Elektrik dağıtım şirketleri kayıp-kaçak, okuma, bakım-onarım (!) gibi kalemlerden sonra şimdi de temsil ve ağırlama adı altında giderlerini faturalara sokmak için bakanlıktan yetki aldılar. Alınan yetki resmi gazete de yayımlanıp yürürlüğe girdi.
Şimdi, küfür etsem başım belaya girecek, tepki vermesem psikolojim bozulacak, mideme vuracak, kalk gidelim olacağım. Dünyanın hangi ülkesinde bir şirketin bütün işletme giderleri olduğu gibi müşterilerine yansıtılır, finansman boyutu bütünüyle abonelerin omzuna yüklenir soru bu, buyurun buradan yakın.
Galiba bu yalnızca bizim ülkemize özgü bir durum. Hükümet çoook uzun bir süredir defalarca oylarıyla iktidara geldiği dar gelirli kesimleri kaderine terk edip bu kesimin daha da fakirleşmesi için tercihini bu yönde ortaya koyuyor.
Bunu pek çok icraatında görmek mümkün AKP Hükümetinin. Bunun en somut örneğini bu ay içinde kesinleşmesi beklenen 2021 yılı asgari ücretinin belirlenmesinde alacağı pozisyonda göreceğiz, geçmiş yıllarda olduğu gibi.
Şimdi bir şirket düşünelim, serbest piyasa koşullarına göre ticari faaliyet içerisinde bulunan. Bir takım sorumlulukları olduğu gibi bazı imtiyazlarının da olması gerekebilir. Bunun ölçüsü ve koşulları bellidir. Rekabet ortamı içerisinde belirlenir bunların tümü. Hükümet yada devlet aygıtının kontrolünde bulunduran siyasi iktidar hiç kimseye, hiç bir firmaya bu türden “Kıyaklarda” bulunamaz.
Temsil ve ağırlama gideri nedir yahu?, kimin aklına geldi böyle bir şey?. Faturalarda abonelerin ödememesi gereken pek çok acayip kalem varken onların üstüne birde bu kalemi bindirmek, son derece yanlış ve tutarsız olduğu gibi her şeyden önce vicdansızlıktır, insafsızlıktır.
Bununla ilgili pek çok mesaj alıyorum, birleşelim, hakkımızı arayalım, kendimizi daha fazla aptal yerine koydurmayalım mealinde. Bence de doğrusu bu, tüketici hakem heyetlerine ve tüketici derneklerine dilekçe vermek, demokratik teamüller içerisinde hak aramanın en makul yolu olsa gerek.
Evet, en kısa zamanda bu yeni kalemleri içerisinde barındıran faturalarla başvurularımızı yapalım. Yeter artık, bizler bu kadar sessiz ve tepkisiz olduğumuz sürece daha kimbilir ne gibi haksızlıklara uğrayacağız. Bir yerlerden başlamak gerek, yapılması gereken bu.
Koronavirüs Pandemisi tüm kesimlerin rutin gelirlerinin çok önemli ölçüde budanmasına neden oldu. Eve giden 3 ekmekten biri artık o evlere girmiyor. 5 milyonu aşkın insanımız işini yitirdi, aile fertleri dikkate alındığında en az 15 milyon kişi çok derin bir krizin içinde resmen yaşam savaşı veriyor.
Bütün bunların üzerine birde böyle akıllara zarar, insanlık dışı bedellerin ödetilmesi insanın aklıyla alay etmektir tek kelimeyle. Tepkimizi verelim, bu paraları ödemeyelim. Yıllardır başkalarının kaçak kullandığı elektriği bizlere ödetiyorlar, hiç sesimiz çıkmadı. İşte bunun faturasını bu yolla ödetmeye çalışacaklar, bir kez daha, bir kez daha.
Ben kendi adıma gelecek ilk fatura ile tüketici hakem heyetine itiraz başvurusunda bulunacağım, başvuru dilekçesinin bir örneğini tüketici derneğine yollayacağım. Sizlerden ricam böyle bir tepki vermeniz, hakkınızı aramanızdır.
Anamızın ak sütü gibi helal olan üç kuruş kazancımızın üzerine kimselerin çökmelerine izin vermeyelim, hakkımızı arayalım, koyun muamelesi görmekten kurtulalım artık…