KUZEYEGEHABER-Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası,( AHESEN) Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Bilim Kurulu Üyelerinin koronavirüs önlemleri olarak vatandaşa “mesafe” kuralını hatırlatmasını eleştirdi.
AHESEN’den yapılan açıklamada, “Sabah işine gitmesi gereken ve metropollerde yaşayan insanlar metrobüslerde, otobüslerde, dolmuşlarda, 1.5-2 metrelik mesafeyi nasıl koruyacaklar? Biz söylüyoruz yapmıyorlar söyleminiz havada kalmıyor mu?” diye soruldu.
AHASEN yaptığı açıklamasında son günlerde hızla artan koronavirüs sebepli ölümlere dikkat çekti. Sendika, Aile Hekimleri olarak takip ettikleri hasta ve temaslı sayılarda büyük artışlar olduğunu ifade etti.
Aile hekimleri, koronavirüs salgınında başarısız olarak görülen diğer ülkelerden Türkiye’nin farkı olmadığını vurguladı. Pandemi sürecinin yoğun olarak yaşandığı bugünlerde Fahrettin Koca ve Bilim Kurulu üyelerinin mevcut durumu nasıl değerlendirdikleri sorularak şu ifadelere yer verildi:
“TOPLU TAŞIMA ARAÇLARINDAKİ MESAFEYİ NASIL KORUYACAKSINIZ?”
“Pandemi mücadelemizde en zor günleri yaşıyoruz. Covit-19 pozitif sayılarını bilmemekle beraber Bakanlığımız verilerine göre hasta sayıları ve ölüm sayılarında rekorlar kırıyoruz. Bazı kamu görevlileri ölüm sayısının çok daha fazla olduğu iddiasında bulunuyor. Aile hekimliği çalışanları olarak biz de görüyoruz ki; izlediğimiz, takip ettiğimiz, hasta ve temaslı sayılarında büyük artış var.
En yoğun pandemi sürecini yaşadığımız bu günlerde; Sayın Bakan ve Bilim Kurulu Üyeleri Sayın Sağlık Bakanımıza soruyoruz. Sabah işine gitmesi gereken ve metropollerde yaşayan insanlar metrobüslerde, otobüslerde, dolmuşlarda, 1.5-2 metrelik mesafeyi nasıl koruyacaklar? Biz söylüyoruz yapmıyorlar söyleminiz havada kalmıyor mu?
Pandeminin ilk dönemlerinde çok daha az sayıda hasta var iken yasaklar getiren, kısıtlamalar öneren, sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli diyen Bilim Kurulu ve temel ihtiyaç maddeleri üretenler ve sunanlar hariç kısıtlama getiren Sağlık Bakanı, mevcut durumu hangi bilimsel gerekçeyle açıklayabiliyorsunuz? Kalabalıkları bir araya getiren etkinlikleri bizzat düzenleyenler! Daha önce yasak koymanızı nasıl açıklıyorsunuz?”
“BAKANLIĞIN ‘YATAK KAPASİTESİ VAR’ SÖYLEMİ OYALAMADIR”
AHESEN, hastanelerin alarm verdiğini, filyasyon işlemlerinin yeterince yapılmadığını vurgulayan açıklamasında, “Covid-19’lu hastaların ihtiyaçlarını karşılamayıp Aile Sağlığı Merkezlerine yönlendirilmesi ile ilk başvuru yerimizde neredeyse bulaş kaynağı halini almıştır. Tüm servisleri kapatıp, Covid-19 dışı tedavi bekleyen hastaların tedavilerini erteleyip ‘tüm servisleri covid-19 servisi yaparak yatak kapasitemiz vardır’ söyleminiz istatiksel oyalanmadan ibarettir. Sorunun büyüklüğünü kapatamamaktadır” denildi.
AHESEN koronavirüse karşı taleplerini şöyle sıraladı:
-Sağlık çalışanlarımızı kaybediyoruz. Onların yakınlarını kaybediyoruz. İnsanlarımız ölüyor. Başarılıyız söylemini bir kenara bırakıp, bilimin ışığında hareket etmeye mecburuz.
-Pandeminin ilk dönemlerinde uygulanan tedbirleri ve hatta daha fazlasını siyasi erk uygulamaya geçirmelidir.
-Sağlık çalışanları için Koruyucu ekipman ve korunaklı ortam sağlanması şarttır.
-Pandemi mücadelesi sahada kazanılır. Filyasyon ekipleri ve birinci basamak sahada aktif çalışanlardır. Etkin pandemi mücadelesi için Bilim Kurulunda Aile Hekimliği Akademisyenleri ve aile hekimliği çalışanlarını temsil eden sivil toplum kuruluş temsilcileri mutlaka yer almalıdır.
-Sağlık çalışanlarına da rutin test yapılmalı ve pozitif çıkanların tedbirleri ve izolasyonu vatandaşa uygulandığı kurallarla aynı olmalıdır.
– Test yapanın sağlığını koruyacak önlemleri alarak açık alanlarda test merkezleri kurulmalıdır.
-Koronavirüs pozitif test sonuçları için renklendirme uygulaması terkedilmeli ve rakamsal değerlerle sokak sokak paylaşılmalıdır.
-Zaruri ihtiyaçlardan çalışanlar hariç, tüm halkı kapsayan en az 14 günlük tam izolasyon tedbirleri uygulanmalı, çalışanların ve işverenlerin maddi kaybı kamu tarafından karşılanmalıdır.
-Covit-19 u meslek hastalığı olarak saymadınız. Bu hastalıktan sağlık çalışanlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz. İnsanlarımızı kaybediyoruz. Yitip gidiyoruz. Buna dur deyin. Sizin elinizde… Ya hep birlikte Ya da hiç birimiz…”