KUZEYEGEHABER-Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) işsizliğin bir yıl öncesine göre azaldığını iddia etse de gerçek böyle değil. Devlet, milyonlarca işsizi işsizden saymıyor.
Örneğin iş bulma umudunu yitirdiği için artık iş aramaktan vazgeçenler, yani “umutsuz işsizler”… Bu kişilerin sayısı bir yılda (Ekim 2019-Ekim 2020) yüzde 126 artarak, 668 binden 1 milyon 511 bine yükselmiş durumda. Eylül ayıyla kıyaslarsak, yalnızca bir ayda umutsuz işsiz sayısında yaşanan artış 109 bin. Buna göre her gün ortalama 3 bin 600 kişi iş bulma ümidini yitiriyor.
Birgün’den Sevgim Denizaltı’nın haberine göre, umutsuz işsizlerin büyük bir bölümü kadınlardan oluşuyor. 28 yaşındaki Öznur Altınkaya da bu kadınlardan biri. Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nde dış ticaret okumuş. Mezun olalı 10-11 yıl oluyor; ama kendi alanında neredeyse hiç iş deneyimi yok. Artvin Hopa’da yaşıyor. Bir dış ticaret firmasında yalnızca 6 ay çalışabildiğini, sonrasında hep başka işler yapmak zorunda kaldığını söylüyor:
“Mezun olunca memleketime, Hopa’ya döndüm. Hemen kendi alanımda iş bulamadım, önce muhasebe işine girdim. Ama maaşımı, sigortamı düzenli ödemiyorlardı, çıktım oradan. 6 ay bir dış ticaret/gümrük firmasında çalıştım. Anlaşmazlık nedeniyle ayrıldım, bir iki ay sonra da firma kapandı zaten. Sonrasında pek çok firmaya başvurdum, hep ‘Size geri döneceğiz’ dediler, hiç dönmediler.”
“4,5 YILDIR İŞSİZİM”
Bu yüzden kafelerde garsonluk yapmaya başlamış Öznur. Bir kafede bir yıl, diğerinde 3-4 ay günlük yevmiyeyle çalışmış. Ama hep sigortasız. Sonunda İŞKUR aracılığıyla bir matbaa işi bulmuş. “3 aylık bir işti, o da bitti. Son çalıştığım iş bu oldu” diyor.
Öznur’a neden tekrar İŞKUR’a başvurmadığını soruyoruz; “Şimdi artık İŞKUR’dan iş bulmak da imkânsız. O kadar torpil dönüyor ki. Önceden hazırlanıyormuş, merkeze iletiliyormuş o listeler. Kura mura, hepsi formalite yani” yanıtını veriyor. Son olarak yeni açılacak bir atölyeye başvurmuş, “Ceset torbası, önlük filan dikecektik. Ama pandemi nedeniyle vazgeçtiler, açılmadı atölye. Kimse ekonomiye güvenmiyor ki, önünü göremiyor insanlar. Sonuç olarak 4,5 yıldır işsizim” diye konuşuyor.
Öznur artık iş aramaktan vazgeçmiş, “Eşe dosta söyledim yine, bir şey duyarlarsa haber verecekler, ama ben artık yıldım” ifadelerini kullanıyor. Kendi alanında iş bulma ümidi zaten yok, “Ne iş olsa yaparım, yeter ki iş olsun” diyor. Hatta bu nedenle arkadaşlarının kendisiyle dalga geçtiğini, “Sıradaki mesleğin ne?” diye sorduklarını anlatıyor.
“BİN LİRALIK PANDEMİ YARDIMINI ALAMADIM..”
Öznur Altınkaya, bir buçuk yıl önce evlendiğini, eşinin bir süpermarket zincirinde çalıştığını söylüyor. Evleri kira, tek maaşla kıt kanaat geçiniyorlar. Pandemide büyük sıkıntı yaşadıklarını belirtiyor: “Kira 850 lira, faturalar zaten almış başını gitmiş, her şeye zam üstüne zam. Yetmezmiş gibi eşim markette korona kaptı, ben de hastalandım, çok ağır geçirdim. Devlet bin lira yardım veriyordu, başvurdum ama bana çıkmadı. Benden durumu daha iyi olanlara verdiler oysa, neden bana vermediler, bilmiyorum.”
“ÇAY DA OLMASA AÇIZ..”
Öznur Altınkaya’nın 30 yaşındaki ablası da umutsuz işsizlerden, ailesiyle yaşıyor. O da Bursa Uludağ Üniversitesi’nde gıda teknikerliği okumuş, 11 yıl önce mezun olmuş. Bir markette 3 ay çalışmış, hepsi o kadar. Sonrasında hiç iş bulamamış. “Belediyelere başvurdu ama AKP’li olmadığından olsa gerek, işe giremedi. Şimdi nişanlandı, nişanlısı öğretmen, evlenip İstanbul’a yerleşecekler, orada şansını deneyecek. Babam deseniz kanser hastası ama limanda kömür taşıyor. Bütün gün toz toprak içinde çalışıyor, yine de yetmiyor. Yazın çay toplamasak hepten aç kalacağız; ama orada da emeğimizin karşılığını alamıyoruz” diyor.
Öznur da ablası da TÜİK’in işsiz saymadıklarından. Devlet onları görmüyor. Son olarak bunu soruyoruz Öznur’a, şöyle yanıt veriyor:
“Bizi vatandaştan saymıyorlar ki işsizden saysınlar. Benim onlardan hiçbir beklentim kalmadı artık. Geleceğe dair hiçbir umudum kalmadı.”
19 YAŞINDA, BİR YILDIR İŞSİZ..
Şevki Buğra Yanık henüz 19 yaşında; ama düzgün bir iş bulmaya dair ümidini yitirmiş. Antalya’nın Alanya ilçesinde ailesiyle yaşıyor. Açık liseyi bitirmek üzere, üniversite sınavına hazırlanıyor. 15-16 yaşından beri çalıştığını, bir yıldır ise işsiz olduğunu anlatıyor:
“Ben turizm işinde çalışmaya başladım önce. Akrabalarımın işiydi. Orada yoğun şekilde mobbinge maruz kaldım. Kendi akrabalarımdan mobbing gördüm yani. Oradan ayrıldıktan sonra sanayide, araba tamiri vb. işlerde çalıştım bir süre. Ardından masa başı bir buldum, beceremedim, ağır geldi. Son olarak otomotiv sektöründe yedek parça ticareti yapan bir firmada çalışıyordum. Burada da mobbinge uğrayınca artık pes ettim.”
Çalıştığı işyerlerinde maruz kaldığı mobbing nedeniyle depresyon tedavisi gördüğünü söyleyen Buğra, artık iş aramadığını belirtiyor. “Youtube kanalı açtım, internet üzerinden para kazanmaya çalışacağım. Bir yandan da üniversite sınavına hazırlanıyorum” diyor. Akdeniz Üniversitesi’nde siyaset bilimi okumak, siyasetçi olmak istiyor. Ve bir siyasetçi adayı olarak, ülkeyi yönetenlerin kendisi gibi milyonlarca genci görmezden gelmesini, işsizden saymamasını şu sözlerle değerlendiriyor:
“Şaşırmıyorum hiç. Bu iktidar yarın çıksa ‘İşsizlik yok’ dese yine şaşırmam. Bu ülkede bir yurttaş eline iş, aş yazıp intihar etti, ertesi gün çıkıp ‘yoksulluk yok’ diye açıklama yaptılar. Zihniyet ne yazık ki bu.”