KUZEYEGEHABER-Aliağa Atatürk Ortaokulu Velilerinden Erdem Uslu kızı Ayşe Su Uslu’nun okulda yaşadığı üzüntü verici durumlu ilgili Kuzey Ege Haber’e açıklamalarda bulundu. Kızının okul yönetimince haksızlığa uğratıldığını belirten Uslu şu açıklamayı yaptı:
Kızım Ayşe Su USLU Aliağa Atatürk Ortaokulunda 7. Sınıf öğrencisi olarak yabancı dil hazırlık sınıfı olan A şubesinde okumaktadır. Bu nedenle İngilizcesi yaşıtlarına göre iyi düzeyde olmasının yanı sıra çok sosyal bir çocuktur.
“İNGİLİZCE OLARAK ATATÜRK İLE İLGİLİ BİR SUNUM YAPTI…”
Okulda öğretmenlerine, arkadaşlarına saygılı ve sağduyulu; notları yüksektir. Bu nedenle okulun matematik öğretmeninin Erasmus+eTwinning projesine (Fransa+İtalya+İspanya+Türkiye ortaklı) dâhil edildi. Proje hazırlığı aşamasında verilen görev ve sorumlulukları layıkıyla yerine getirmiş, 14-18 Kasım tarihlerinde okula gelen paydaş yabancı öğretmenlere -kendini ifade etme becerisi de iyi olduğu için- İngilizce olarak “Mustafa Kemal ATATÜRK” ile ilgili üst düzey bir sunum yaptı.
“PROJE KAPSAMINDA FRANSA’YA GÖNDERİLECEK 4 ÖĞRENCİ ARASINA DAHİL EDİLDİ…”
Gelen yabancı öğretmenler tarafından da sunum çok beğenilmiş ve tebrik edilmiştir. Sonuç olarak yapmış olduğu sunum ve çalışmaları neticesinde matematik öğretmeni tarafından okul yönetiminin bilgisi dâhilinde 4 Haziran 2023 tarihinde proje kapsamında yapılacak Fransa gezisine gidecek dört öğrenci arasına dâhil edildi.
“AYŞE SU’DAN GEREKLİ HAZIRLIKLARI YAPMASI İSTENDİ…”
Bu gruba dâhil edildiği matematik öğretmenince Okul Müdürü Habib BİLGİÇ’ in bilgisi dâhilinde öncelikle bize, 26 Ocak 2023 tarihinde adına gidiş-dönüş uçak biletlerinin alınmasına müteakip ise kızım Ayşe Su USLU’ ya bildirilerek gerekli hazırlıkların yapılması istenildi. Hazırlık kapsamında kızıma ait pasaport yenilenmiş, pratik konuşma konusunda takviye amaçlı İngilizce dil kursuna yazdırıldı.
“KİŞİSEL SORUMLULUĞUN KENDİSİNE AİT OLDUĞU BEYAN EDİLDİ…”
3 Mart 2023 Cuma günü yani otuz beş gün sonra matematik öğretmeni, kızım Ayşe Su USLU hakkında aynı zamanda eşim olan Türkçe Öğretmeni ile görüşmeleri gerektiği hususu bildirilmiş ve okul müdürü Habib BİLGİÇ’ in okulda görev yapan bir öğretmenin çocuğu olduğu için kızım Ayşe Su USLU’ nun Erasmus+eTwinning projesi kapsamında Fransa gezi planından çıkarılmasını, alınan uçak biletlerinin ve otel rezervasyonunun iptal edilmesi talimatını verdiğini, matematik öğretmenine bunun sebebini sorduğunda ise Okul Müdürü Habib BİLGİÇ’ in kişisel fikri ve tüm sorumluluğun kendisine ait olduğunu beyan ettiği öğrenildi.
“UÇAK BİLETİ VE OTEL REZERVASYONUNUN İPTAL EDİLMESİ TALİMATINI KENDİSİ VERDİ…”
Bunun üzerine eşim Remziye TURGAY USLU dört öğrenci içerisinden sadece kızımızın bu uluslararası projeden çıkarılmasını kızımıza açıklayamayacağını düşünerek okulda ağlama ve sinir krizi geçirdi. Arkadaşları ve müdür yardımcıları tarafından sakinleştirildikten sonra konu ile ilgili bilgi almak için okul müdürü Habib BİLGİÇ’ in odasına gitmiş, bu seferde Erasmus+eTwinning projesi kapsamında depremzede bir öğrencinin götürülebileceğinden bahisle ve bu okulda görev yaptığı için dört öğrenci içerisinden biri olan sadece kızım Ayşe Su USLU’ nun Fransa gezi planından çıkarılması, uçak biletleri ve otel rezervasyonlarının iptal edilmesi talimatını kendisinin verdiği bildirildi.
