Ana sayfa » Güncel » “KINAY; “İZMİR VE MANİSA’NIN SU KAYNAKLARI İÇİN TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR!..”

“KINAY; “İZMİR VE MANİSA’NIN SU KAYNAKLARI İÇİN TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR!..”

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

KUZEYEGEHABER-Manisa’nın Akhisar ilçesinde Zorlu Grubu’na ait Meta Nikel Kobalt Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılması planlanan Sülfürik Asit Üretim Tesisi projesi ile ilgili olarak hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) tarafından incelenerek son şekli verilip, halkın görüş ve önerilerini almak üzere Bakanlıkta ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde 10 takvim günü görüşe açıldı.

Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, İzmir ve Manisa’nın mevcutta ve gelecekte içme suyu kaynağı olarak görülen su havzalarının yer aldığı bölgede planlanan yıllık 1 milyon ton kapasiteli Sülfürik Asit Üretim Tesisi Projesi’nin hayata geçtiği takdirde oluşturacağı risklere dikkat çekti. Kınay, söz konusu tesis hayata geçtiği takdirde İzmir ve Manisa’nın suyu için büyük tehlike oluşturacağını vurguladı.

‘RİSKİ BÜYÜTECEK..’

Manisa’nın Gördes ilçesinde faaliyet gösteren Zorlu Grubu’na ait Meta Nikel Kobalt Madencilik Şirketi’nin Nikel Madeni için sülfürik asit ihtiyacını karşılamak adına Akhisar’da hayata geçirmeyi planladığı yıllık 1 milyon ton kapasiteli Sülfürik Asit Üretim Tesisi’nin ÇED Raporu’nun askıya çıkması tepki çekti.

Söz konusu şirketin işletme faaliyetlerinin halihazırda bölgeye zarar verdiğini, çevresel ve sağlık açısından risk oluşturduğunu ifade eden ÇMO İzmir Şube Başkanı Kınay, Sülfürik Asit Üretim Fabrikası’nın hayata geçmesi durumunda da İzmir ve Manisa’nın mevcutta ve gelecekte içme suyu kaynağı olarak su havzalarındaki riski büyüteceğini ifade etti.

‘HAVZALARI ETKİLEYECEK..’

Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Kınay, “Gördes havzasında faaliyetine devam eden Maden işletmesi ile ilgili geçmiş süreçte verilen ÇED Raporlarına istinaden verilen ÇED Olumlu kararlarına ilişkin çevre örgütleri ve meslek odaları olarak itirazlarımız var, bu noktada mücadelelerimiz sürüyor.

Bu maden işletmesinin bölgede yarattığı sıkıntıları geçmişten bugüne dile getiriyoruz. Halihazırda işletmeye sülfürik asit taşıyan tankerlerin yarattığı kazalar ve etkileri ile işletmenin atık sahasından kaynaklanan kirlilik gibi etkiler zaten mevcut koşullarda faaliyetlerin kirlilik yarattığını gösteriyor. Yaşanan süreç, bizim bütün endişelerimizi, paylaştığımız gerekçeleri destekliyor.

Bu bölge, İzmir ve Manisa’nın mevcut ve gelecekte su kaynağı olarak kullanmayı planladığı havzalarda yer alıyor. Gördes Barajı, İzmir’in su almaya çalıştığı bir baraj, Başlamış Barajı İzmir’in su kaynağı olarak kullanılması ve yapımı planlanan Gürdük Barajı, Manisa’nın İçme suyu kaynağı olarak planlanan ve yapımı devam eden bir baraj.

Maden sahasının atık depolama sahası Gördes Havzası’nda yer alıyor. Sülfürik Asit Fabrikası’nın kurulacağı alan ise Başlamış Barajı’nın havzasında yer alıyor. Söz konusu tesis, İzmir ve Manisa’nın mevcut ve gelecek kullanılacak olan Gördes, Başlamış ve Gürdük Barajı havzalarını kapsıyor.

Dolayısıyla bu tesisin yaratacağı riskler de bu su kaynaklarını etkileyecek. Sülfürik asit son derece tehlikeli bir kimyasal… Yani İzmir ve Manisa’nın içme suyu kaynağı olarak görülen su havzaların yer aldığı bölgede planlanan Sülfürik Asit Üretim Tesisi Projesi hayata geçtiği takdirde İzmir ve Manisa’nın içme suyu için tehlike çanları çalıyor demektir” diye konuştu.

‘GERİYE DÖNÜŞÜ YOK..’

Yıllardır faaliyetini sürdüren söz konusu işletme için yer seçiminin zaten yanlış olduğunu belirten Kınay, “Bu yanlışın etkilerini yaşadık. Bu yanlışlık da kapasite artışı ve planlanan yıllık 1 milyon ton üretim kapasiteli Sülfürik Asit Fabrikası ile devam ediyor. İşletmenin kapasitesinin artırılmasına yönelik de ÇED olumlu kararı çıktı.

Cevher Zenginleştirme-Kapasite artışı hakkında verilen ÇED olumlu raporu da bu yıl yeni geçti. Yıllık 1 milyon ton üretim kapasitesi demek, Türkiye’deki mevcut sülfürik asit üretim kapasitesinin toplam kapasitesinden çok daha fazla bir üretimi bu tesis tek başına gerçekleştirecek demektir.

Son derece tehlikeli bir kimyasal olan sülfürik asit dolayısıyla, işletme koşullarında yaşanacak herhangi bir kaza sırasında oluşturacağı çevresel riskler; bölgedeki toprak ve su kalitesine yönelik bölgede geri dönüşü olmayan sonuçlar yaratacak. Bölge, tarım arazisi, orman arazisi ve İzmir ile Manisa’nın tek su kaynağı….

Bu kirlendiği anda bunun geriye dönüşü ya da alternatifi yok. Dolayısıyla yer seçimi ile ilgili zaten yanlışlık var. ÇED raporlarında risklerin minimize edileceği ve tedbirlerin alınacağı yönünde taahhütler veriliyor ancak tesisin karnesine baktığımız zaman faaliyetleriyle ortaya çıkan kirlilik ve kazalara baktığımızda bu risklerin yönetilemediğini ve kirliliğe neden olduğunu gördük.

İzmir’in ve Manisa’nın su kaynağında madencilik faaliyeti mi yapacaksınız, son derece tehlikeli olan sülfürik asit mi üreteceksiniz yoksa su kaynağını mı koruyacaksınız? Bu alanda ikisi aynı anda olmaz, bir tercih yapılması gerekir. Su kaynağını koruyacaksınız bu alanı her türlü kirlilikten korumanız gerekiyor, madencilik faaliyeti yapacaksanız alternatif bir su kaynağı bulmanız gerekiyor” ifadelerini kullandı..

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2024 | Kuzeyegehaber.com