KUZEYEGEHABER-Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ”Davutoğlu, benim 28 Şubat 1997’de Başbakan Yardımcısı olduğumu ispat etmezsen namerdin en önde gidenisin” diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye yanıt verdi.
Sosyal medya hesabından bir video paylaşan Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, ”Cümle alem bilir ki 28 Şubat 1997’de alınan kararlar daha sonraki 2 hükümet döneminde de uygulandı. Özellikle sizin Başbakan Yardımcısı olduğunuz dönemde Batı Çalışma Grubu çalışmaya devam etti” dedi.
Davutoğlu, ”Türk siyasetinde ilk defa bir siyasi parti lideri, diğer bir siyasi parti liderini kamuoyu önünde tehdit etti. Unutmadan Sayın Bahçeli şu tehdit meselesine de gelelim. Bizi açıktan tehdit ediyorsunuz eyvallah. Biz çok tehdit gördük, tehditlere eğer boyun eğmiş olsaydık bugün bu er meydanında olmazdık” ifadelerini kullandı.
O dönemdeki gazete manşetlerini gösteren Davutoğlu, ”O dönemde yaşayanları şaşırtmadığını gibi bugün bizi de şaşırtmıyorsunuz. Dün hakeret ettiğiniz, tehdit ettiğiniz, idam urganı fırlattığınız Erdoğan’la dostsunuz, yarın nme olacağıonız belli değil. 28 Şubat zihinlerdeki sancısını sürdürdükçe siz de 28 şubat ilke birlikte anılmaya devam edeceksiniz” sözlerini dile getirdi;
“İLK KEZ KAMUOYUNDA ÖNÜNDE TEHDİT ETTİ..”
Davutoğlu, “Türk siyasetinde ilk defa bir siyasi parti lideri, diğer bir siyasi parti liderini kamuoyu önünde tehdit etti” dedi. Davutoğlu, “28 Şubat zihinlerdeki sancısını sürdürdükçe siz de 28 Şubat’la birlikte anılacaksınız. Bizi açıktan tehdit ediyorsunuz, biz çok tehdit gördük. Tehditlere, baskılara boyun eğmiş olsaydık bugün bu er meydanında olmazdık” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu’nun sözlerinden öne çıkanlar şöyle;
“Dün yine grup toplantınızda bize ağır hakaretlerde bulundunuz. Türk siyasetinde ilk defa bir şey gerçekleşti. Bir siyasi parti lideri diğer bir siyasi parti liderini kamuoyu önünde tehdit etti. Sayın Bahçeli, grup konuşmalarınızdan önce biraz sakinleşin. Biraz Mevlana’dan okuyun, Yunus Emre’den, Hacı Bektaş-ı Veli’den okuyun. Biraz Kemal Tahir, biraz Seyyid Ahmed Arvasi, biraz Erol Güngör okuyun. Sizi zihnen sakinleştireceklerdir.”
”KURTLAR SOFRASI SİZİN ANLADIĞINIZ GİBİ ANLATILMAZ”
“Mesela Seyyid Ahmed Arvasi der ki; ‘Sayılarda anlaşmak kolaydır, kelimelerde ve kavramlarda anlaşmak zordur.’ Seyyid Ahmed Arvasi, sizi tanımadan önce bunlar söylemiş çünkü sizinle sayılarda anlaşmak da zor. Altıyı ters çevirir dokuz yaparsınız, bir takım hesaplar içine girersiniz. Kelimeler ve kavramlara geldiniz de işimiz gerçekten zor. Çünkü siz bizim kurtlar sofrasından ne kastettiğimizi anlamıyorsunuz, bilmiyorsunuz. Onun için de biraz Kemal Tahir okuyun. Kemal Tahir’in kitaplarında kurtlar sofrası sizin anladığınız gibi anlatılmaz. Kurtlar sofrasında kurtlar birbirlerini yer, başkalarına saldırmaz. Birbirini yiyen kurtlar arasında da huzur olmaz.”
BAHÇELİ’YE “SAKİNLEŞİN” ÇAĞRISI
“Sayın Bahçeli öfkeyle konuşuyorsunuz, biraz sakinleşin. Bu millet öfkeli dilden yoruldu. Sizin her konuşmanızı dinlediğimde sayın Bahçeli’nin dilini terbiye etmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Ama sonra Hz. Mevlana’nın sözü aklıma geliyor. Mevlana, ‘Dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye et’ der. Çünkü söz yürekten gelir dilden çıkar. Biz bu topraklara muhabbet tohumu ekmeye geldik. Kin ve nefret diliyle konuşanlar karşısında muhabbet demeye devam edeceğiz. Milleti bölmek, ayrıştırmak isteyenlere karşı kardeşliği, eşitliği, birliği vurgulamaya devam edeceğiz. Kim bu ülkeye kin ve nefret tohumu ekmeye kalkarsa ona da cevap vermeye her zaman hazır olacağız.”
“Gelelim 28 Şubat’taki Başbakan Yardımcılığınıza. 28 Şubat 1997 yılında alınan kararlar daha sonra 2 hükümet döneminde de uygulandı. Özellikle sizin başbakan yardımcısı olduğunuz dönemde. Bunlarda o günün gazete manşetleri. ‘Bahçeli şaşırtmadı.’ O zamanki gibi bugün de kimseyi şaşırtmıyorsunuz.
”Tehditlere, baskılara boyun eğmiş olsaydık bugün bu er meydanında olmazdık”
Dün hakaret ettiğiniz Erdoğan’la bugün dostsunuz. 28 Şubat zihinlerdeki sancısını sürdürdükçe siz de 28 Şubat’la birlikte anılacaksınız. Bizi açıktan tehdit ediyorsunuz, biz çok tehdit gördük. Tehditlere, baskılara boyun eğmiş olsaydık bugün bu er meydanında olmazdık..”