KUZEYEGEHABER-Türkiye’nin kaderini şekillendirecek cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda yüzde 44.88 oranında oy alarak AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’la ikinci tura kalan Millet İttifakı’nın adayı – CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Babala TV’de karşıt görüşlü insanların sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu’nun dün akşam 21.30’da yayına giren ve bugün saat 08.10 itibariyle 7.8 milyon izlenmeye ulaşan yayında söylediklerinden öne çıkan kısa diyaloglar ve uzun yanıtlar şöyle:
‘KİM TESPİT ETTİ?’
(ABD’de yaşayan iki Türk girişimci Eren Özmen ve Fatih Özmen’e ait Sierra Nevada’yla ilgili tartışmalar)
Kılıçdaroğlu: İki milyar dolarlık servetleri var. Uzay sanayinde Elon Musk’tan sonra en önemli kişiler. Bunların bize gelip yardım yapması, Atatürk Havalimanı’nda hangarlar var. Onları tashih edeceğiz. Uçak gelip kalkmayacak burada. Biz uzay sanayi konusunda Türkiye’yi geliştirmek zorundayız. Türkiye kökenli iki Alman vatandaşı Kovid-19 aşısını buldular değil mi? Alman ekonomisine 140 milyar dolar kazandırdılar bir yılda. Türkiye’de olsalardı biz kazanacaktık. Bizim insanlarımızı Türkiye’ye getirip yüksek yetenek inşasını yeniden kurmak için mücadele ediyorsam bundan kim alınacak. CIA’yle iş birliği yaptılar mı diyorsunuz?
Genç: CIA’yle bağlantısı tespit edildi.
Kılıçdaroğlu: Efendim, kim tespit etti?
(Uzun süreli sessizlik)
Genç: Dünya kadar belge sunuldu sosyal medyada, haber sitelerinde…
Bir başka genç: Bence çok iyi bir çalışma ekibi, sandık güvenliği alınamıyor. Bununla ilgili bir çaba da gösterilmiyor.
Kılıçdaroğlu: Sandık güvenliğini neden konuşuyoruz, hiç düşünüyor musunuz?
(HDP’yle PKK isimlerinin birleştirilerek sorulan terör sorusu üzerine)
Kılıçdaroğlu: Örgüt ismi verdiniz ama tam anlayamadım
Genç: HDPKK
Oğuzhan Uğur: PKK da aplikasyon gibi bir AKPKK oluyor bir HDPKK oluyor bir kendi başına ilerleyemedi. (Salonda gülüşmeler)
‘HDP’ DEDİĞİNİZ PARTİ SIRASI GELDİĞİ ZAMAN TBMM’Yİ YÖNETİYOR’
“HDP HDP dediniz PKK ile birleştirdiniz. Kardeşim HDP dediğiniz parti sırası geldiği zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni (TBMM) bir hafta yönetiyor. Yani Meclis’te görüşme olurken Sayın Bahçeli’de el kaldırır, ondan izin istemeden çıkıp kürsüye konuşamaz, ben de, AK Parti de. Şimdi biz ‘TBMM’yi PKK yönetiyor’ diyebilir miyiz? Devleti bu kadar küçük, itibarsız hale getirebilir miyiz? Bu devlet bizim devletimiz arkadaşlar. Türkiye bu kadar zayıf bir ülke mi? Bir dili kullanırken saygılı olmalıyız.
Halka güveneceğiz, halk bizi uzun süredir iktidar yapmıyor. Ne yapacağız, aşağılayacak mıyız? Bir kan davası haline dönüştürüp emperyal güçlerin ekmeğine yağ sürmemeliyiz? Bizim sizinle kardeş olmamız lazım.
Bakın bir şey daha söyleyeyim. Hata denilen kavram insana özgüdür. Hatadan dönmek bir erdemdir. Efendim ‘Bu böyle yaptı.’ Onu alıyorlar, bütün partiye yayıyorlar.
DEMİRTAŞ – KAVALA SORULARINA YANIT: HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR
(Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’yla ilgili sorular üzerine verdiği yanıtlar)
“Düşünelim, birisi kızmış size, ‘Alın bunu içeri atın.’ Mahkemeye gittiniz, beraat kararı verdi. Olsun diyorlar, ‘İçeride tut, bir suç daha uydur.’ Mahkeme kararları uygulanmıyorsa, ben sessiz kalıyorsam, niye siyaset yapıyorum? Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.”
“Efendim, ‘Selahattin Demirtaş’ı serbest bırakacaklar.’ Arkadaşlar, ben istesem de zaten serbest kalmaz. Demirtaş’ı serbest bırakacak yargıdır, Kavala’yı serbest bırakacak yargıdır. Ben niçin yargılandılar diye itiraz etmedim, niçin mahkeme kararları uygulanmıyor? Buna itiraz ediyorum. Size de mahkeme kararı uygulanmazsa, hiç tanımasam da sizin de hakkınızı savunacağım.”
