Ligin köklü takımlarından İzmir temsilcisi Pınar Karşıyaka, ING Basketbol Süper Ligi Play-Off çeyrek final serisinin ilk maçında, Anadolu Efes karşısında farklı kaybetti.
- maç, 6. adam olarak görevini 112 yıllık armaya layık kalmayı kendine görev edinen büyük Karşıyaka taraftarının varlığı ile bütün takımların korkarak geldiği Mustafa Kemal Atatürk Spor Salonu‘nda oynanacaktı. Bunu bilmenin güveni ve rahatlığıyla 2. maçı Pınar Karşıyaka’nın kazanacağına inanmıştım.
İlk maçı kaybetmenin üzüntüsünü hemen geride bıraktım. Pınar Karşıyaka’nın daha önce elde ettiği tarihi şampiyonluktan ve nice zaferinden güç alarak dedim ki kendime: “ Arena seni çağırıyor. 2. maçı sakın kaçırma. O muhteşem atmosferin bir parçası ol….”
- maç günü geldi. 13 Mayıs 2022 Cuma Günü, öğle saatlerinde Balıkesir’den İzmir’e bir seyahat firmasının yolcusu olarak yola çıktım. Henüz elimde bir biletim bile yoktu. Ama biliyordum ki; ben bu maçı izleyecektim.
İzmir’e 20 km. kala trafik kontrolü yapıldı. Meğerse otobüs şoförünün ehliyeti geçersizmiş. Bundan dolayı da yola devam etmemiz mümkün değil. Terminalden yeni bir şoförün gelmesi koskocaman bir zaman kaybıydı. Beklemek yerine bir çare bulmalıydım. Aslında sadece maça odaklanmıştım. Yaşadığımız bu tatsız olayı ve otobüs şirketinin tutumunu umursamadım. Önce maçı alalım. Sonra onlardan hesap sorardım nasıl olsa. Merak edenler için söylüyorum, sordum da.
İzmir’e nasıl gidebilirim diye düşündüğüm tam da o an, Pınar Karşıyaka’nın resmî sosyal medya hesaplarından, Anadolu Efes ile oynanacak olan karşılaşmanın biletlerinin tükendiği açıklandı. Teşekkürler, şüphesiz büyük Karşıyaka taraftarına…
Peki, ben ne yapacaktım? Daha İzmir’e gelmemiştim bile. Önümde koskocaman bir açıklama gerçeği de vardı. Bilet bulmam artık o saatten sonra çok zordu. Hatta neredeyse imkânsızdı. Yine de umudumu kaybetmedim. Ne de olsa, karakterinde vaz geçmek olmayan bir takımın taraftarıyım. Bunu bir an bile olsa aklımdan hiç çıkarmadım. Kendimi arenanın büyülü atmosferin içinde hayal ettim. Maçı kazanacağımıza olan inancımızla hep bir ağızdan haykırıyorduk: kaf kaf kaf sin sin sin kafsin kafsin kaf!
Neyse ki kısa bir süre sonra, İzmir’e geldim. Geriye sadece arenaya girişin tek yolu olan bilete ne yapıp edip ulaşmam kaldı. Bir ara elim telefonuma bir kez daha gitti. Ve hiç tereddüt etmeden, Pınar Karşıyaka’nın resmi Instagram hesabındaki biletlerin tükendiğini bizlere duyuran paylaşımın altına şu yorumu yaptım: ‘’ Sırf bu maç için Balıkesir’den geliyorum. Bilet için anlayışı gösterin lütfen.’’
Nasıl İzmir’e çok geçmeden gelebildiysem bir kez daha aynı mucize gerçekleşti. Ve benim Pınar Karşıyaka sevdası ile harmanlanan feryadımı, işte Karşıyaka taraftarı böyle olur dedirten duyarlı bir vatandaşımız duydu. Sadece duymakla da kalmadı. Pınar Karşıyaka’nın resmi Instagram hesabına yazdığım o yorumu görür görmez, bana mesaj gönderdi. Ve maça gelemeyecek olan arkadaşının biletini bana verebileceğini bildirdi.
Hem de KSK Store’deki satış fiyatı ne ise, yine aynı fiyattan. Ne yazık ki, bu durumlarda karaborsa önlenemez bir şekilde alıp başını gidiyor. 80 TL. olan tam bileti fiyatı için 250-600 TL. arası teklif de bulunanlar olmadı değil… Sağ olsun, var olsun, Karşıyakalı kimliğine leke sürdürmeyen bu taraftarımız sayesinde artık benim de bir biletim vardı. Benim teşekkürüm de yüce gönüllü Pınar Karşıyaka taraftarına…
İşte yaşadığım olumsuzluklara rağmen, şükürler olsun ki; umudumu hep korumanın ve bir şeyi gerçekten istemenin ve bu isteğimin peşinden koşmanın ödülünü almıştım. Bunun keyfini artık çıkarmalıydım. Daha maça da vardı. Zamanımı pekâlâ bir kahve içerek geçirebilirdim. Gün içinde mola vermek istediğimiz de bi kahve deriz ya, kendini şımartma sırası bendeydi artık. Yol ve bilet sorununu çözen biri olarak bunu çoktan hak ettim değil mi?
Sanki o tatlı heyecanı yaşayan ben değilmişim gibi büyük bir keyifle kahvemi yudumladım. Harika bir İzmir gününü doyasıya yaşadım. Artık arenadaki yerimi alabilirdim.
Ve beklenen oldu. 2. maç, Karşıyaka camiasının inandığı gibi bitti. Pınar Karşıyaka, seride durumu 1-1’e getirdi. Karşıyaka taraftarı, birbirine inanmışlık neydi bunu bir kez daha gösterdi. Marşlar ve sloganlar eşliğinde salondan ayrıldık. 3. maçı da alacağımıza inandık.
Malum, 3. maç ile ilgili yaşanılanlar ortada. Hepsi geride kaldı. Evimizde oynadığımız son maçı kazanmış olmanın gururu ve mutluluğu ile yeni sezona hazırız ve bekliyoruz. Ve gönlümüzde taht kuran Ufuk hocamız ile yeni hedeflerin ve hayallerin peşinden koşacağız. Dün de dediğimiz gibi bugün de: Ufukta Hep Hayalimiz Var!
Takımı ile 3 yıllık yeni sözleşme imzalayan başantrenörümüz Sayın Ufuk Sarıca da herkesten çok daha sabırsız, ve bu değerli basketbol adamı, ilk günkü gibi heyecanlı…
