Geçtiğimiz Cuma günü saat 14:51’de Seferihisar’ın yaklaşık 15 kilometre açığında bir deprem meydana geldi, herkesin bildiği gibi. Medya organları depremin 13 saniye sürdüğünü büyüklüğünün de 6.6 olduğunu duyurdu, AFAD verilerine göre.
Objektif bilim insanları Seferihisarı sular altında bırakan tsunaminin 6.6 büyüklüğündeki bir depremle mümkün olamayacağını depremin en az 6.8 büyüklüğünde olması gerektiğini ifade ettiler.
Başta BBC olmak üzere uluslararası medya kuruluşları ve ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi de depremin büyüklüğünü 7.0 olarak verdi. An itibariyle depremle ilgili yapılan yayınlarda hala 6.6 ifadesini kullanıyor yerli ve milli matbuatın önemli bir bölümü. Bana gelince adım gibi eminim 6.6’dan büyük olduğundan.
Bunu nereden biliyorum, 17 Ağustos depremini merkezinde yaşadığım için en önemli kriter olarak bunu düşünüyorum. 1999’da yaşadığımız deprem 46 saniye sürdü ve 7.4 büyüklüğünde gerçekleşti. 21 yıldır beynimin özel bir bölümüne kaydedilmiş olan o anları unutabilmem mümkün değil, benim gibi milyonlarca kişinin de olduğu gibi.
Şimdi gelelim İzmir depremine, bu akşam bir video paylaştım. Aliağa-Yalı Mahallesindeki bir konutun güvenlik kamerasının kaydettiği görüntüler bunlar, deprem anına ilişkin. Video kaydı 56 saniye sürüyor, o 56 saniye boyunca sarsıntı sürüyor, hiç bitmiyor. Video’yu gönderen şahıs, 56 saniye bittikten sonra bilgisayardaki 2. dakikaya ait görüntülerde de sarsıntının sürdüğünü ifade etti.
Yani şunu söylemek istiyorum, deprem anında sosyal medyadaki Kuzey Ege Haber sayfasından sürekli paylaşım yaptım. Ana şoktan sonra sarsıntının bitmediğini dakikalarca sürdüğünü ifade ettim. Daha önce böyle tuhaf bir depremi hiç yaşamadığımı da özellikle vurguladım. 6.6’lık bir depremde böyle bir şeyin olması kesinlikle mümkün değil.
Devletin resmi kurumunun ısrarla 6.6 ifadesini kullanmasının nedenini bilmiyorum, vardır bir bildikleri elbet diye düşünüyorum. Aliağa’daki mevcut yapı stoğunda önemli bir hasar olmadığı söylendi, kim söyledi bunu?, Kaymakam Ömer Karaman ile Belediye Başkanı Serkan Acar deprem sonrası incelemelerde bulunduktan sonra ifade edildi bu.
Kuzey Ege Haber takipçileri dünden beri mesaj ve telefon yağmuruna tuttular adeta beni. Bazı binalarda irili-ufaklı çatlaklar meydana geldiğini, evlerine girmeye çekindiklerini, evlerinin uzman kişilerce incelenmesini istediklerini belirten talepler bunlar. Koronavirüs ile mücadele ederken üstüne birde depremin bindiğini, ne yapacaklarını şaşırdıklarını söylüyorlar.
Bu akşam 19:49 ve 19.53’te yani 4 dakika arayla Çaltılıdere merkezli iki sarsıntı yaşadık. 3.3 büyüklüğündeki ilk deprem bir hayli silkeledi, 2 büyüklüğündeki diğeri ise pek hissedilmedi. Cuma günü yaşadığımız depremden yaklaşık 53 saat sonra Aliağa merkezli iki depremin meydana gelmesinin tesadüf olmasını umuyorum, diliyorum.
Eğer tesadüf değilse aksini düşünmek dahi istemiyorum. Bölgede ana fayların dışında çok sayıda tali fay da var. Bunların biri karadan geçiyor, bir diğeri Helvacıköy’de başlıyor, Tüpraş’ı geçtikten sonra denize giriyor, Çandarlı-Dikili’ye kadar uzanıyor. 40 -50 kilometre uzunluğunda bir fay bu.
Kırılırken ne büyüklüğünde bir deprem üretir sorusunun cevabını ise 15 yıl kadar önce EBAMER( Ege Bölgesi Deprem Araştırma Merkezi) Müdürü Atilla Uluğ Hocam vermişti 6.8-7.0 arası diyerek. Atilla Hoca ile hayli yazışmıştık Aliağa ve çevresinin fay yapılanmasına ilişkin.
Evet, konu önemli, uzadıkça da uzama potansiyeli var. 2.020 senesinde yaşamadığımız felaketler olarak geriye Zombilerin duhul etmesi ve Uzaylı istilası kaldı. Nasıl bir yıl yaşıyoruz anlayan beri gelsin. Dert birken iki oldu. Üç-dört olması da mümkün. O halde şimdilik hoşçakalın, kendinize iyi bakın..