Esma Kudar, binlerce yıldır süre gelen Sarıkız Hayırları’nda sadece iyi kalplilere su verdiğine inanılan Zemzem Pınarı’ndan su içen gerçek bir Türkmen kadınıdır.
Çevresine ışıl ışıl gözleriyle bakan, baktıkça da sevgiyi çoğaltan kocaman yürekli bir anadır. Değerli eşi Alibey Kudar tarafından kurulan, ülkemizin ilk köy müzesi olma özelliğini taşıyan Tahtakuşlar Sanat Galerisi’nin kapısını gururla açandır.
Gururla açmış olduğunu altını çizmek istiyorum. Çünkü hayattayken kaç kişinin büstü, eşi tarafından yaptırılır ve dikilir ki… Ne mutlu ki kendisine, Esma ananın dikildi.
Saygıdeğer Alibey Kudar, evliliklerinin 50. yıldönümü olan 2005 yılında eşi Esma Kudar için yaptırdığı büstün hikâyesini o zaman şöyle anlatmıştı: ‘’50. evlilik yıldönümünü kutlamak için bir şeyler yapmak istiyordum. Çocuklarımla beraber oturup konuştuk. Ben heykelin yapılmasını teklif ettim. Bu fikir oybirliğiyle kabul edildi.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesinden Gürkan Eken’e bu heykeli yaptırdık. Düzenlediğimiz bir törenle de açtık. Törene gelenler kimin heykelinin açılacağını bilmiyordu. Onlara da sürpriz oldu. Tören sırasında evlilikte 20 yılını doldurmuş olan 20 kişiye birer makas vererek bu açılışı birlikte yaptık. Heykel, pek çok basına konu oldu.
Şu anda ise 58. evlilik yılımızı doldurduk. Evlilik de ufak tefek tartışmalar olur. Ancak bunlar evliliğin tuzu ve biberidir. Dozunu kaçırmamak lazım. Evlilik çok kutsaldır. Dökülen çanak dolmuyor. Lütfen evliliğin kıymetini bilelim”
Eşinin kendisine sürpriz yaptığını anlatan Esma Kudar da , ‘’Eşim evliliğimizin 50. senesinde bana böyle bir sürpriz yaptı.’’ şeklinde bir açıklamada bulunmuştu. Kudar ailesinin bahçesinde bulunan Esma ananın büstü, açıldığı günden beri ilgi odağı haline geldi. Bugün de Tahtakuşlar Etnografya Galerisi’ne gelen ziyaretçiler, ‘’Kudar ailesi senin eseridir’’ diye yazan büstü de görmek istemektedir.
Evliliğin kutsallığını anlatan bu büst aynı zamanda bir kadına verilen değerin en anlamlı bir ifadesidir. Türk kadının toplumdaki yerinin ne denli saygın olduğunu gözler önüne seren bir eserdir. Tahtacı Türkmenleri’nin geleneklerinde de kadının yeri oldukça kutsaldır.
Buna bir örnek vermek gerekirse; törenlerde semah oyunları, oynanır. Bu oyunlarda kadın erkeği oyuna kaldırır. Davet eder. Erkeğin itiraz hakkı yoktur. Çünkü oyun daveti alan erkek kalkmazsa kadına saygısızlık yapmış olur.
Bu kadim bilgiyi, ilk kez Mustafa Selim Kudar’ın Muatazmayinşatürta adlı araştırma kitabında okumuştum. Ve çok etkilenmiştim. Tıpk ki Esma ananın hayattayken eşi tarafından büstünün yapıldığını bilmek gibi…
Ne yazık ki hislerimiz sadece önünde saygıyla eğildiğimiz bu çok özel olaylar ve yaşanmışlıklar için geçerli olmuyor. Sevgi, mutluluk, huzur gibi insanın kendisini iyi hissettiğini anlatan duygular, yerini birden derin bir üzüntüye bırakıveriyor.
Ülkemizin ilk özel Etnografya Müzesi’ni kurarak doğduğu topraklar olan Tahtakuşlar’ı bütün dünyaya tanıtan, UNESCO destek belgesi yanı sıra, uluslararası ve ülke genelinde 36 ödül alan Alibey Kudar’ın, 87 yaşında iken 2019 yılında aramızdan ayrıldığında çok ama çok üzülmüştük.
Ali bey amcanın oğlu, değerli ağabeyim Mustafa Selim Kudar’ın ifade ettiği gibi, öz kültürümüzü 17 kitabı bulunan babaları Alibey Kudar’dan aldıkları feyzle, O’nun açtığı yolda, o ışıkla tanıtmaya devam etmelerini bilmek bu üzüntümüzü bir nebze olsun azaltmıştı.
Sanki bir daha Tahtakuşlar’dan başka hiçbir üzücü haber almayacaktık. Sanki Mustafa Selim ağabeyim, bir kültür hazinesi olan kitabında olduğu gibi sadece öz kültürümüzü yazıp anlatacaktı. Sanki bizleri bir kez daha üzen haberi veren kendisi değildi. Sanki kendisini tanıyan herkesin kendisinden büyük bir saygıyla bahsettiği Esma Kudar teyzemiz, iki gün önce uçmağa varmadı.
Evet, evet varmadı. Esma ana sadece bedenen ayrıldı. Kutlu tini şad oldu. Durağı uçmag oldu. ‘’Işıklar analara yakışır… Işıklar içinde ol anacağım… ‘’ sözleri ile kederini bizlerle paylaşan Mustafa Selim ağabeyimin dediği gibi ışıklara karışıp, huzura erdi Esma ana… Biz Türk kadınlarına da büyük bir görev bırakıp gitti Esma teyzemiz. Bizler de onun gibi hayattayken büstü dikilecek kadar saygın bir kadın olabilir miyiz ki? …
Ailesini var eden, bağlı olduğu Türkmenler geleneklerini yaşatan, bütün insanlığı bilgeliğiyle kucaklayan Esma Kudar’ı yitirmenin üzüntüsünü içindeyiz. Başta Kudar ailesi olmak üzere bütün sevenlerine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Ali bey amcamızı kaybettiğimiz zaman bir yandan üzülürken bir yandan da Kudar ailesinin o ışığı hep yakmaya devam edeceğini biliyorduk.
Bugün de Esma teyzemizi sonsuzluğa uğurlarken de bunu bilmekteyiz. O nedenle biraz da olsa acımız hafifliyor. Her zaman iyiliklerle anacağımız değerli teyzemizin adını taşıyan torunu Esma Kudar’ın, bir ressam olarak her yeni bir çalışmasıyla başarı çıtasını yukarıya çekmesinin de üzüntümüzü hafiflemesinde büyük bir payı var.
Bölgemizin kültür elçisi olan sevgili Esma hanımın fırçasından tualine yansıyan renkler, göklerde bir kartal gibi bütün asilliğiyle süzülecektir. Ve Esma anamız ile sonsuzluk yaylasında bulaşacaktır. Belki de Kazdağları eteklerindeki Kartalçimen Yaylası’nda…
Kimbilir?…