“HOCAM GELSİN BEN AÇIKLARIM, GELECEK YILLARDAKİ PROJELERE HAZIRLANSIN ŞEKLİNDE CEVAP VERDİ…”
Doğal olarak eşim öncelikle ebeveyn olarak emeği ve çalışması ile dâhil olduğu haliyle seçildiğini kendisine bildirdiğimiz için büyük bir sevinç yaşadığı halde dört öğrenci içerisinden sadece kızımızın aynı okulda görev yaptığı için kendisi yüzünden bu uluslararası projeden depremzede bir öğrencinin götürüleceğinden bahisle çıkarılmasının uygun olmayacağını ve bunu kızımıza açıklamayacağımızı ifade etmiş, “Hocam gelsin ben açıklarım. Gelecek yıllardaki projelere hazırlansın” şeklinde cevap vermiş olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım.
“AMİR OLARAK KIZGINLIĞINI DAVRANIŞLARI İLE DE BELLİ ETTİ…”
Eşime bir yöneticinin, eğitimcinin özellikle bir babanın böyle bir karar almasının altında başka bir şey olup olmadığını sorduğumda; 17 Şubat 2023 günü okul whatsapp grubundan öğretmen ders programlarının ve ek ders ödemelerinin herkese açık paylaşılmasının şeffaflık açısından okul için daha iyi olacağı düşüncesini yazdığını, kendisi gibi yaklaşık 10 öğretmenin daha buna katıldığını, sonrasında Okul Müdürü Habib BİLGİÇ’ in mesaj yazan öğretmenlerden birini arayarak “Orada örgütlenip yazıyorsunuz, bundan sonra görürsünüz!” dediğini ve o günden sonra amir olarak kızgınlığını davranışları ile de belli ettiğini ifade etmiş.
“BU PASİF HUSUMETİN, ÇOCUĞUM ÜZERİNDEN EŞİME KARŞI YAPILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM…”
Her ne kadar kızımın götürülmeme sebebi onun yerine depremzede bir öğrencinin götürüleceği olarak söylense de bunun arkasında günler öncesinde kızımın gideceği hatta uçak biletlerinin alınmasını, otel rezervasyonları ve diğer tüm işlemlerin yapıldığı halde bir tepki göstermediği düşünülürse bu olaylardan sonra okul müdürü Habib BİLGİÇ tarafından “kişisel fikrim” diyerek götürülmeyeceğinin söylenmesi nedeniyle de amir olarak memuruna karşı kişisel bir pasif husumet olduğunu düşündürmekte ve bu pasif husumetin çocuğum üzerinden eşim Remziye TURGAY USLU’ ya karşı yapıldığını düşünmekteyim.
23 yıllık kamu görevlisiyim ve halen Bayraklı Belediyesinde müdür kadrosunda yönetici olarak görev yapmaktayım. Yukarıda bahsettiğim konu ile ilgili ise bu tür uygulamaların iyi niyetli ve çözüm odaklı olmayan, art niyetli bir yönetici kararı olduğunu anlayacak kadar hukuk, mevzuat, bilgi ve tecrübe sahibiyim.
Depremzede bir öğrencinin bu tür uluslararası bir projede yer alması için çaba göstermek takdir edilecek bir davranıştır. Fakat kızımın bu nedenle yurt dışı gezi planından çıkarılması konusunda, olayın akışı genel olarak değerlendirildiğinde bunun bizlerde durumdan vazife, krizden fırsat yaratacak bir şüpheye mahal vermesine neden olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
“ETİK OLMAYAN VE ÇÖZÜM ÜRETİLMEDEN ALINMIŞ BİR YÖNETİCİ KARARIDIR…”
Ayrıca okul müdürü ve proje sorumlusu görevliler, örneğin alternatif olarak proje kapsamındaki yurt dışı paydaşlarından deprem felaketi yaşanmış bir ülkeden, proje kapsamında projeye ekstra bir depremzede öğrenci dahil edilmesi talep edilerek yani mevcudun dört öğrenciden beş öğrenciye çıkarılması gibi bir talep ile çözüm üretilmeden doğrudan bir karar alınmış olması, tarafımdan etik olmayan çözüm üretilmeden alınmış keyfi bir yönetici kararı olarak değerlendirilmektedir.
