KUZEYEGEHABER-TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşmeleri devam eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesinde konuştu.
AKP’nin iktidara geldiğinden beri madenlerle ilgili 21 kez kanun değiştirdiğini belirten Kadıgil, “Geldiğinizden beri 21 kez kanun değiştirdiniz. Bunlardan dörtte biri 7. maddeye ilişkin. Ne o 7.madde? Sulak alanlarını, kıymete değer arazilerini, maden faaliyetlerine kapalı tutulması gereken omanlarımızı, havzalarımızı, tabiat parklarımızı korumak için.
Siz bunları değiştirdiniz ve bu özel alanları dahi şirketlere peşkeş çekecek kadar gözü dönmüş siyaset güdüyorsunuz. Yetmiyor haddinizi fersah fersah aşıyorsunuz bütün Bakanlığa söylüyorum. 190 milyon zeytin ağacına karşı yönetmelik çıkarıyorsunuz! Ya sevgili arkadaşlar siz kimsiniz? Bu ülkede bir normlar hiyerarşisi var? Bu ülkede kanunlar var, anayasa var. Enerji Bakanlığı nasıl oluyor da kanuna aykırı yönetmelik çıkarıyor? Bu nasıl bir hadsizlik?” diye sordu.
“DÜNYANIN NERESİNDE MÜLKİYETİ BAŞKA İNSANLARA AİT NÜKLEER SANTRAL VAR?”
Kadıgil, nükleer enerji konusunda AKP’nin yap-işlet- devret” modelinden “yap-işlet- sahip ol” aşamasına geçtiğini kaydederek “Çok net iki soru soruyorum: 1- Enerji güvenliği için gerekli kaynak çeşitlendirme ilkesine aykırı şekilde bağımlılığımızın zaten çok yüksek olduğu bir ülkeye, , kendi topraklarımızda alım garantili nükleer santrallar kurdurmak neyin kafası Sayın Vekiller? Açık açık soruyorum cevap verin bu soruma lütfen.
Doğalgazda %90 dışa bağımlıyız diyoruz. Sadece biz değil AKP vekilleri de sunumlarında diyor. Kime bağımlıyız? Rusya’ya bağımlıyız. Ne yapalım yerine? Nükleer santral yapalım. Süper fikir! Orada kime bağımlı olalım? Rusya’ya bağımlı olalım. Gerçekten emeği geçen herkesi tek tek tebrik etmek lazım. 2. sorum: Şurada da nükleer var burada da nükleer var. Siz neden karşı çıkıyorsunuz devlet düşmanı mısınız? diyenlere soruyorum.
Bütün yerli ve milli vekillere. Açık açık soruyorum. Dünyanın hangi ülkesinde mülkiyeti başka bir ülkeye ait nükleer santral var? Yap-iş-devret bile değil bu yaptığınızın adı; YAP-İŞLET- SAHİP OL. Yani Rusya santraliyle övünen bir Türkiye bakanlığı görmekten ben gerçekten utanç duyuyorum! Sonra ne diyorsunuz enerjide de dışa bağımlılığı önleyecekmişsiniz.
Ülkenin öz yerli milli kaynaklarını hakkıyla kullanmıyorsunuz. Doğalgaz için petrol için bizi yabancı ülkelere bağımlı kılmaya devam ediyorsunuz. Ya enerjide dışa bağımlılığımız %70 arkadaşlar. Dört mevsim yaşıyoruz bu ülkede, üç tarafımız denizlerle çevrili, rüzgar var güneş var. Biz hala elalemin petrolünün doğalgazının derdindeyiz. İklim krizi, sıfır karbon gibi şeyler zaten sizin lügatınızda henüz yazmıyor. Burada konuşuyorlar değil mi “yerlilik- millilik-bizimkiler” diye.
Soralım o konuşanlara: enerji sektörünün tamamını özelleştirdiniz 20 yılda. Bakın bugün bu ülkede enerji üretenlerin önemli bir kısmı, dağıtımı ve satışının tamamı özel şirketlere peşkeş çekilmiş durumda. Peşkeş çektiğiniz yetmedi bir de döndünüz alım garantisi verdiniz. Üstüne bir de parayla ödüyoruz. Şunu söyleyelim kamulaştıracağız bunları. Kamulaştırmayla kalmayacağız, bu şekilde yaptığınız ödemeleri de o kamulaştırma bedelinden düşeceğiz. Kimse boşu boşuna heveslenmesin bu paralar cebime kalır diye!” ifadelerini kullandı.
“DAHİYENE FİKİRLERİNİZLE RESMEN AKLIMIZLA ALAY EDİYORSUNUZ!”
Kadıgil, konuşmasının devamında enerji alanında yaşanan fiyat artışlarının bütün hayatımızı etkilediğinin altını çizerek “İnsanlar aldığı üç kuruşun yarısını fatura ödemeye harcıyor. Günlük ihtiyaçlarını karşılayamaz hale getiren bu zamlar temel insan haklarından olan enerji kullanım hakkını da neredeyse yok etmiş durumda.
Bakanlığınızın dahiyane çözümlere bakıyorum; mesela “Kısa mesafelerde yürüyün, saçınızı havluyla, çamaşırları asarak kurutun, banyoya kum saati koyun. Memlekette ağaç ya da ağaç dikecek yer bırakmışsınız gibi “Binaların güney cephesine yaprak döken ağaçlar dikmemizi öğütlüyorsunuz.
Yetiyor mu yetmiyor! 300 beygir gücünde Mercedes ve Audi makam araçlarına binip konvoy konvoy buraya gelip konvoy konvoy buradan gidiyorsunuz. Sonra bize dönüp “Yüksek motor hacmine sahip araç kullanmayın” önerisi getiriyorsunuz. Resmen aklımızla resmen alay ediyorsunuz” dedi…