KUZEYEGEHABER-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Radyo İzmir’de yayınlanan programda Gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş’ın sorularını yanıtladı.
Büyükşehir Belediye Başkanı kentin 100. kurtuluş yıldönümü kutlamalarının yanı sıra Eylül ayında kapılarını açarak Terra Madre’ye de ev sahipliği yapacak İzmir Enternasyonal Fuarı hakkında mesajlar verirken, yine 100.yıl kurtuluş yıldönümü nedeniyle kentte billboardlara asılan ve ‘Barışın ikinci yüzyılı’ ifadesine MHP ve İYİ Parti cephesinden gelen tepkilerle gündem olan afişler hakkında da açıklamalarda bulundu.
ZAFER YÜRÜYÜŞÜ’NÜN DETAYLARINI ANLATTI…
Başkan Soyer söze İzmir’in 100.kurtuluş yıldönünü nedeniyle Afyonkarahisar’daki Kocatepe’den başlayarak kentte sonlanacak Zafer Yürüyüşü ile açtı. Soyer, “Büyük Taarruz’un yaşandığı günler içindeyiz. 24’ünde Çarşamba günü ordumuzun geçtiği güzergahtan Büyük Taarruz’un başladığı ve İzmir’de sonlandığı o güzergahı yürüyeceğiz.
24, 25, 26 olmak üzere ben 3 gününe katılacağım. Gece yürüyüşü olacak. Büyük Taarruz hakikatten Türkiye tarihinin en kritik anlarından biri. Büyük bir zafer ile sonuçlanıyor. Emperyalizme tarihte verilen en büyük tokat. Zafer sadece askeri bir zafer değil. Demokrasinin, barışın, özgürlüğün başladığı bir an demek. 9 Eylül sadece kentin kurtuluşu değil tüm ülkenin kurtuluşudur. Yeni devletin yeni anlayışın ortaya çıkarılması demektir. Bir zaferi anlamlı kılan şey onun başka bir savaşla gitmemesini sağlayacak kuvvetli bir barıştır. Bu büyük heyecanla bu büyük heyecanla kutlamak istiyoruz” dedi.
‘İZMİR ATASI’NIN PEŞİNDE…’
Başkan Soyer 100.kurtuluş yıldönümü kutlamaları için ise, “Gerçekten çok heyecanlıyız. Çünkü 100 yıl dediğiniz insanlık tarihinde önemli bir dilimi. Çok anlamlı bir tarih bir dönüm noktası. 9 Eylül 1922- 29 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin en anlamlı dönemi belki de. Daha Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan iktisat Kongresini topluyor Atatürk.
Hem kurtuluşa hem İktisat Kongresine ev sahipliği yapmış bir şehir İzmir. Heyecanlanmayalım da ne yapalım! İddiamız çok büyük. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük şov organizasyonunu yapıyoruz diyoruz. Ardından Tarkan’ın sahnesi var. Bütün bu yürüyüş şöyle özetlenebilir: İzmir Ata’sının izinde olmaya devam edecek. Gelecek kuşaklara 100. yılı İzmirliler nasıl yad ettiler onu bırakacağız” ifadelerini kullandı. “
‘SAHİPLENMEYE DEVAM EDECEĞİZ…’
Soyer, ‘Barışın ikinci yüzyılı’ afişi tartışması için ise, “Geçen ay Srebrenitsa’ya gittik. Gerçekten daha 27 sene önce Avrupa’nın göbeğinde yaşanmış bir soykırım. 4 yılı aşkın sürmüş ve iç savaş. Daha 50’li yaşlarında olanlar bütün o savaşın ya mağdurları ya failleri ama her an şunu hissediyorsunuz ne korkunç bir şeymiş savaş.
Hamile kadınları katledip karnındaki çocuk erkek mi kız mı onun iddiasına tutuşuyorlar. Bir felaket. Kısacası savaş gerçekten insanın içindeki kötülükleri ortaya çıkartan uzak durulması gereken bir şey. Ne yazık ki Ukrayna’ya bir büyük savaş yaşanıyor yine kan akıyor. Atatürk 1931 yılında diyor; ‘Yurtta sulh cihanda sulh…’ Hatay’ı sulh ile alıyor.
Barış bizim en çok sahip çıkmamız gereken her fırsatta hatırlamamız gereken sahip çıkmamız gereken bir değer. Bu değer bir Atatürk’ün mirası, sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Bu coğrafya her zaman emperyalistlerin odağında olmuş, her zaman gözü üzerinde olmuş bir coğrafya ancak barışa ve Atatürk’ün mirasın sahip çıkarak o gün kazanılan büyük zaferi yaşatmaya devam edeceğiz. Bundan sonrasında barışı her zaman sımsıkı sahiplenmeye devam edeceğiz” yorumunda bulundu.