Aynı zamanda proje grubundaki bir öğrencinin velisinin de Aliağa Şehit Bahattin Elden Anadolu İmam Hatip Lisesinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görev yaptığı ve Eğitim-Bir-Sen üyesi olduğunu, okul müdürü Habib BİLGİÇ’in depremzede bir öğrencinin gidebilmesi için kendi sendika mensubu bir öğretmenin çocuğundan ziyade doğrudan okulunda görevli Eğitim-İş sendika üyesi bir öğretmenin, proje kapsamında ingilizce Mustafa Kemal ATATÜRK ile ilgili sunum yapan kızımızın gitmeyeceği yönünde karar almış olması ayrıca değerlendirilmelidir.
Ayrıca okulda kızımın bu proje dışına çıkarılması kararının etik olmadığını, haksızlık ve hakkaniyet yönünden bir yönetici tarafından yapılmaması gerektiğini dile getiren eşim Remziye Turgay USLU ve diğer öğretmenler hakkında da 03.03.2023 tarihinden sonra farklı konularda, belirsiz aralıklarla ifadelerinin alındığı, tutanaklar tanzim edilerek idarenin takdir ve yönetim yetkisinin korkutucu ve baskılayıcı bir güç olarak kullanılmaya çalışıldığı açıkça anlaşılmaktadır.
“KIZIMIN SUNUMUNUN ATATÜRK İLE ALAKALI OLMASI NEDENİYLE Mİ BU KARAR ALINMIŞTIR?…”
Bu nedenle; bahse konu proje kapsamında yurt dışına gidecek kızımda dahil 4 öğrenci ile ilgili okul yönetimince veya ilgili kurullarca herhangi bir komisyon kararı alınıp alınmadığı, varsa kızım Ayşe Su USLU’nun projeden çıkarılarak yerine dahil edilen depremzede öğrenci ile ilgili ayrıca bir karar alınıp alınmadığı veya kızım Ayşe Su USLU’ nun proje kapsamından çıkarılıp çıkarılmadığının net olarak tarafıma bildirilmesini, şayet çıkarıldıysa projeye dahil olmasında ve paydaş ülke temsilcileri tarafından çok beğenilen proje sunumunun Mustafa Kemal ATATÜRK ile alakalı olduğu için mi?
“BİR EBEVEYN OLARAK SORULARIMIN YANITINI RESMİ MAKAMLARDAN BEKLİYORUM…”
Kızımın eğitim gördüğü okulda eşimin Türkçe Öğretmeni olarak görev yaptığı için mi? Eşimin 17.02.2023 tarihinde okul whatsapp grubunda yapmış olduğu paylaşımı için mi? Eşimin Eğitim-İş sendika üyesi olduğu için mi? Okul Müdürü Habib BİLGİÇ’ in depremzede bir öğrencinin projeye dahil edilmesi için tüm çözüm ve alternatifleri denemiş ancak çözüm bulunamadığı için mi?
Sorularımın bir ebeveyn ve veli olarak ilgili ve yetkili kurumlar tarafından cevaplandırılmasını ve tarafıma bildirilmesi, gerekli işlemlerin yapılması için Aliağa Kaymakamlığına başvuru yapmış bulunmaktayım…
15 comments
Keşke bir çocuğun duygularıyla,gelecek ten umuduyla,hayalleriyle oynayacak kadar bu denli nefret içinde olunmasaydı.Çok yazık!!!!!!!!
Not:Bunu yapan Malesef Aliağanın En Kalabalık Okulunun Müdürü.
Üzücü bi durum
Bir anne olarak Ayşe Su kızımızın ebeveyninin tepkisini haklı buluyor ve yürekten katılıyorum. Her ne sebeple olursa olsun bir çocuğa hayal kırıklığı yaşatarak başka bir çocuğu mutlu etme düşüncesi çok yanlış geliyor. Umarım yetkililer bu yanlış karardan dönerler.
Anlatılanlar doğru kabul ederek şunu söylemek isterim. Ne alaka deprezede öğrenci. Bir kişinin depremzede olması bir başkasının hakkına geçmesine imkan veremez bir defa sunulan gerekçe tuhaf. Sapla samanı karıştırmayacak hakkın ne demek olduğunu bilen idareciler eğitimciler lazım bu çocukların başına.