EMİNE ŞENYAŞAR’I ANLATTI: LİNÇ EDİLDİ, BU KADININ BİR GÜNAHI YOKTU YA…
Emine Şenyaşar; Kürtçe biliyor, Türkçe bilmiyor. İki çocuğu öldürüldü. Kocasının kafasına tüp vurularak öldürüldü. Ve bu kadın gitti bir kağıda adalet istiyorum yazdı. Bu kadın linç edildi. ‘Bu aile PKK’lı’ denilerek her türlü suçlama yapıldı. Bu kadının bir günahı yoktu ya, 8 savcı iddianame yazamadı. Gittim kadını buldum, adalet sarayının önünde. Tüm avukat arkadaşlarıma ‘Bu kadının hakkına sahip çıkın’ dedim.”
300 MİLYAR DOLAR…
“Bir başka şey 300 milyar dolar. Ben yurtdışından getireceğim, evet getireceğim sadece demokrasi istiyorlar, temiz para, uyuşturucu parası değil. 8 sefer kanun çıkardılar uyuşturucu baronlarının parasını getirmek için itiraz ettik. Bana telefonunuzu verirseniz ilgili kanunu size göndereceğim. Ama dönüp bana diyeceksiniz ki ben bunu görmemiştim. Söz veriyorum göndereceğim. Üstelik son bir kanunda diyor ki; ‘Getirilen paranın kaynağı asla sorulmayacaktır’ onu da göreceksiniz orada. 300 milyar dolar temiz para getireceğiz, yatırım yapacağız.
Benim genel başkanlığım ve Türkiye’deki demokrasi ile ilgili Arap dünyasını karşılaştırdınız. Türkiye ne Avrupa ne Arap dünyası arasında, Türkiye’nin kendine özgü koşulları vardır ve o koşullar içinde demokrasisini geliştirmeye çalışan bir ülkedir ve bu demokrasinin gelişmesi için de elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.
‘BURASI SIĞINMACI DEPOSU OLMAYACAK’
(Mülteciler üzerine Kılıçdaroğlu’nun dönüş açıklamalarıyla ilgili bir film gösterildi)
Burada Suriyelilerle ilgili şöyle bizim gencecik fidan gibi askerlerimiz şehit olurken onların fidan gibi beyleri bizim sokaklarımızda volta atıyor. Yaşlıyı, çocuğu, kadını kabul ederim ama Kilis Ticaret Odası Başkanı bana ne dedi biliyor musunuz? ‘Böyle devam ederse 4-5 yıl sonra Kilis Ticaret ve Sanayi Odası’nın başkanı bir Suriyeli olacak. Ben Suriyelilerin kendi ülkelerinde daha rahat edeceğine inanıyorum. Evet Suriye’de meşru hükümetle oturacağız, anlaşacağız, buradan gidenlerin can ve mal güvenliği sağlayacağız.
Eğer Avrupalılar Suriyelilerin haklarını korumazlarsa onların evlerini, yollarını, hastanelerini yapmak için para vermezlerse Geri Kabul Anlaşması’nı feshedeceğiz, beyler gitsinler Avrupa’ya burada ne işi var? Burası sığınmacı deposu olmayacak. Avrupalı rahat etsin diye biz bunların bütün sıkıntılarına katlanıyoruz. Düzelteceğiz, göreceksiniz.”
ABD ZİYARETİ: ‘ZATEN 8 SAAT SÜRÜYOR, DEVLETİN KORUMASI YANIMDAYDI’
(ABD ziyaretindeki ‘kayıp 8 saate’ ilişkin soru üzerine)
“Boston’da MIT’e gittim dünyanın bir numaralı teknoloji üniversitesi. Türk hocalar vardı. Acaba biz Türkiye’de iktidar olduğumuzda o teknolojik buluşları kendi ülkemizde hayata geçirebilir miyiz diye onlarla görüşmeler yaptım. Arkasında başka bir üniversite geçtim. New York’ta bizim bir planımız vardı, oradan Washington’a geçecektim.
Planımız şuydu; buradan kaçırılan paralarla New York’ta Manhattan’da 35 katlı gökdelen yapmışlardı. Boston’dan bindik arabaya ve o arabayla 8 saatlik bir yolla Manhattan’a geldik. O 35 katlı gökdelenin önünde küçük bir video yaptık. Bu binanın üzerinde de hiçbir etiket yok ama biz biliyoruz kimlere ait olduğunu. Erdoğan ailesinin kurduğu bir vakfa ait orası 35 katlı bir bina, onun görüntüsünü aldık ve ondan sonra Washington’a geçtim.
Boston’da New York’a uğrayıp oradan Washington’a geçişim 8 saat. Öyle gizli kapaklı bir şey yok çünkü devletin polisi de yanımda. 8 saat nereye gitti, nereye kayboldu? Arzu eden o yolu gider, gezer 8 saatlik yolu bulur. Bu 8 saat içerisinde sadece ve sadece Washington’a giderken bir benzin istasyonunda araca akaryakıt aldık. Burada bir vakıf var o vakfın başkanı Erdoğan ailesi, orada da bir vakıf var o da Erdoğan ailesi.
Buradan milyon dolarlar gidiyor oraya o binalar yapılıyor. Diyeceksiniz ki bu rakamları nereden buldun? Çünkü Amerikan hükümeti ciddi bir hükümet, diyor ki; yurtdışından bir para geliyorsa ben bunu kamuoyuna açıklarım ve Amerikan Hazine Bakanlığı’nın internet sitesinde bütün bu rakamlar yazılı, buradan giden dolarla yazılı. Size de tavsiye ederim arada bir bakarsanız…”