KUZEYEGEHABER- Meclis genel kurulunda konuşan İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, İYİ Partiye göre, tarımın, Türkiye’nin en önemli gelişme ve yükselme alanlarından biri olduğunu, bu iktidar döneminde çiftçilerin âdeta üretemez noktaya getirildiğini belirterek, “Bu vizyonsuz iktidar anlayışıyla tarımda potansiyelimizin çok ama çok azını kullanabiliyoruz.
Türkiye, Avrupa’nın en geniş tarım alanına sahip ülkelerinden bir tanesi olmasına rağmen tarımsal üretimimiz her geçen gün eriyor. Bizden daha fazla tarım arazisi olan İtalya, Belçika ve hatta Polonya bile Türkiye’den daha çok tarım ihracatı yapıyor” dedi.
“ÇİFTÇİYİ HACİZLERE MAHKUM ETTİNİZ..”
Türkiye’nin toprağı, iklimi, suyu, bereketi olmasına karşın türk çiftçisinin kan ağladığını, parayı ise o ülkelerin kazandıklarını ifade eden Dervişoğlu, “Türk çiftçisi nasıl kan ağlamasın ki? Gübre fiyatlarına 2020’nin başından itibaren bugüne kadar 3 kat zam yapıldı. Tonu 1.650 lira olan üre gübresi bugün 6.650 lira. Mazot iki yılda yüzde 60 pahalanmış. Çiftçi traktörünün kontağını çevirmeye dahi cesaret edemiyor.
2007’den bu yana anayasal hakkının ödenmemesi nedeniyle iktidar tarafından çiftçiye takılan borç 211 milyar liradır. Her çiftçi ailesinin Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarından en az 98 bin lira alacağı vardır. Türk çiftçisi, bu iktidarın yönetiminde ürün fiyatı ile girdi fiyatı arasına sıkıştırılmıştır. Sadece tarım alanlarını değil, çiftçiyi ve çiftçinin geleceğini de yok ettiniz, hatta yok etmekle kalmayıp teriyle toprağını sulayan çiftçilerimizi icralık edip hacizlere mahkûm bıraktınız. Yazıklar olsun sizin iktidarınıza” sözleriyle tepki gösterdi.
“İKTİDARIN MİADI DOLDU..”
Ülkeni on iki yıl içinde vatandaşa verilen kredi miktarının 10 kat arttığını, çiftçinin sorunu çözülmeden Türkiye’nin sorunlarının çözülemeyeceğini vurgulayan Dervişoğlu, ” Çiftçiler bankalardan kredi kullanırken, tarlalarını ipotek altına aldırmak zorunda kalırken, milyarlarca lira görev zararı olan Ziraat Bankası yandaşların şirketlerini kurtarmakla meşguldür. Eğer tarımdaki sorunları çözemezsek Türkiye’nin sorunlarını da çözemeyiz; Çiftçi bir kere ekmekten vazgeçerse tarıma döndüremezsiniz. Ama bir şeyi yapabilirisiniz, bu ucube sisteme bir an önce son verebilirsiniz. Milletimizin sabrı taştı ve artık bu iktidarın da miadı doldu” ifadelerini kullandı.
“MİLLET BİZİ ÇAĞIRIYOR..”
Esnafın durumunun da aynı olduğunu, borç değil, gelir desteği beklediğini, çiftçiler faizsiz borç yapılandırması, işçiler insanca yaşayacağı bir ücret, işsizlerin iş, gençlerin ise memlekette güzel bir gelecek arzu ettiklerini dile getiren Dervişoğlu, iktidara erken seçim çağrısında bulunarak, “İnsanlarımız hakkı olanı yani adaleti istiyor. Siz yeter ki sandığı getirin, milletimiz ne yapacağını çok iyi bilir. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener’in ifade ettiği gibi: “Millet, bizi çağırıyor” diye seslendi.
“SURİYELİLER MİLLİ KİMLİK ÖNÜNDE TEHDİT..”
Suriyeli sığınmacıların millî kimliğin önünde büyük bir tehdit unsuru hâline geldiğini, Türkiye’de 3 milyon 700 bin Suriyeli sığınmacı bulunduğunu anımsatan Dervişoğlu, iktidarın öngörüden ve vizyondan yoksun dış politikası yüzünden, Türkiye’nin dünyanın en fazla sığınmacı barındıran ülkesi ve kültürel, etnik dokusunu değiştirecek bir hızla arttığına dikkat çekti.
“VATANDAŞ YAPILAN SURİYELİ SAYISI SIR..”
İktidarın, sığınmacıların vatanlarına geri dönüş planlaması yapmak yerine, kitleler hâlinde vatandaşlık verme eğilimi sergilediğini, 2019’da Erdoğan’ın, 110 bin Suriyeliye vatandaşlık verildiğini ve verme sürecini daha da artırma konumunda oldukları sözlerini anımsatan Dervişoğlu, “O tarihten itibaren kaç Suriyeli sığınmacıya vatandaşlık verildiği kamuoyundan saklanıyor. Göç İdaresi sayısını açıklamaktan
kaçınmaktadır. Soruyoruz; 28 Nisan 2011 tarihinde bugüne kaç Suriyeli sığınmacıya Türk vatandaşlığı verdiniz? Oy kullanmaya hak kazanan kaç Suriyeli var açıklayınız.
“TÜRK KİMLİĞİ BAYRAM HARÇLIĞI DEĞİL..”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Suriyelilere vatandaşlık verilmesi konusunda son derece hevesli ve istekli olduğunu sözlerini anımsatan Dervişoğlu, “Türk vatandaşlığı, iktidarın Suriyelilerin cebine koyacağı bayram harçlığı değildir. Türk vatandaşlığını Suriyelilere dağıtılacak bir seçim yatırımı olarak görülmesine asla ve kata müsaade etmeyeceğiz.
Suriyelileri kalıcı hâle getirmek, Türkiye’nin yalnızca bugününe değil, aynı zamanda geleceğine de yapılmış büyük bir kötülüktür. Bunun hesabını millet ve tarih huzurunda veremezsiniz..”