Bir egitimcinin kişisel nedenlerinden dolayı bir ogrencisini hedef almasını kınıyorum. Öğrencilerin egitim kurumlarında haksızlıklara uğraması kabul edilebilir bir durum degildir. Anlaşıldığı kadarı ile bahsi geçen müdür görevini kötüye kullanmıştır. Umarım bu konuda hakkinda yasal işlem başlatılarak sorun çözülür ve projeye hakkı ile kabul edilen ögrencinin proje devam etmesi sağlanır.
Bir eğitimciye bu davranışı hiç yakıştıramadım, yapılan gerçekten çok çirkin ve mantıklı bir açıklaması olamaz.
Bir çocuğun umudu ve hayalleri ile oynanması kabul edilemez, bu durum derhal düzeltilmeli ve müdür hakkında yasal işlem başlatılmalıdır.
Şu 21. Yüzyılda nasıl bir örümcek kafalar tarafından ne hale getirildiğimizin tipik bir örneği, liyakati ve becerisi olmayan ve adınada eğitimci denen şu zavallı yönetici,kul hakkı nedir sana hiçmi öğretmediler. Birde hakkı ve terbiyesi ile hak etmiş bir çocuğun, hakkını sana yedirmezler. Senin kişisel egon o sabinin hakkını yiyemez, bir sorunun varsa,bunun çözümü hak yemek değildir. Tabiiki şuç sadece sende değil bu kokuşmuş düzende senin gibi liyakatsizleri yönetici diye oraya getirenlerde. O kızımız yalnız değil, ama sen bir zavallısın😡😡😡
Gerçekten yazık gelecek nesillerin hayallerine ve hevesini hırs ile elinden almak, sonrasında gelecek nesillerden umut beklemek…
Bir çocuğun hayallerini yıkacak hiçbir sebep kabul edilemez. Müdür bey Kendisinin çocuğun başına gelse aynı durum acaba ne tepki verirdi.
Sunumun Atatürk ile alakalı olması mı
Yada Şahsi kin ve neftetten kaynaklanması mı
Yada ben ne dersem o olur zihniyetimi,
Artık Her ne ise; Kişisel fikrim ve tüm sorumluluk bende denilerek bir çocuğun hayallerini, emeklerini alt üst etmek nasıl bir vicdana sığar merak etmiyor değilim.
Geleceği parlak olan kızımıza yapılan bu muamele laiklik düşmanlığından Atatürk düşmanlığından ileri gelir. Hak ve adaletin ayaklar altına bir öğrencinin geleceğinin suistimal edilerek alınması kabul edilemez. Umarım gereği yapılacaktır.
Liyakatin olmadığı her kurumda maalesef bu tarz yöneticilere rastlanmaktadır. Yönetme becerisi gelişmemiş insanların, eğitmen olarak, en azından çocuk psikolojisinden anlamaları gerekirdi. Gelecek nesillerimize bir şey katmasını istediğimiz insanlar öyle görünüyor ki, katkı vermek şöyle dursun, yetiştirilmiş / belirli bir düzeye getirilmiş çocuklarımızı aşağıya çekmektedirler. Böyle insanların en azından bir şeyi iyi yapabiliyor olmaları gerekirdi.
Gelişmemiş toplumlarda sadece siyasi ilişkilerle bir yere gelen insanların, bu ülkenin geleceğine katkısı olmayacaktır. Çünkü, siyaset bu tür toplumlarda başarılı olamanın bir göstergesi olamamaktadır.
Müdür bey yanlışını kabul etmeli ve elindeki tek başarı argümanından da olmamalıdır. Hayatın ona da ne getireceği belli olmaz.
Okuduğum kadarıyla kişisel egolardan dolayı masum bir yavrunun hayalleri suya düşürülmüştür. Keşke yöneticiler objektif
ve hakkaniyetli yaklaşmayı her türlü şart altında uygulayabilseler.
Bir öğrencinin hayallerini yıkmak bir yöneticinin iki dudağı arasında olabilir mi yoksa bu iş liyakat mı ister ? Adaletli olmak, hakkını hak edene vermek çok mu zordur , ya da işlerine mi gelmez. Nedir içlerindeki bu kin bu öfke neyedir? Kendileri gibi olmayışa mı. Umarım bunları okuyorsunuzdur sizin gibi olmayan insanlar galip gelecek ve siz yediğiniz hakların hesabını vereceksiniz.
Okul müdürümüz Ayşe Su kızımızın hakkını gasp etmiştir. Umarım bu yanlıştan döner, öğreticiden çok iyi bir eğitimci olması gerektiğini hatırlar. Müdür bey kamunun gücünün kötüye kullanmasının cezasını alması yönünde yetkili kurumların idari işlemleri başlatmasını temenni ederiz…