Umutlu olmak lazım, umudu bırakmadan sımsıkı sarılarak yarınlara bakmalıyız ki, bu zor günleri hep beraber atlatalım.
Biz umutla hayata sarıldık diyelim.
Enflasyon yüzde 50,
Türk Lirası’nın değer kaybı yüzde 30.
“Biz bu kayıpların arasında nasıl mutlu ve umutlu olalım? Bizi hayata bağlayan ne kaldı?” diye sorsam ne cevap vereceksiniz?
Bizler mücadele içinde günleri hızla geçiriyoruz. Zaman hızla ama dolu dolu akıyor bizler için…
Her gün yeni insanlar tanımaya ve yeni mağduriyetleri öğrenmeye devam ediyoruz. Kendi durumumuzla kıyasladığımızda bu arkadaşlarımız için davaya biraz daha sarılıyor ve umut yazıları yazıyoruz.
Birileri umut olmalı bu yokluk ve haksızlıklara. Her yeni günde umudu yeniden yeniden yeşertmeliyiz.
EYT (Emeklilikte yaşa takılanlar) 5 yıldır benim hayatımın bir parçası oldu ve bugün ülkemizin en büyük kitlesine sahip mağduriyet için hak arıyoruz. Binlerce insanla konuşup dert dinleyip sorunun çözümü için mücadele ederken kendi derdimizi, kendi çocuğumuzu unutur olduk, ama hiçbir zaman kahretmedik ve her gün mücadele için uyanıp güne merhaba demeye devam ediyoruz.
Bizlerin çoğu asgari ücretli. İşçi, emekçi arkadaşlardan oluşan bir kitleyiz.
Biz ufak şeylerden mutlu olan ve ufak şeylerin peşinde koşanlarız. Bunlardan biri de asgari ücret. Bizler asgari ücretle geçinen, borcu bitmeyen, çocuğu üniversite çağına gelmiş, askerliğe gönderen ve evlendirip geleceğe hazırlamaya çalışan mağdur ve yokluk içinde yaşamını sürdüren bir kitleyiz.
Asgari ücretteki küçük, küçücük artışlara rağmen yüreklerimiz kocaman. İşte bu yüzden gönüllerince yaşamaya çalışanlarız. Ekmeğini bölen, sevincini sarılarak anlatan, yaşayanlarız. Bizim yapmacık hiçbir şeyimiz olamaz, ama bize de birazcık umut verecek yetkili istiyoruz.
Gelin görün ki fabrikada yemeğinden artırdığı meyvesini eve götüren işçinin yokluğunu bilecek yönetici ne yazık ki yok!
Asgari ücreti işçi, emekçi belirlemeli. Babası bakan, çocuğu bakan olmuş kişiler yokluktan anlamaz ve bize sadece gider gözüyle bakan, sayıyla bakanlar bizim derdimizden anlamazlar. Derdimizi çözmek için uğraşmaz, bize de gider gözüyle bakmaya devam ederler.
Ama biz bu umutsuzlukların içinde umut olmaya devam etmeliyiz ve gün geldiğinde gücümüzü birleştirerek bizim yaşam standardımızı belirleyenin de bizden olduğu günleri de umutla bekliyoruz. Belki olur belki olmaz ama umutlu olmak ve gücümüze inanmak zorundayız..