KUZEYEGEHABER-Türkiye’de kuraklık, çölleşme şiddeti ve sıklığının iklim felaketi haline gelmeye başladığını, gereken önlemlerin belirlenmesi için isteyen CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, konuyu meclis gündemine taşıyarak, “Doğanın kaynaklarının sınırsızca tüketilmesi sonucunda dünyamız çoklu çevresel tehditlerle karşı karşıya kalmaktadır” dedi.
Son yıllarda görülen sel, fırtına, aşırı sıcaklık ve kuraklık gibi düzensiz hava olaylarıyla iklim krizinin doğrudan bağlantılı olduğu gerçeğinin bilim insanlarının yaptığı araştırmalara yansıdığını belirten Bakan, çölleşme ve kuraklığın, günümüzün en büyük ve her geçen gün derinleşen çevresel problemlerden biri olduğunu vurguladı.
TÜRKİYE EN RİSKLİ ÜLKELER ARASINDA..
Dünya Meteoroloji Örgütü yıllık iklim raporunda 2020 yılının en sıcak ikinci yıl; tarih boyunca görülmüş en sıcak 3 yıldan biri olduğu bilgisine dikkat çeken Bakan, çölleşme ve kuraklık tehdidinin dünyada 169 ülkeyi, yaklaşık 1,5 milyar insanı ve dünya kara alanlarının yaklaşık yüzde 25’inİ etkilediğini, önümüzdeki 10 yıl içinde dünyada yaklaşık 50 milyon insanın yerinden edilebileceği tahminini paylaştı.
İklim krizine karşı gereken tedbirlerin alınmamasının, kuraklığa, gıda ve su kıtlığına, artan göç dalgalarına yol açabileceğini ve toplu ölümlere neden olabileceği uyarısında bulunan CHP’li Bakan, “içinde yaşadığımız Akdeniz Havzası, dünyada bu değişikliklerden en fazla etkilenecek bölgelerin başında gelmektedir ve bizi bekleyen değişikliklerin daha detaylı incelenmesi gerekmektedir. Ülkemizde kuraklık ve çölleşme konusundaki durum hiç iç açıcı değildir” değerlendirmesinde bulundu.
ÜLKE ARAZİSİNİN YÜZDE 47’Sİ ÇÖLLEŞME RİSKİ ALTINDA..
Türkiye Çölleşme Risk Haritasına göre, Türkiye’de arazilerin yüzde 47’sinin çölleşme riski altında olduğunu belirten Bakan, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2020 yılı eylül ve kasım ayı kuraklık haritalarına göre ülkenin önemli bir bölümünün yağış almadığı ve “olağanüstü, çok şiddetli ve şiddetli kuraklık” yaşadığı bilgisini paylaştı.
40 YILDA 1,3 MİLYON HEKTAR SULAK ALAN YOK OLDU..
Türkiye’de son 40 yılda 1,3 milyon hektar sulak alanın kaybedildiğini, 300’e yakın irili ufaklı doğal gölün yüzde 60’nını göl olma özelliğini yitirdiğini, su stresi çeken 164 ülke arasında 32. sırada yer aldığını ve gelecekte su fakiri olma tehdidiyle karşı karşıya olduğu bilimsel verileri paylaşan Bakan, “Söz konusu yıkıcı etkilerin azaltılması için orman, mera bitkileri, toprak, akarsu, göller, sulak alanlar, su kaynakları ve bilinçli yeraltı sularının kullanımının dengeli bir şekilde düzenlenmelidir.
Su krizi yaşanan bölgelerde ekolojik bir yaklaşım benimsenmesi büyük önem taşımaktadır. Koronavirüs salgın süreci de ekolojik kaynakların, ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu nedenle, iklim krizinin sonuçlarının, özellikle kuraklık ve çölleşmenin yaratacağı etkilerinin analiz edilmesi, buna göre planlamaların yapılarak tedbirlerin alınması ve etkilerinin azaltılması son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.
ÇOK AKTÖRLÜ KOMİSYON KURULSUN..
İklim kriziyle, “çölleşme ve kuraklık” arasındaki yakın bağlantının göz önüne alınarak, yapılması gerekenlerin sistematik bir politika haline getirilmesi gerektiğini vurgulayan Bakan, bunun yapılmaması durumunda, yakın bir gelecekte kendini beslemekten uzak gıda, su ve ekonomik krizlerin birbirini kovaladığı bir ülke haline geleceği uyarısında bulundu.
Çölleşme ve kuraklığın yıkıcı etkisinin azaltılması ve gereken önlemler alınması için, meclis’te bir araştırma komisyonu kurulmasını isteyen CHP’li Bakan, kamu kuruluşları, sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları, uzmanlar, bilim insanları, özel sektör, üniversiteler ve üreticiler olmak üzere toplumun bütün kesimlerinin katıldığı çok aktörlü zemininde bir yol haritası belirlenmesi gerektiğini vurguladı..
