KUZEYEGEHABER-2010 yılında çıkarılan Biyogüvenlik Yasası GDO’lu üretime izin vermediğini sadece Kurula başvurularak yem amaçlı ithalat izni alınabildiğini belirten CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, Türkiye’de toplam 32 GDO’lu ürünün ithalatına izin verildiğini anımsattı.
Polat, GDO’lu ürünlerin ithalatına yönelik sorunların araştırılarak doğa dostu tarım politikaları oluşturulmasını sağlamak için meclis araştırması açılmasını istedi.
“YASAĞA RAĞMEN BİR ÇOK ÜRÜNDE VAR..”
GDO’lu ürünlerin doğrudan gıda üretiminde kullanımının yasak olduğunu, hayvan yemi olarak kullanıldığını ve bu amaçla ithal edildiğini söyleyen Polat, buna rağmen GDO’lu ürünlerin gıda maddelerinde kullanıldığına dikkat çekerek, “Bu yüzden de Kanunda belirtilen uygulamaların denetim eksikliğinden kaynaklı birçok üründe GDO görülmektedir. Fırında satılan ekmekte kullanılan katkı maddesinde GDO’lu soya çıkmakta; mercimekten, pirince, bebek mamasına kadar GDO’lu ürünler bu temel gıdalarda tespit edilmektedir” dedi.
“DENETİM YETERSİZ..”
Konuyu meclis gündemine taşıyan Polat, denetim mekanizmasının yetersizliğini ve ithal izninin ortaya çıkardığı kötü sonuçlara vurgu yapan CHP’li Polat, dünya nüfusunun artmasıyla birlikte, beslenmeye yetecek kadar tarımsal üretim ihtiyacının ortaya çıktığını belirterek, “Bu ihtiyacı giderme “Yeşil Devrim (1965-1985)” olarak adlandırılan ve sınırlı alanlardan dahi yüksek oranda verim artışı sağlayan gelişmeleri beraberinde getirmiştir.
Artan ihtiyaç, klasik bitki ıslahı ve kimyasal gübreler ile diğer tekniklerin gelişmesinde etkili olmuştur. Daha sonraki yıllarda uygulanan ıslah ve kimyasal çalışmalar nedeniyle hastalıklara ve zararlı böceklere karşı dayanıklılığın artırması için kimyasal ilaç kullanımı zorunlu hale gelmiştir. Bu kimyasal ilaçların toprakta ve besin zincirinde ayrışmadan uzun süre kalması birçok hastalığa sebebiyet vermiştir. Yeşil Devrim, açlık sorununu önlemek için ortaya çıksa da, birçok kimyasal kullanımının yaygınlaştırdığı için çeşitli hastalıkları da beraberinde getirmiştir” değerlendirmesinde bulundu.
“DOĞA DOSTU TARIM UYGULANMALI..”
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından hazırlanan bir rapora dikkat çeken Polat, bu yıl içinde Covid-19 salgını nedeniyle dünya genelinde kronik açlık çeken insan sayısında 83 ile 132 milyon arasında bir artışın ön görüldüğünü söyledi. Açlık sorununun devam ettiğini ve GDO’lu ürünlerin açlık sorununa çare olamadığını belirten Polat, gelecekte bu ürünlerden kaynaklı hastalık ve salgın belirsizliğine vurgu yaptı.
Üretimi yasak olan GDO’lu ürün ithalatına izin verilmesini sorgulayan Polat, gıda güvenliği konusundaki tehlike ve belirsizliğe vurgu yaparak, “GDO’lu yemlerle beslenen hayvanlardan elde edilen ürünler aracılığıyla GDO, dolaylı yoldan soframıza gelebilmektedir. Bir başka sorun ise GDO’lu ürünler hayvan yemi olarak kullanılmak üzere ülkeye girdikten sonra bu ürünlerin hangi alanlarda kullanıldığına dair bir takip sisteminin olmamasıdır.
Kendi yemimizi üretecek, toprak ve insan gücüne sahipken, GDO’yla ilgili esneme tedbirler yerine; insana ve doğaya zarar verecek hiçbir girdi kullanmayan doğa dostu tarım uygulamaları ve politikalar uygulanmalıdır. Adı üstünde olan Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların, kendi atalık tohumlarımıza, toprağımıza ve insanımızın sağlığına vereceği zararların önüne geçmek için üreticiye devlet tarafından ürün başına fiyat ve alım garantisi verilmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
“GDO’LU ÜRÜNLERİ DEVLET ORGANİZE ETSİN..”
Türkiye’de hayvan yetiştiricilerinin, yeteri kadar soya ve mısır üretimi olmadığından kaynaklı GDO’lu yemi ithal etmek zorunda kaldığını belirten Polat, soya ve mısır üretiminin şahıslar veya şirketlerin kontrolüne verilmemesi, devlet tarafından organize edilmesi gerektiğini söyledi. Üretimi yasak olan GDO’lu ürünlerin ithalatının da yasak olması gerektiğini vurgulayan Polat, konunun araştırılmasını istedi..