İdrak ettiğimiz son 6 ay zarfında ayçiçek yağına %50 civarında zam geldi. Bunu hem Kuzey Ege Haber İnternet portalında hemde bağlı face sayfasında yaptığımız seri paylaşımlarla dilimize pelesenk ettik desek yeridir.
Gençliğimde iktisat ilmi ile haşır-neşir olduğumdan mütevelli bir ürünün aşırı değerlenmesinin nedenlerini az-çok bilirim. Ya aşırı talep vardır, ürünün arzı yani üretimi talebi yani tüketimi karşılamaz. O ürünün hammaddesi ve üretim süreçleri çeşitli nedenlerden dolayı aşırı değerlenir veya zorlaşır bu da ürünün fiyatını aşırı yükselten etmenlerden biri olarak çıkar karşımıza.
Ayçiçek ambarı olarak bilinen Trakya’da büyük bir kıtlık yaşanmadı, ayçiçek rekoltesinde büyük bir düşüş olmadı. O halde ne oldu da 5 litrelik ayçiçek yağı 40-45 liradan 80-85 liraya yükseldi. Bunlar ünlü markalar, isim vererek reklam yapmayalım. A-101, BİM, ŞOK ve Carrefour’un fason olarak ürettirdiği yağlar ise 60-65 lira civarında seyrediyor şimdilik!.
Hökümat adamlarından çıt yok, neden böyle olduğuna dair. Oysa sosyal medya denilen dijital mecralarda her gün milyonlarca paylaşım bir o kadar da yorum yapılıyor bununla ilgili. Yahu, bir Allahın kulu da çıksın sebep budur desin, yoook kodunsa bul. Bu arada zeytinyağı da bu sene altın yılını yaşıyor desek abartmış olmam.
Geçen yıl fiyatı 18-20 lira arasında değişen bir litre zeytinyağı bu yıl yeni ürün olarak 25-30 liradan kapanın elinde kalıyor. Zeytinyağı üreticisi halinden memnun. Girdi yani maliyetler ise füze gibi, aldı başını gidiyor. Birazda onlardan bahsetmekte fayda var.
Mazot, Tohum, gübre, çiftçilikle uğraşan kitlenin üç ana girdisi. Bir de enerji var tabi. Tarımda ilerlemiş ülkelerde hükümetler bir çok stratejik ürünü hatırı sayılır miktarlarda sübvanse eder. Bize gelince, bütçe imkanları bahane edilerek sübvansiyonlar devede kulak misali güdük kalır. Çiftçiye bir dokunur bin ah işitirsin bu sebepten. Beş kuruş-on kuruştur sübvansiyonlar kiloda, yani bir tonda ancak 50-100 lira geçen çiftçinin eline.
Tarım Kredi Kooperatifi ve bankalara olan kredi borçlarını ödeyemediklerinden dolayı traktörlerine haciz gelen Anadolu çiftçisi, durumu protesto etmek için Ankara’ya yürümek istedi geçtiğimiz günlerde, başka pek çok olayda olduğu gibi buna da izin vermedi hökümat adamları.
Yazının kuyruğunu asgari ücret mevzusu ile bağlayalım. 2021’da uygulanacak olan asgari ücrete 500 lira yani yüzde 21.56 zam yapılarak 2.825 lira 90 kuruşa yükseltildi. Bakan Zümrüt Hanım işçimizi enflasyona ezdirmedik derken bir ayağını kaldırıp-kaldırmadığını bilmiyoruz, masanın altını göremedik çünkü. Onlar enflasyonu %14-15 olarak açıkladıkları için üstüne birde refah payı verdik buyurdular, breh-breh. Ağlamak istiyorum sayın seyirciler!.
EYT’liler için bütçeye kör kuruş dahi konulmadı, Hükümet 5 milyonluk koca bir kitleyi yine yok saydı. Oysa EYT yönetimi bu yıl muhalif siyasilere yaşadıkları problemleri anlattılar, hem de hepsine, bitamam
En son CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yapılan dijital toplantı da CHP’nin iktidara gelmesi halinde EYT probleminin çözüleceği garantisini aldılar.
Bir cırtım da yaşadığımız yılın içine sıçan korona salgınından bahsedelim. Çin’den alınacak 50 milyon doz aşının 3 milyon dozu yarın İstanbul’da olacak. Nisan-Mayıs aylarına kadar peyderpey alımlar tamamlanacak, öyle diyorlar yetkililer. Bu arada Rusların geliştirdiği Sputnik-V aşısının alımına yönelik bir anlaşma yapılacağını açıkladı bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan. Bu alımın doz olarak miktarı henüz belli değil.
Çin’den yarın gelecek olan 3 milyon doz aşı 10 gün kadar test edildikten sonra başta sağlık çalışanları olmak üzere kitlesel aşılama başlayacak. ABD ve AB Ülkeleri 11 Aralık’tan beri aşılama yapıyor. AB ülkelerinde 3-4 milyon ABD’de ise 800 binin üstünde insan aşılandı bugüne değin.
Bu lanet olası 2020 yılı miktir olup gidiyor, çok şükür. Geride enkaz halinde bir toplum ve ekonomi bırakarak. Yeni yılın hepimize, sağlık, mutluluk ve esenlikler getirmesini diliyorum. Kendinize, sevdiklerinize ve ülkenize iyi bakın netekim…