fazla olması ve dış cephelerde dolgu duvar bulunmamasının ‘yumuşak kat’ olarak adlandırılan düzensizliğin oluşmasına yol açtığı kaydedildi.
Ayrıca ağır çıkmanın bulunduğu kat ve üzerindeki katlarda ağır bölme duvar hasarlarının gözlemlendiği, ağır çıkmaların bazı binalarda lokal göçmelerin oluşmasına sebep olduğu belirtildi.
Türkiye’de binaların zemin katlarının dükkan, restoran gibi geniş pencere açıklıklarına sahip mekanlara ayrıldığına dikkat çekilen raporda, “Bu mekanlarda kolon, perde ve bölme duvar gibi elemanların miktarı üst katlara oranla az olmaktadır. Bu sebeple yapıda zayıf bir kat oluştuğu, bu katın üzerine gelen yatay yük talebini karşılayamadığı ve yıkıldığı görülmektedir. Zemin katın yıkılması sonucu yapılarda bütüncül veya bölgesel çökmeler gözlemlenmektedir” ifadeleri kullanıldı.
“GÜÇLÜ KİRİŞ, ZAYIF KOLON YIKICI OLMUŞTUR”
T24’ün aktardığına göre; raporun Adıyaman ile ilgili bölümünde ise yıkılan binaların büyük bölümünün 1999 öncesi yapılan eski yapı olduğu belirtildi. Normal betonarme binalarda ‘zayıf kiriş-güçlü kolon’ tasarımının önemine dikkat çekilen raporda, “Burada kolon, kiriş ve döşeme betonlarının beraber döküldüğünü düşünecek olursak, kiriş güçlü olduğu eksende döşemeyi de güçlendirmektedir.
Üstelik bazı büyük döşeme açıklıklarını geçmek için döşeme ve kiriş derinlikleri artırılmaktadır. Bu şekilde ‘güçlü kiriş-zayıf kolon’ sorunu ortaya çıkmaktadır. Kahramanmaraş merkezli bu depremlerde, bu durumun yıkıcı bir sorun olduğu gözlenmiştir” denildi.
Gaziantep’te de Hatay’da olduğu gibi yıkılan binaların düşük kalitede beton dayanımına sahip olduğu, düz donatıların sıyrıldıkları, kolonlarındaki düz donatının oranının yetersizliği, yetersiz sıklıkta ve çapta kullanılan etriyeler sonucu kolonlarında burkulmaların gözlemlendiği belirtildi.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesindeki yapılarda ise ‘asmolen döşeme’ kullanımının çok yaygın olduğu gözlemlendi. Bu döşemelerin, 1999 depreminde döşeme dolguları yuvalarından çıkıp, daire içindeki insanların üzerlerine düşmesi nedeniyle ölümlerine neden olması sonrasında yasaklandığı belirtildi. Raporda; depremden etkilenen diğer illerde yapılan incelemelerde de benzer sorunlara rastlandığı vurgulandı.
Ayrıca inceleme yapılan tüm bölgelerde sıvılaşma kaynaklı çökmeler ve yapısal hasarlara rastlandığı kaydedildi…