KUZEYEGEHABER-Özellikle 14. yüzyıla kadar, şişmanlık bir güzellik vasfıydı. Şişman kadınlar daha güzel, şişman erkekler ise daha güçlü ve yakışıklı olarak tarif edilirdi.
- yüzyıldan sonra ibre tam tersine dönmeye başladı. Özellikle de “kadın ne kadar zayıfsa o kadar güzeldir” algısı türetildi ve günümüze kadar da sürdü.
Yazılı ve görsel basında, sosyal çevremizde, aklımıza gelebilecek her yerde ve herkesten “zayıflık güzelliktir” çıkarımını duyuyoruz. Bu çıkarım, bazı insanlarda geri dönüşü olmayan bir travmaya sebep olabiliyor. Bu travmanın sonucunda ölecek kadar açlığa maruz kalmayı tercih edebiliyorlar. Bugün sizlerle “aşırı zayıflık hastalığı” konusuna değineceğiz.
Zayıflık hastalığının tanımı, kökeni ve tarihsel süreci…
Aşırı zayıflık hastalığı, manken hastalığı, anoreksiya nervoza ya da anoreksi… Nasıl ifade edersek edelim, kelimeler değişse de tanım hep aynı kapıya çıkmaktadır. Anoreksiya nervoza; en genel tanımıyla vücut ağırlığındaki anormal ve ileri derecedeki zayıflıktır.
1689 yılında İngiliz Doktor Richard Monton tarafından dile getirilen ve bilimsel olarak 1873 yılında Sir William Withey Gull tarafından kaleme alınan hastalık; Yunanca Anorexia kelimesinden türemiştir. Olumsuzluk anlamına gelen “an” ve iştah anlamına gelen “orexia” kelimelerinden meydana gelen kelime, bugün ülkemizde genellikle “manken hastalığı” olarak ifade ediliyor.
Manken hastalığının altında yatan sebepler…
Manken hastalığının altında yatan temel sebep; kilo almanın yarattığı korkudur. Medya tarafından sürekli dile getirilen “zayıf insanlar güzeldir, ne kadar zayıfsan o kadar güzelsin” mesajları, toplum tarafından kilolu insanların dışlanması ya da geri planda tutulması, magazin ünlülerine özenti, ilgisiz ebeveynlere sahip olma, cinsel istismar, genetik ve çevresel etkenler manken hastalığının temelinde yatan sebeplerdir.
Manken hastalığının belirtileri…
Manken hastalığına sahip bireyler; öncelikle, aç bile olsalar aç olduklarını kabul etmezler ve sürekli olarak açlığı inkâr ederler. Bu inkârın sona ermesiyle beraber yemek yedikleri zaman, yemek yemeden önce, yiyecekleri besinlerin kalorilerini hesaplarlar. Yedikleri yemeği yerken çiğneyip yutmadan tükürme ya da yedikten sonra pişman olup sık sık kusma, lavman kullanma ya da müshil ilacı içmek gibi belirtiler görülür.
Zayıf olmak, manken hastalığına sahip bireyler için en kutsal şey olduğu için sürekli spor yaparlar. Düzenli olarak yemek yemezler ve sık sık öğün atlarlar. Gün içerisinde birden fazla kez tartıya çıkarlar ve yine sık sık aynada vücutlarını incelerler. Aynaya baktıklarında kendilerini her daim kilolu görürler. Aşırı zayıf olmalarına rağmen, bu zayıflık onları tatmin edemez.
Yetersiz beslenmenin beraberinde getirdiği tek şey zayıflık değil…
Manken hastalığına sahip bireylerde görülen yetersiz ve düzensiz beslenmenin beraberinde getirdiği pek çok ciddi problem vardır. Bu problemlerin başında kalp ritim bozukluğu, sodyum – potasyum – kalsiyum dengesizliği, anemi, kalp yetmezliği, böbrek rahatsızlıkları, düşük kan potasyumu, asabiyet, cinsel sorunlar, uyku problemleri, hafıza kaybı, konsantrasyon eksikliği, çeşitli regl problemleri, kas ve kemik kaybı sıklıkla görülen sonuçlardır.
Tüm bu yaşananlarla birlikte bireyin hayatını kaybetmesi de muhtemel bir sonuçtur. Özellikle geç teşhis, geç tedavi ya da tedaviyi reddetme gibi gerekçeler, geri dönüşü olmayan bir yolun başlangıcıdır.
Manken hastalığının tedavi süreci…
Manken hastalığının tedavi sürecindeki en zor adım, bireyi bu duruma ikna etmektir. Çoğu örnekte birey, hasta olduğunu kabullenmez, kilolu olduğunu düşünür ve zayıflamakta ısrarcıdır. Uzman psikolog ve psikiyatristler eşliğinde bireyin bu duruma ikna edilmesi öncelikli amaçtır. İkna sürecinden sonra bireyin değerleri kontrol edilir. Vücudunda oluşan hasarlar incelenir ve elde edilen verilere göre bir tedavi beslenme programı hazırlanır.
Bireylerde genellikle kalp, böbrek ya da beyinde hasarlar meydana gelmiş olabilir. Tedaviye başlanmış ve normal bir beslenme sürecine girilmiş olsa da meydana gelen bu zarar, telafi edilemeyebilir.
Genellikle, hastalığın ilk senesinde başlayan tedaviler sıfır hasarla sonuç verse de, hastalığın beşinci senesinde başlayan tedavilerde başarı oranı yüzde otuzlara kadar düşmektedir.
Manken hastalığı kimlerde görülür?…
Manken hastalığı; birinci derece akrabaları arasında manken hastalığı görünen kişilerde, 12-25 yaş aralığındaki kadınlarda, asosyal olarak tanımlanan bireylerde, ilgisiz bir çocukluk yaşamış yetişkinlerde ve başta cinsel istismar olmak üzere çeşitli travmalara maruz kalmış kişilerde görülür.
Manken hastalığına sahip bireylerin %95’i kadındır. Ayrıca 40 yaş üstü manken hastalarına çok nadir rastlanır. 2015 yılında yayımlanan bir rapora göre dünya genelinde resmî olarak kayıtlara geçen 2,5 milyon hasta vardır. Toplumda görülme oranı ise her 100 bin kişide ortalama 8 kişidir (%0,008)…