KUZEYEGEHABER-‘Kimyasal silah’ iddialarının araştırılması gerektiğini söylediği için ‘örgüt propagandası’ iddiasıyla tutuklu yargılanan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ile diğer konsey üyeleri hakkında ikinci soruşturma başlatıldı.
Soruşturmaya dair açıklama yapan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, soruşturma dosyasının tesadüfen öğrenildiğini, dosyanın içeriğine dair kısıtlılık kararının TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkındaki soruşturmayı açan savcı tarafından alındığını söyledi.
Açıklamada, 27 Aralık Salı günü öğle saatlerinde Ankara’da ikamet eden Merkez Konseyi üyelerinin TTB Hukuk Bürosu avukatlarıyla birlikte savcılığa gittiği, ifade için hazır olduklarını söyledikleri, savcılığın hekimlerin ifade verme taleplerini kabul etmediği bilgisine yer verildi.
‘KORKU İKLİMİ YARATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ’
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi tarafından yapılan açıklamada “Biz bu kurguyu ne yazık ki başkanımızın tutuklanmasında da yaşadık” denildi. Hukuksuz adli süreçlerin hekimler üzerinden yeni bir korku iklimi yaratılmasına müsaade etmeyeceklerini belirten Merkez Konseyi’nin ikinci soruşturmaya dair açıklaması şu şekilde:
ASIL AMAÇ SUÇ YARATARAK TTB’Yİ SUSTURMAK:
“TTB olarak tüm faaliyetlerimiz alenidir ve savunamayacağımız hiçbir şey yoktur. 11 Merkez Konseyi üyesi hakkında açılan soruşturma dosyası göstermiştir ki; mesele ne sadece Dr. Şebnem Korur Fincancı ne de herhangi bir Merkez Konseyi üyesidir. Asıl amaç çok açıktır: Suç yaratarak TTB’yi susturmak.
İKTİDAR ÇEVRELERİNİN DERDİ SEÇİLMİŞLERLE:
İktidar çevrelerinin, son günlerde seçilmişlere yönelik tahammülsüzlüğünü gözler önüne seren yargı kararlarına bir yenisinin daha eklenmesinin yolunun hazırlandığını görmekteyiz. 100 binin üzerinde hekimin üyesi olduğu TTB’nin meşru seçilmiş organı olan Merkez Konseyi’ne yönelen bu tutum, iktidar çevrelerinin derdinin seçilmişlerle olduğunu bir kez daha göstermektedir.
GİDERLERSE GİTSİNLER DİYENLERE İNAT BURADAYIZ: Herkesin bilmesini isteriz:
TTB’ye inanmış her hekim yeri geldiğinde bir Merkez Konseyi üyesi gibi inisiyatif almıştır/alacaktır. Nasıl ki başkanımız özgürlüğünden alıkonulduğunda TTB’nin faaliyetleri durmak bir tarafa hızlandıysa, TTB Merkez Konseyi’ne yönelecek müdahaleler de aynı şekilde sonuçlanacaktır.
Susmayan, bu örgütlü kötülükten korkmayan bizler, ‘Giderlerse gitsinler’ diyenlere inat, TTB, tabip odaları bütünlüğü ve Merkez Konseyi olarak buradayız. Hekimlik Andımızda topluma söz verdiğimiz gibi: Tehdit ediliyor olsak bile, tıbbi bilgimizi, insan haklarını ve bireysel özgürlüklerini çiğnemek için kullanmayacağımıza, Kararlılıkla, özgürce ve onurumuz üzerine, ant içeriz…