KUZEYEGEHABER-CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun katıldığı törende Çiğli Belediye Başkanı Gümrükçü’yü protesto eden işçilerden 3 temsilci görevden alındı.
Genel-İş İzmir 8 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Çiğli Belediyesi işçileri duruma tepki gösterdi, ” İşçi iradesini sahip çıkıyor, çıkacaktır. Kimse kendi koltuğunu sağlamlaştırmak üzere ekmekle oynamasın” açıklamasında bulundu
Yapılan açıklamada, “Verdiğimiz ekmek mücadelesini herkes görüyor, duyuyor. Dost da, düşman da takip ediyor, anlatıyor. İki gün önce yaptığımız açıklamayı da basın emekçisi dostlarla yeniden paylaşacağız. Süreci baştan anlatmamızın anlamı yok. Bugün burada bir araya gelmemizin nedeni, işçilerin iradesiyle seçilen işçi temsilcilerinin görevden alınmasına karşı irademizi gasp ettirmeyeceğiz demek! Bugüne kadar sendikamız başta olmak üzere emek mücadelesi veren işçi ve emekçiler, sadece ücret, işten atmalarla yani ekonomik taleplerle ilgili mücadele etmedi.
Ülkemizin daha demokratik olması için de mücadele etti. Çünkü gerçek bir demokrasi ekmek kadar, su kadar ihtiyaç. Bizler her zaman gerçek bir demokrasi için mücadele ettik. İşçi sınıfının mücadele tarihi de bu durumun en büyük ispatıdır” ifadeleri kullanıldı.
‘GÖREVDEN ALMAK İRADE GASPI’
“İzmir’de, İstanbul’da ülkenin herhangi bir yerinde seçilmiş belediye başkanının, dokunulmazlığı kaldırılan milletvekillerinin görüşlerine katılalım katılmayalım, halk tarafından seçildiği için görevden alınmasına karşı durduk” denilen açıklamada, “Konfederasyonumuz DİSK son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na dayanışma ziyaretinde bulundu. Neden? Çünkü halkın seçtiği birini görevden almak ancak onu seçenlerin tercihi olabilir. Görevden almak irade gaspıdır.
Sendikamız gerçekten demokrasiyi savunuyorsa kendi iç demokrasisini de tesis etmelidir. Genel İş sendikası ne yazık ki, ilk defa temsilcileri görevden almıyor. Merkezden başlayarak şubelere kadar mevcut yönetim kurulları kendisine muhalif olan, farklı fikirlere sahip işçileri basit gerekçeler göstererek görevden alıyor. Şimdi İzmir’de yaşananlar da farklı değil” tepkisi gösterildi.
‘KESİNLİKLE KABUL ETMİYORUZ…’
Açıklamada son olarak şu ifadeler yer aldı:
Bazı dinleyiciler, “Siz de sendikaya zarar verecek eylemler yaptınız. Sendikaya sormadınız.” diyecektir. Bu kesinlikle doğru değildir, kabul etmiyoruz. Biz günlerdir kendi aramızda tartıştık ve kararlarımızı da paylaştık. “Söz, yetki, karar işçide” sloganına bugün sahip çıkılıyorsa, gereği yapılmalıdır. Gereği nedir? İşçiler toplanır, kendi sorunlarını hep birlikte tartışır bir karara varır. Sonra alınan kararı hep birlikte uygular. Temsilcisi de işçi de karar neyse yerine getirir.
İşte bizim tam da yaptığımız bu. İşçiler olarak toplandık, önce tartıştık. Utku Gümrükçü’nün imza atmamak üzere bizi oyaladığını, grevin intikamını aldığını gördük. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu da önceki açıklamada ifade ettiğimiz gibi dert babası olarak görerek, derdimizi anlatmak üzere yanına gittik.
Depremzedelere, Roman kardeşlerimize ve Kemal Kılıçdaroğlu’na da asla saygısızlık yapmadık. Ancak ne yazık ki, bu durum başta AKP’ye yakın medya kuruluşları olmak üzere işçi dostu gibi görünen kişiler tarafından da çarpıtıldı. Olay gerçekliğinden koparılarak iftiraya vardırıldı. Bu eylememiz bahane edilerek görevden alma yoluna gidildi.
Oysa gerçekten demokrasiyi savunan bir sendikada ne olmalı?
1- Söz konusu eyleme katılanlar sendika tarafından çağrılarak, olayı başka mecralardan değil önce kendi üyesinden dinlemeli.
2- Hırsızlık gibi yüz kızartıcı suçlar işlenmişse, işçiler kendi sınıfına ihanet ederek patronlara işçi kardeşlerini satmışsa disipline götürülmelidir.
3-Eğer ortada ciddi bir durum varsa işçiye dönerek, kongreye götürmeli, işçinin tercihi yeniden tescillenmelidir.
4- Söz, yetki, karar ilkesi sadece eylem için değil, sendikanın tüm yapısını da kapsamalıdır. İhanet ve yüz kızartıcı suç dışında hiçbir işçi temsilcisi görevden alınmamalıdır.
Ancak bu saydığımız maddelerin hiçbiri olmadan hak gaspıyla, irademizin gaspıyla karşı karşıya bırakıldık. Yüz kızartıcı bir suç işlemişiz gibi bir gece kararıyla görevden alındık. Ne görevden alınan arkadaşlarımızın ne de üyesi işçilerin haberi olmadan! Bu nasıl demokrasi? Bu nasıl bir sendikacılık?
Asıl sorgulanması gereken şudur:
*Genel İş Sendikası İzmir 8 NO’LU şube 10 aydır işyerlerine, işçinin içine gelmiyor.
*Şubeye üye olan iki büyük işyeri Karşıyaka ve Çiğli belediyeleri ikisi de asgari ücretin altında kaldı.
‘KİMSE KOLTUĞUNU SAĞLAMLAŞTIRMAK İÇİN…’
İşte esas disipline söz konusu olacak uygulamalar bunlardır. Ancak görevden almayın. İşçilerle, şube yöneticilerinin koşullarını eşitleyin ve kongreye götürün biz onları nasıl görevden alıyoruz görün. İşçi iradesini sahip çıkıyor, çıkacaktır. Kimse kendi koltuğunu sağlamlaştırmak üzere ekmekle oynamasın!
İşçi ve emekçiler sorunlarından nasıl kurtulabilir? Sorunların çözümü için sendika yöneticilerine kukla değil, mücadeleci işçiler gereklidir. Ekmek davası ateşten gömlektir. Ekmekle oynayan yanar…