Malum,bugünlerde gündemimiz seçim.Bundan yola çıkarak seçim tarihimize bir göz atalım istedim.Kurtuluş Savaşı’nı zafere ulaştıran Birinci Meclis,1 Nisan 1923 tarihinde seçim kararı aldı.
TBMM’de 3 Nisan’da seçim yasasında önemli değişiklikler yapıldı. Eskiden her 50 bin erkek nüfus başına bir mebus seçilirken, bu rakam 20 bin olarak değiştirildi. İkinci olarak seçmen yaşı 25’ten 18’e indirildi. Artık 18 yaşını tamamlayan her erkek oy kullanabilecekti.
1923 seçimleri sürerken yaşanan önemli olaylardan biri kadın hareketinin önemli isimlerden Nezihe Muhittin öncülüğünde İstanbul’da Kadınlar Halk Fırkası adıyla bir siyasal parti kurulmasıdır. Konu sürümceme de bırakılacak aylar sonra siyasi parti için ret cevabı verilecektir. Bu olayın da etkisiyle olsa gerek seçimlerde kadınların aday olma olanakları olmasa da Kastamonu’da Latife Hanım’a 29, Halide Edip’e 12 oy çıkmıştı.
Kadınlar çok beklemeyeceklerdir, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk,tüm dünyaya örnek olacak adımlarla toplumda kadına yeni bir bakış açısı kazandırdı.
1930 yılından itibaren önce belediye seçimlerine katılma, daha sonra köylerde muhtar olma ve ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkı,5 Aralık 1934’te Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan yasa değişikliği ile tanındı.Anadolu kadını, seçme ve seçilme hakkını İsviçreli kadınlardan 36, Fransız hemcinslerinden 11, Belçikalılardan ise 14 yıl önce elde etti.
Çok partili seçim sistemine geçiş 1946 yılı seçimleriyle başladı ve 1950 yılında 27 yıllık tek partili sistem sona erdi.Tek partili sistemin seçimle sona ermesine Beyaz İhtilal, Kansız İhtilal denilmiştir. İsmet Paşa’nın seçimi kaybetmesiyle ilgili yaptığı yorum unutulmazdır: ‘’Benim hezimetim en büyük zaferimdir’’diyerek ülkemizi, demokratik ülkeler safına katmasının gururunu yansıtmıştır. Tüm iktidar güçleri elindeyken bir başka partiye iktidarını veren tarihte başka bir lider yoktur, İsmet İnönü tek örnektir.
1950 seçimlerinde birçok ilk yaşandı,tasarımcı elinden çıkmış seçim afişleri ilk kez kullanıldı.Çok partili sisteme geçişle birlikte güç dengesi 2014’e kadar Cumhurbaşkanı yerine hep Başbakan lehineydi. İlginç bir vatandaş tepkisi 1 Aralık 1958 yılında kurulan, ’’Radyolarda Partizan Yayınları Dinlemek İstemeyenler Derneği’’idi.1958’de dönemin iktidar partisi devlet radyosunu propaganda aracı olarak kullanıyordu.
Öyle ki iktidar partisinin kurduğu Vatan Cephesi’ne katılanların isimlerinin okunması bazı günler iki saat sürüyordu. Derneğin kurulduğunun duyulmasıyla binlerce kişi üye olmak için başvurdu ve iktidar, polis baskınıyla derneği kapattı,dernek kurucularına devletin radyosuyla alay ettikleri gerekçesiyle para cezası verildi.
1973 seçimlerinde parti mitinglerinde kampanya müzikleri ve ses sanatçıları yer aldı. Bu dönem yeniliklerinden biri de seçim otobüsü idi. Parti lideri seçim otobüsünün açılabilen arka camından küçük gruplara, aracın üstünden de büyük kalabalıklara konuşma yapabiliyordu.1977 seçimleri de bir dizi yeniliğe sahne oldu.
Parti liderleri ilk defa televizyonda propaganda yapma imkanına kavuştu. İlk anketler bu seçimler öncesinde yapıldı.O dönem için çok ilginç bulunan gazete ilanları ilk kez partiler tarafından verildi, seçmenlere parti propagandası içeren ses kasetleri dağıtıldı.
Seçimlerde en çok istismar edilen ‘’din’’ unsuruyla ilgili kitaplarından çok faydalandığım felsefe yazarı Sadık Usta’dan bir alıntıyla yazımı bitireyim: Dinler tarihi, tanrının siyasileştirilmesinin tarihidir. İlk Mısır yazılı metinlerinden günümüze kadar ezilenler tanrıdan adalet ve zalimden hesap sorulmasını istemiş; güçlüler ve iktidar sahipleri ise tanrı adına yoksullara itaati, sabrı ve cenneti vadetmişlerdir…
Nazike Yaşır-ADD Aliağa Şubesi Başkan Yardımcısı