Ülkemiz son 9 gündür tarihinde görünmemiş orman yangınlarıyla boğuşuyor.550,000 hektarın üzerinde orman varlığımızı, 9 canımızı ve sayısını bilmediğimiz orman canlısı ile büyük ve küçükbaş hayvanlarımızı ve kümes hayvanlarımızı kaybettik. Yanan ormanların büyüklüğü yaklaşık 8.500 futbol sahası büyüklüğünde.
Bir başka deyişle toplam orman varlığımızın yüzde beşten fazlası yandı, bitti, kül oldu. Bu denli fazla orman arazisini kaybetmiş olmamızın çeşitli nedenleri var. Hazırlıksız yakalandık, beceriksiz davrandık, organize olamadık, uçağımız, helikopterimiz yoktu, hainler yaktı, şişe ve cam parçaları mercek görevi yaptı, önce yapraklar, sonra dallar en sonunda da gövdeler tutuştu, bu sonuç oluştu. Hepsine eyvallah.
Bir orman ancak 500-600 senede oluşabiliyor. Sadece biz değil bizden sonraki 10 nesil dahi eğer yeniden oluşturulursa! yanan ormanların yerinde yükselecek ormanları göremeyecek, bundan daha kahredici, daha korkunç bir şey olabilir mi?.
Yangına neden olan bir çok faktörü yukarıda sıraladık. Bunların en önemlerinden biri de orman içindeki şişe ve cam kırıkları dedik. Belki bu önemli risk faktörünün hayli azalmasına neden olabilecek bir öneri de bulunmak istiyorum yetkili eşhasa. Gözlerine değer, kulaklarına girer bilemem. Sorumlu bir vatandaş olarak biz önerimizi yapalım, gerisi onlara kalmış. Hadi bismillah….
Bira ve diğer alkollü içkilerin fiyatları son 5 yılda en az 2-3 misli arttı. Oysa bunların şişelerin depozitosu 5-10 yıl önce 25 kuruştu hala 25 kuruş. Üstelik bir çok markanın şişesi depozitolu da değil. Orman içinde piknik yapanlar, şişeleri genellikle de kırıp! sağa-sola fırlatıyor. Plastik pet şişelerin içinde kalan su da mercek görevi yapabiliyor.
Bütün cam, plastik, vs şişelere depozito getirilmeli, üretici firmalar nezdinde bunun ağır yaptırımları olmalı. Hem de öyle 5-10 kuruş değil, örneğin bira şişelerine 1 lira, plastik şişelere ise büyüklüğüne göre 50 kuruş, 1 lira arasında depozito belirlenmeli.
Yahu, herif kafayı bulduktan sonra depozito-mepozito düşünür mi, yine yapar yapacağını, vurur kırar, ya da öylece bırakır diye düşünenler olabilir, mümkündür. Ancak denemekte fayda var, denemeden, test etmeden hiç bir şeyin gerçek te nasıl bir yarar ya da zarar getireceğini bilemezsiniz.
TBMM, yapacağı ilk genel kurulda bununla ilgili bir kanun teklifini gündeme getirip yasalaştırmalıdır. Diğer risklerle ilgili tedbirler ise daha sıkı bir şekilde alınmalı, örneğin orman yakanlara ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmeli ve tüm mal varlıklarını el konulmalıdır.
Şu ya da bu nedenden dolayı orman yakmayı düşünen hırbo! ömrünün kalan kısmında bir daha güneş yüzü görmeyeceğini bilirse böyle bir şeye kalkışması mümkün olmayacaktır.
O halde, haydi Meclis, haydi iktidar, muhalefet vekilleri görev başına. İlk adımları atın, ve kalan ormanlarımızı korumaya ama gerçekten korumaya başlayın. Herkes kafasının içindeki başka yöne meyleden hesapları bırakmalı ve memleket menfaatinde birleşmelidir, işte bu kadar basit ve nettir!…