KUZEYEGEHABER-Meclis Genel Kurulu’nda konuşan İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, 15 Ekim 2021bu yana Plan ve Bütçe Komisyonda 2022 yılı merkezî yönetim bütçesinin görüşüldüğünü belirterek, “Görüşmelerin başladığı tarihte dolar 9,21 liraydı, o seviyelerde işlem görüyordu; bugün ise 11 lirayı geçti. 2022 merkezî yönetim bütçesi de bize göre revize edilmelidir” dedi.
“DOLAR YÜKSELDİ DIŞ BORÇ 675 MİLYAR LİRA..”
Hazine ve Maliye Bakanlığının son açıkladığı rakamlara göre Türkiye’nin yaklaşık 450 milyar dolar olan dış borcunun, doların yükselmesiyle 675 milyar lira civarında olacağını belirten Dervişoğlu, “Bu durum şimdiden bütçenin yüksek açık vermesi demektir, dikkate alınmasını ve önem gösterilmesini burada kayıtlara düşüyorum ve bu konuda yapılması icap eden neyse Hükûmeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisini bu vazifeyi deruhte etmeye davet ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
“FAİZE KARŞIYIM DE, 240,4 MİLYARI FAİZE ÖDE..”
Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Faizi savunanlarla birlikte olamam.” sözünü anımsatan Dervişoğlu, 2022 yılı bütçe ödeneklerinin, ekonomik sınıflandırmaya göre incelendiğinde faiz giderlerinin 240,4 milyar olarak hesap edildiğini ifade ederek, “Bir yandan “Faize karşıyım.” diyoruz, öbür taraftan da 240 milyar lira faiz ödemesi planlanan bütçeyi Meclise getiriyoruz. Bu nasıl bir iştir, ne yaman çelişkidir, sormak istiyorum. Cumhurbaşkanının söylemleriyle eylemleri de bu vesileyle anlaşılmıştır ki örtüşmemektedir” eleştirisinde bulundu.
“DÖVİZ BÜROLARINA MÜDAHALE ETMEYİN..”
Merkez Bankasına faiz üzerinden yapılan baskının döviz kurunu arttırarak ekonomiyi daha da kötüye götürdüğünü kaydeden Dervişoğlu, Merkez Bankasına müdahale edilmeyerek, kurumun bağımsızlığının sağlanması uyarısında bulundu.
Erdoğan’ın her konuştuğunda döviz yükselirken milletin alım gücünün düştüğünü belirten Dervişoğlu, ” Söylemlere dikkat edilmesi gerekmektedir ve piyasalara güven aşılanmalıdır, aksi hâlde ekonomi her geçen gün yara almaya ve kötüye gitmeye devam edecektir.
Bugün itibarıyla Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hazine ve Maliye Bakanlığının yeni tebliğine göre döviz büfelerinin işlemlerine limit getirilirken döviz bürolarından yapılan 100 dolar ve üzeri döviz işlemlerine kimlik tespiti şartı getiriliyor. Bunun piyasalar açısından sermayeye müdahale olarak algılanacağının görülmesi lazımdır. Baskı yapmayı bırakın” uyarısında bulundu.
“MEB, DERS KİTAPLARINI ÜCRETLİ YAPTI..”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliğini değiştirdiğini ve yürürlükten kaldırılan yönetmeliğin 24’üncü maddesinin birinci fıkrasını anımsatan Dervişoğlu, “Genel Müdürlük, Başkanlıkça kabul edilen ve okutulmak üzere her yıl Genel Müdürlüğe liste hâlinde bildirilen ilköğretim ve ortaöğretim ders kitapları ve uygun bulunan eğitim araçları ile elektronik ortamdaki eğitim materyalini satın alır ve ücretsiz olarak dağıtılır.” hükmü yeni yönetmelikte yer almamaktadır” ifadelerini kullandı.
“SEKA’YI SATTINIZ DIŞA BAĞIMLI YAPTINIZ..”
Erdoğan’ın her fırsatta “Öğrencilere ücretsiz kitap dağıtıyoruz, okula başlıyorlar, kitapları masada hazır.” söylemine işaret eden Dervişoğlu, “Artan döviz kuruna bağlı yükselen kâğıt maliyetleri yüzünden artık öğrencilere kitap dağıtılamaz hâle gelinmiştir. Cumhuriyetin ilk fabrikalarından olan SEKA Kağıt Fabrikalarının kapatılmasıyla birlikte kâğıtta dışa bağımlı hâle geldik ve bunun yüksek maliyetini ödüyoruz. Sene başında 1 ton kâğıt 700 dolara ithal edilirken bugün 1 ton kâğıdın fiyatı 1.300 dolara yükselmiştir yani maliyet yüzde 142 artmıştır” sözleriyle tepki gösterdi.
“EKONOMİK KURALLARLA ÇATIŞAN ERDOĞAN..”
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun kasım ayı faiz kararına göre yüzde 16 olan politika faizinin 100 baz puan aşağıya çekilerek yüzde 15’e düşürüldüğünü ve doların 11.50’leri geçtiğini vurgulayan Dervişoğlu, ” Sadece piyasalarla değil, ekonominin tüm genel kurallarıyla çatışan Sayın Erdoğan artık inatlaşmayı bırakmalı ve Türkiye’yi içine düşürdüğü bu bunalımdan çıkaracak siyasi kararlar almalı ve bunları açıklamalıdır; iyileştirilmiş, güçlendirilmiş demokratik parlamenter sisteme dönüş ve erken seçim buna dâhildir diyorum..’