Kim olduğumuzu bilmeye başlayınca, büyük resmin içindeki yerimizi kavramaya başlarız. Hem kendimizi hem de başkalarını yargılamayız. Önce kendimize ve sonra diğerlerine şefkatle yaklaşırız.
Bizi nelerin durduğunu, nelerin harekete geçirdiğini, nelerden haz edip etmediğimizi bilen, öz farkındalığını yaratmış bireylere dönüşürüz. Kendimize dair bu tür sorulara verdiğimiz samimi yanıtlar, bizi olumlu yönde etkiler. Böylece hep ileriye doğru yürümeye devam ederiz.
Şu an ne durumdayım? Ne hissediyorum? Gün içinde kendimize bu soruları soruyor muyuz? Yaşadığımız anın ne kadar farkındayız? Farkındalık, yani bilmek, bilincinde olmak, dikkat etmek ya da dikkatli olmak için yanıt aradığımız bu sorular bizi öz farkındalığımız ile tanıştırır.
Peki, öz farkındalık nedir? Öz farkındalık, duygularını, değerlerini, inançlarını, tepkilerini, güdülerini, öz güvenini, neleri iyi yaptığını, gelişim alanlarının neler olduğunu bilmektir.
Sevgili okurlarım, lütfen şuan hemen şimdi kendinize sorunuz; nasılmış öz farkındalığınız? Kendinize karşı ne kadar dürüstsünüz?
Duygularınıza kapılıp yaptığınız fakat sonrasında pişman olduğunuz neler var? Sizleri, öz farkındalığınızı gitgide zengin kılacak yanıtlarınız ile baş başa bırakıyorum. Tanımını az önce yaptığımız öz farkındalık türleri hakkında size bazı bilgiler aktarmak istiyorum. İçsel öz farkındalık, kendi değerlerimiz, tutkularımız, inançlarımız, tepkilerimizdir.
Duygularımız, düşüncelerimiz, davranışlarımızdır. Dış öz farkındalık ise, diğer insanların bize olan bakışını anlamak, diğer insanlar tarafından nasıl göründüğümüzü bilmektir. Empati sergilemek, dışarıdan bir göz olarak kendimize bakabilmektir.
Kendini bilme, güçlü yönlerini ve gelişim alanlarını söyleyebilme, vücudumuzun ne söylediğini duyabilme gibi öz farkındalığımızı oluşturan unsurlar içsel zekâmızın da bir parçasıdır. Öfke ve duygu yönetimi, duygusal esneklik, değişme, değişime karşı direnme de öz yönetim ile değerlendirilir.
Empati kurarak dinleme, farklı renklere saygı duyma, başkalarını anlama, ilişki yönetimi, güven bağı, olayları objektif bir gözle değerlendirme, duygusal dışa vurum ve kontrol, çatışmayla başa çıkma gibi unsurlar da sosyal zekâmızı oluşturur.
Ne yapacağını planlayan, denetimi elden bırakmayan, olumlu düşünen, kendi iyi hissettiği gibi karşındakini de iyi hissettiren, ne istiyorsa bunları olumlu ifade edebilen, çözüm odaklı, duygudaşlık kurabilen, kolaylıkla harekete geçebilen, gelişim sağlayan bireyler bilişsel farkındalıklı zihin yapısına sahiptir.
Bilişsel farkındalık da tıpkı, öz farkındalık gibi bireyin kendi hakkında bilgi sahibi olması anlamına gelmektedir. Bireyin kendine dair sahip olduğu bilgiyi kontrol edebilmesidir.
Kendimize yabancı kalmamız için naçizane olarak anlatmaya çalıştığım öz farkındalık, bize ne sağlayacak? İsterseniz, biraz da bundan bahsedelim. Ne dersiniz? Öz farkındalık; içe baktırır. Bireye; kendini keşfettirir, güven aşılar, farklı bakış açısı kazandırır, sorumluluk verir. Bireyi, hedefe odaklar. Denge oluşturur. Netleştirir. Seçenekleri arttırır. Performans arttırır.
Özetle; daha mantıklı kararlar verebilmeyi, daha sağlıklı ilişkiler kurabilmeyi, daha etkin bir iletişim gerçekleştirebilmeyi, daha başarılı bir iş hayatına ve daha başarılı bir özel hayata sahip olmayı sağlar. Öz farkındalığı gelişen birey zamanını ve duygularını istediği yönde kontrol edip yönetebilir. Stres yönetiminde zorluk yaşamaz.
İnsan ilişkilerinde başarılı olur. Kendisi ve çevresiyle sağlıklı bir iletişim kurar. İdeal bir ben oluşturmak için kendisine şu soruları sorar; kendimde neleri değiştirmeliyim, kendimde neleri kontrol etmeliyim, bu zamana kadar yaptığım neleri farklı yaparsam daha başarılı olurum..