KUZEYEGEHABER-Türkiye’de enflasyon 1990’ları aratır hale geldi. TÜİK’e göre %61’e, ENAG’a göre %142’ye ulaşan yıllık enflasyonun özellikle gıda ürünlerinde yaşanan artışlardan kaynaklanması, vatandaşın alım gücünü derinden hissedilir şekilde düşürdü. TÜİK’in açıkladığı yıllık gıda enflasyonu %70.3’e ulaştı.
Yüksek enflasyon sorunu kısa zamanda son bulacak gibi gözükmüyor. Üretici fiyat endeksi (ÜFE), TÜFE’den daha yüksek seviyelerde seyrediyor. Bu fark zamanla tüketici fiyatlarının daha da artmasını beraberinde getirecek. Üreticilerin kur kaynaklı maliyet artışları tüketici fiyatlarına tam olarak aktarılmadı.
TÜİK tarafından Mart ayında açıklanan yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık %114,97, aylık %9,19 arttı. Tarımda ÜFE %84.1 olarak gerçekleşirken, lifli bitkilerde %208.1, sebze, kavun-karpuz ve patates gibi yumru gıdalarda %148.8, tahıl, baklagil ve yağlı tohumlarda %110.6 ve kümes hayvanları ile yumurtada %84.5 olarak ölçüldü. Bu rakamlara göre vatandaşların bir süre daha giderek artan bir şekilde temel gıdalara erişmekte zorlanacağını kestirmek zor değil.
TÜİK ve ENAG enflasyon rakamlarını açıklasa da hiperenflasyona doğru gidilen bu şartlarda vatandaşların alım gücünü doğrudan ölçen araştırmalar üzerinden toplum genelinde alım gücünün ne derece azaldığını tespit etmek önem kazanıyor. İBB bünyesinde faaliyet gösteren İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) yürüttüğü İstanbul Barometresi adlı çalışma, metropollerde vatandaşların yaşadığı ekonomik zorlukların ne derece büyüdüğünü gösteren kritik bir araştırma niteliği taşıyor.
“VATANDAŞ ET VE YAĞ ALAMIYOR..”
Araştırma sonuçlarına göre son dönemde yükselen gıda enflasyonu neticesinde İstanbul’da yaşayan vatandaşların %45.6’sı kırmızı et, %36.5’i ayçiçek ve zeytinyağı ürünlerini artık satın alamıyor. Halkın neredeyse yarısı en temel gıda ihtiyacını karşılayamıyor. Katılımcıların %28.1’i hane giderlerini karşılayamadığı için borca girdiğini, %18.4’ü geçinmekte zorlandığını söylüyor. %35.4’lük kesim hane geliriyle ancak kıt kanaat geçinebildiğini belirtiyor. Hane geliriyle rahat geçinenler sadece %18.1 olarak tespit edilmiş. Katılımcıların %37.1’i borç aldığını belirtirken, sadece %11.8’lik kesim borç vermiş. 5 bin lira ve altı hane gelirine sahip olan katılımcılarda borç alma oranı %55’e yaklaşıyor. Kredi kartı kullanıcısı olan katılımcıların sadece %50.1’i aylık kart borcunun tamamını ödeyebildiğini söylüyor. %49.9’luk kesim kredi kart borcunun tamamını ödeyemiyor.
”HALK UMUTSUZ VE GERGİN..”
Alım gücü çarpıcı bir şekilde azalan vatandaşlar arasında Türkiye ekonomisine dair umutsuzluk da giderek derinleşiyor. İstanbulluların %53.3’lük çoğunluğu Türkiye ekonomisinin daha da kötüye gideceğini düşünüyor. Bu oran Şubat ayında %47.9 olarak ölçülmüş. Karamsarlık kentin çoğunluğuna hakim olmuş durumda. Ekonominin mevcut seyrinde devam edeceğini söyleyenler sadece %24.9. Ekonomi iyileşir diyen umutlu kesim ise sadece %21.8 oranında. Hane ekonomisinin daha kötüye gideceğini düşünenler %49.5’i bulurken, daha iyiye gidecek diyenler sadece %19.5.
Söz konusu karamsar koşullarda stres, kaygı ve yaşamdan memnuniyetsizlik de artış gösteriyor. İstanbulluların stres ve kaygı ortalaması 10 üzerinden 7.7 gibi yüksek bir düzeye ulaşıyor. Yaşam memnuniyeti ise 4.1’e kadar gerilemiş. Memnuniyet seviyesi Ocak’ta 4.5, Şubat’ta 4.1 olarak ölçülmüş. Günlük hayatında yüksek sesli tartışmaya giren İstanbulluların oranı %35.2’ye yükselmiş…
i https://ipa.istanbul/urun/istanbul-barometresi-mart-2022/
Gerçek Gündem