KUZEYEGEHABER- İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan ve 117 yurttaşın vefat ettiği depremin ardından kentsel dönüşüm, emsal artış kararı, depremzedelerin kredi talepleri, proje alanlarındaki mağduriyetler gibi pek çok konu gündeme geldi.
Ancak depremzedelere yönelik yeni yapılan konut projelerindeki ‘kubbeler’ ise diğer gündemler arasında kaybolup gitti. Kent estetiğinde İzmir’in alışık olmadığı bu kubbeler, Bayraklı’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı proje alanlarında konutların yapımı bittikçe kendini göstermeye başladı.
Selçuklu ve Osmanlı mimarisini yansıtan kubbeler akıllara, ‘Kentsel dönüşümle birlikte İzmir’in kent ve sosyal kimliği de mi dönüştürülecek?” sorusunu getirdi.
KURUM: “BİZ BEĞENDİK..”
Öte yandan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un 21 Kasım 2020 tarihinde depremzedelere yeni konutları anlattığı bir toplantıda kubbelere tepki gösteren bir vatandaşla yaşadığı polemik de ortaya çıktı. Bakan Kurum, vatandaşa söz konusu kubbelerin İzmir Ticaret Borsası’ndan esinlenerek yapıldığını belirterek, “Tarihi değerleri yansıtmaya çalıştık ve açıkçası biz çok beğendik.
Kubbelerin İzmir’deki simgeselliği de Borsa binasından geliyor” dediği görüldü. Kubbeli konutları geçtiğimiz Salı günü 9 Eylül Gazetesi’ndeki köşe yazısında dile getiren gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş ile İzmir Mimarlar Odası Başkanı İlker Kahraman, konuyla ilgili İz Gazete’ye değerlendirmelerde bulundu.
‘PROJE İZMİRLİ DEĞİL!’
Kubbeleri ‘çok çirkin’ diye tanımlayan ve “Bu projenin İzmirli olma durumu yok” diyen Kahraman şunları söyledi: “İlk baştan beri kubbeli konutları çizdirdiler. Kubbeyi çok seviyorlar. Biz de buna bir eleştiride bulunmuştuk. Mimari tasarımlar normal şartlarda belediyeler tarafından Estetik Kurulu’na itiraz edilebiliyor.
Ama rezerv alanda yaptıkları işler kesinlikle sadece bakanlığı ilgilendirdiği için belediyenin hiçbir inisiyatifi de yok. O yüzden bakanlık ne yaparsa o oluyor. Bu kubbeleri bilerek ve isteyerek yapıyorlar tabii. Estetik olarak hiç güzel bulmuyorum. Estetik Kurulu’na gitse onlar da kabul etmez. İzmir’de esinlenilecek çok şey varken neden kubbeden esinleniliyor?
Bu projenin İzmirli olma durumu yok. Osmanlı ve Selçuklu havası yaratmaya çalışıyorlar. Borsa binasını da bir gerekçe olarak ortaya koyuyorlar.”
‘KENT KİMLİĞİ DÖNÜŞECEK..’
9 Eylül Gazetesi’nde bugünkü köşe yazısında kubbeli konutları yine gündeme getirdiğini ifade eden gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş ise “Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un İzmir’i zerre bilmediğine artık inanıyorum. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü de kente yabancı olduğunu deprem günlerinde İzmir’e yabancı uzmanlar getirip İzmirli olanları yok sayarak göstermişti zaten.
Kubbenin bir İzmir simgesi olduğunu söylemek ve bunu ‘tarihe saygı’ adı altında yapmak İzmir’in kimliğini inşaat yoluyla değiştirip dönüştürmek demektir. Depremzedelere konut mu yapılıyor yoksa Araplara medrese mi? Aslında artık yapacak bir şey de yok çünkü onlar karar vermiş ve depremzedeler kabullenmek zorunda.
Ayrıca Bakan Murat Kurum’a da sormak isterim; İzmir Borsa Sarayı ne zaman İzmir’in simgesi oldu, kime soruldu da simge ilan edildi, o mimarın düşüncesinin aslı nedir meraktayım? Mesela Ankara Etnografya Müzesi’nin tepesindeki kubbe Ankara’nın simgesi mi?” ifadelerini kullandı..
İz Gazete