KUZEYEGEHABER-EYT Federasyonu Başkanı Gönül BORAN ÖZÜPAK sosyal medyadan yaptığı paylaşımda ; “Biz her zaman söylediğimiz gibi bir lütuf ya da ayrıcalık peşinde değiliz. EYT meselesi siyasi bir vaat olamaz dedi.
Özüpak şu ifadeler de bulundu;
“Değerli Kaderdaşlarım,
Son iki gündür EYT konusunda yaşanan gelişmelerin hızına EYT’ liler olarak bizler bile yetişemedik. Ama görüyoruz ki; tarih gerçekten de tekerrürden ibaret. Yine EYT başta olmak üzere dar gelirli vatandaşların emekleri üzerinden siyaset yapılıyor, yine hayaller sömürülüyor.
Basına yansıyan halleri ile kaynağı net belli olmadığından ve EYT Federasyonu olarak mağduriyeti giderecek yetkili makamlardan teyit edilmediğini de gördüğümüz için ilk günden itibaren bu haberlere karnımız da gözümüz de tok diyerek tavrımızı ortaya koymuştuk. Dikkate alacağımız tek gazetenin de “Resmi Gazete” olacağını ifade etmiştik.
Yine de bir kopyasını sosyal medya hesaplarımdan paylaştığım, EYT Federasyonu adına yazdığım resmi bir dilekçe ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Vedat Bilgin’den randevu talebinde bulundum.
Basından takip ettiğimiz haberlerin doğruluk ihtimaline karşı; EYT konusu ile ilgili yapılacak bir çalışma varsa EYT Federasyonu yönetimi olarak masada olmamızın gerekliliğinin altını çizmiştik. Nasıl ki bugüne kadar Asgari Ücret artış oranı belirleneceği zaman işçi kesimini temsilen, yetkili sendika temsilcileri ile görüşülüyorsa; EYT çözümü çalışmalarında da temas noktası EYT’lilerin ta kendileri olmalıdır.
Ne tesadüftür ki; dilekçemizi paylaştığımız gün içinde TBMM’ de Cumhur ve Millet ittifakı üyesi parti milletvekillerince paylaşılamayan bir EYT konusunun yaşanması bizleri çok gururlandırmıştır. 11 Kasım tarihinde TBMM ‘ de yapılan görüşmelerde mecliste temsil edilen partilerin bazı milletvekilleri; grup başkan vekillikleri seviyesinde; kendi aralarında EYT çözümü yarışına girmişlerdir.
Sayın Bakan Vedat Bilgin’den randevu talebimizi yazılı olarak yaptığımız gün mecliste milletvekilleri arasında yaşanan bu EYT çözümü yarışını şaşkınlıkla ama bir o kadar da heyecan ve sevinçle takip ettik.
Fakat milletin oyları ile seçilerek meclise gelen halkın temsilcileri arasında bu tartışma yaşanırken aynı anda; seçilmemiş ama Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından atanmış bakanlar ve Cumhurbaşkanı yardımcıları tarafından da EYT konusunda hükümetin bir çalışma içerisinde olmadığı, önceliklerinin sadece 3600 ek gösterge ve Asgari Ücret artışı konuları olduğunu ifade eden açıklamalar yapıldı.
Oysa ki meclis görüşmelerinde de Cumhur İttifakı üyesi olan partiler, grup başkan vekillikleri seviyesinde açıklamalar yaparak, Çalışma Bakanlığının EYT konusunda net bir şekilde çalışması olduğunu ifade etmişlerdi.
Şimdi yaşadığımız bu durumu nasıl izah edebiliriz? Bu tam olarak nedir?
Seçilmişler ve atanmışlar arasındaki bu yaman çelişkinin açıklaması yapılabilir mi? Yoksa mevcutta var olan sistem tartışmalarına bir yenisi mi ekleniyor?
Kafamızda bu sorularla dün geceyi bitirip bugüne uyandığımızdaki tek beklentimiz gün içinde sorularımızın cevabını bulabilmekti. Ama bu akşam da yine iktidar partisi Grup Başkan Vekilinin bir açıklaması ile karşı karşıya kaldık. Açıklaması özetle; Çalışma Bakanlığı’nın öncelikli gündeminde EYT çalışmasının olmadığı, ama öncelikli gündem çalışmalarını tamamladıktan sonra EYT konusunda da yapılan çalışmaların gündeme alınacağı yönündedir.
Tam bu noktada altını kalın olarak çizerek ifade etmek istediğim şey; 3600 ek gösterge ve Asgari Ücretin yüksek bir yüzdelik oranla arttırılacağı çalışmaları birer vaattir. Ancak EYT konusu geciktirilen adalettir. Gecikmiş Haktır. Bedeli çalışandan peşinen alınmış ve geçmişte vaat edildiği biçimiyle de sahibine teslim edilmemiş bir haktır.
Bizim tam da bu noktada söyleyeceğimiz şey; yukarıda çarpıcı olarak ifade etmeye çalıştığım bu hak mağduriyetini, şimdiye kadar olduğu gibi, her türlü platformda, yasaların bize sunduğu imkanlar ve demokratik haklarımız çerçevesinde anlatmaya; her geçen gün daha da büyüyen bir kamuoyu farkındalığı yaratmaya devam edeceğiz.
Birkaç hafta basında çıkarılan haber kasırgasıyla ya da seçim ekonomisi altında konuşulmaya çalışılan “3600 ek gösterge” ve/veya “Asgari ücrete gıda enflasyonunun da 10 puan üzerinde zam yapılması” söylemleri ile EYT konusunun yan yana ifade edilmesine bile karşıyız. Çünkü biz her zaman söylediğimiz gibi bir lütuf ya da ayrıcalık peşinde değiliz. EYT meselesi siyasi bir vaat olamaz.
Çünkü o bir haktır.
Sevgi ve Saygılarımla.