KUZEYEGEHABER-CHP İzmir Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Av. Sevda Erdan Kılıç, HDP Grubu’nun, “kamuda usulsüzlükler ve yolsuzluklar üzerinden elde edilen haksız kazançların ortaya çıkartılması” konusunda Araştırma Komisyonu kurulması ile ilgili önerisi üzerinde TBMM Genel Kurulu’nda Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuştu.
Sözlerine, “Her güne ülkeyi uçurumun daha da dibine çeken yeni bir haberle uyanıyoruz.” diyerek başlayan Av. Sevda Erdan Kılıç, “şahsım devleti” anlayışıyla ekonomiden sağlığa, eğitimden dış politikaya, enerjiden tarıma hangi alana bakılırsa bakılsın yanlış, tutarsız, güvensiz, öngörüsüz politikaların dayatılmaya devam edildiğini kaydetti.
CHP Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, bir yandan işçisi emeklisi, işsizi EYT’lisi, çiftçisi, esnafı, sanayicisi, memurunun bu ülkede bu iktidarın yarattığı afet, felaket koşullarında yaşam mücadelesi verdiğini; bir yandan ise yandaşlıkla kamu kaynakları ve dolayısıyla tüyü bitmemiş yetimin hakkının göz göre göre hortumlandığını ifade etti.
“Ne bu millet yolsuzlukları sineye çeker ne de biz bunların üstünün örtülmesine izin veririz”
Son yıllarda hemen hemen bütün ihaleleri nasıl oluyorsa hep aynı şirketlerin aldığına işaret eden CHP’li Av. Sevda Erdan Kılıç, sözlerine şöyle devam etti:
“Gerçi, nasıl oluyorsa demek biraz abes oldu, çünkü hepimiz nasıl aldıklarını çok iyi biliyoruz; gözümüze baka baka ihalelere fesat karıştırıyorlar. Hepimizin gözü önünde yandaş şirketlere yarar şekilde Kamu İhale Kanunu yüzlerce kez değiştirildi. Peki, yandaşlar için bu yeterli oluyor mu? Maalesef yetmiyor.
Yandaş şirketlerin kamu ihaleleri ya da kamu-özel iş birliği projelerindeki tüm değişiklik talepleri anında kabul ediliyor. Bu da yetmiyor, kamu yani devlet, bu yandaş şirketlerin kefili oluyor ve aynı zamanda, kamu bankaları finansmanı sağlamak için neredeyse kendi aralarında yarışıyorlar.
Peki, bu yolsuzluk yapanlar ne düşünüyor bu arada? Yolsuzluk yapanlar diyorlar ki ‘Nasılsa Sayıştay’ın eli kolu bağlı.” ‘Nasılsa yargı kuşatılmış, davalardan ne dersek o çıkar.’ ‘Nasılsa ayakkabı kutularını, sıfırlama tapelerini, gemicikleri, lüks saatleri bu millet sineye çeker.’ ve diyorlar ki “Nasılsa Meclis’te bizimkiler çoğunlukta, muhalefet kendini parçalasa da onlar bunların hepsinin üstünü örter.
’ Hiç kusura bakmasınlar, ne bu millet bunları sineye çeker ne de biz bunların üstünün örtülmesine izin veririz. Bu yolsuzluğa, yüzsüzlüğe, pişkinliğe ‘dur’ demek bizim hem ahlaki hem vicdani hem de insani görevimizdir.”
CHP İzmir Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç, “gelelim pudra şekerine”, daha doğrusu tarihe “pudra şekeri vakası” olarak geçecek olaya diyerek, AKP Genel Merkezi’nde “büro elemanı” olarak çalıştığı belirtilen Kürşat Ayvatoğlu’nun lüks bir araçta kokain içmesi ve ardından yaşanan olayları gündeme getirdi.
“20’li yaşlarda bir gencin AKP kimlik kartıyla şatafata sahip olma vakası”
“Bu vaka, uyuşturucu batağına sürüklenmiş mağdur bir gencin vakası tabii ki değil.” diyen CHP’li Av. Sevda Erdan Kılıç, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu vaka, 20’li yaşlarda bir gencin sadece AKP kimlik kartıyla nasıl bir şatafata sahip olduğunun, lüks araçların, lüks otomobillerin, lüks otellerin, doğrudan temin ihalelerin, sınırsız imkanların vakası. Bu vaka, AKP iktidarının 19 yıllık kabarık yolsuzluk vakalarında okyanusta bir damla, devede bir kulak. Bu vaka bize bir daha gösterdi ki AKP iktidarı için yolsuzluk, fıtrat.
Gelin tüm yolsuzluklara ‘dur’ demek için bu komisyonu kuralım ve birlikte araştıralım. Milyonlar açlık sınırındayken, milyonlarca genç işsizlik belasıyla uğraşıp birçoğu hayatına son vermeyi seçerken, ülke yoksulluktan kırılıyorken kamu kaynaklarının yolsuzlukla tüketilmesine, birilerine peşkeş çekilmesine göz yummak vatana ihanettir diyorum..”