‘UZUN ZAMANDIR ÇALIŞTIK…’
Soyer programda 100 yıl sonra kentte yeniden yapılacak İktisak Kongresi hakkında da mesajlar verdi.
Soyer şunları söyledi:
Ben İktisat Kongresi’nin tutanaklarını okuyorum ve hayran oluyorum. Büyük bir yangın görmüş şehirde kurulmamış bir Cumhuriyette birbirlerinin sorunlarını çözmeye çalışıyorlar. ‘Gece 4 saat çalışmış işçi 8 saat çalışmış sayılır’ diyorlar örneğin. Altında ‘işçiler ve çiftçiler ekseriyetle, işçiler ısrar’ parantez kapanıyor! Bu kararı alan, işçilerin aldığı kararı çiftçilere götürmüş, sanayiciye götürmüş onlara da oylatmış, bu nasıl bir ortak akıl.
Barış hala masada imzalanmamış, ortada hala bir devlet yok. Bunları anladığınız zaman şimdi bizim çektiğiimiz ne ki diye düşünüyorsunuz. İktisat Kongresi’ne ev sahipliği yapmışsa bu kent şimdi de bunun zamanıdır ve gelecek kuşaklara ışık olmalıdır. O nedenle de çok uzun zamandır çalıştık. 8 aylık bir kurgu koyduk ortaya. İlk toplantılarını yaptık.
Yarın tüccar ve sanayicilerle yapacağız. 17 Şubat’ta da büyük kongreyi topluyoruz. Bilim insanları, STK’lar, kadınlar, gençler… Buradan çıkacak kararların ülkenin 5, yıl 10 yıl sonrası ışık tutmasını bekliyoruz. Gelecekte yaşanacak sorunlarını da düşünerek oluşturulacak çözümlerin ortaya konduğu bir kongre olsun istiyoruz. Kitapları basılacak, belgeselleri hazırlanacak.
‘ONA TOZ KONDURMAMAYA ÇALIŞIYORUZ…’
Büyükşehir Belediye Başkanı ‘başkan bir tarım mümkün’ vizyonu ekseninde İzmir Enternasyonal Fuarı’nın kapılarını Terra Madre’ye de ev sahipliği yaparak açacak olması ve büyük organizasyon hakkında ise şöyle konuştu:
“91 yıldır düzenlenen İzmir Fuarı. Belki de düzenlenen ilk EXPO’lardan biri dünyada. Eğitim, eğlence alanı. Bu fuarın nasıl bir vizyonla başlatmışlar. İzmir’in ev sahipliği yaptığı bir buluşma alanı. Biz de ona toz kondurmamaya çalışıyoruz. Terra madre toprak ana demek. Toprak ana bizim içinde kutsal ve çok anlamlı bir ifade. Bizim için toprak ana tarım demek. Bu ülkenin geleceği demek. Ana’lık çünkü toprakla buluşunca anlamlı.
Şimdi terra madre toprak ana bizim temamız oluyor. Bu aynı zamanda dünyanın en büyük gastronomi fuarı. Sadece lezzetten ibaret değil artık. Gıda güvenliği var arkasında, turizm var, kültür var, sağlıklı beslenme var. Gastronomi artık sadece gastronomiden ibaret bir disiplin değil. O nedenle terra madre anadolu bir lezzet fuarı değildir. Bir zincirin halkalarıdır. Bu dev organizasyona ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyoruz.
Bu bereketli toprakların bereketini gösterme imkanı bulacağız. İzmir’in ne kadar potansiyeli olduğunu göstereceğiz. Lozan kapısını da yeniliyoruz oradan itibaren bütün kültürparka yayılacak. 1 buçuk milyon ziyaretçi bekliyoruz. 46 ülkeden katılımcı olacak. Her ülkede tarımın nasıl yapıldığı ile ilgili hem o ülkede tarımsal ürünlerin nasıl işlendğini nasıl lezzetlere dönüştüğünü birbirlerinden nasıl etkilendiklerini ve sonuçta insan evladın ıbesleyen toprak ananın marifetlerini görme fırsatı olacak katılımcılar.
Çeşitli şovlar, konserler olacak” diye konuştu. Soyer, fuarın süresini uzatmaya yönelik soruya ise, “Bunun için önce 10 günlük zaman dilimini başarıyla tamamlamamız lazım ki o cesareti bulalım. Önümüzdeki yıl için bizi cesaretlendirecektir umarım bu seneki fuar…”