KUZEYEGEHABER-CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Merkez’de düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
DİSK’in yaptırdığı son araştırmaya göre 13,2 milyon emekli ve hak sahibinin 8 milyonunun aldığı aylık asgari ücretin de dört kişilik bir aile için belirlenen açlık sınırının da altında.
EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) sorunu giderek kangren halini alıyor. EYT’liler emekli deseniz emekli değil, çalışmak isteseler iş bulamıyorlar.
Seçimlerden önce bu sorunu çözmeyi vadeden hükümetin küçük ortağı MHP seçimden sonra verdiği sözü unutarak adeta kulağının üstüne yattı. Küçük ortak milletin derdiyle hemhal olacağına ya millete askıda ekmek tavsiye ediyor ya da Cumhuriyet Halk Partisi’nin psikogenetiğiyle uğraşıyor..”
Öztrak şöyle devam etti;
“2021 Yılı Bütçe Tasarısı, Saray’ın bütçeye ne kadar özensiz yaklaştığını da ortaya koyuyor. Bu bütçe “laf olsun, torba dolsun” hesabıyla hazırlanan bir bütçedir. Ülkemizin içinde olduğu ekonomik buhran, nasıl Saraya uğramadıysa, bütçeye de yansımamıştır. Saray gelecek yıl, siftahsız dükkan kapatan esnafımızdan, borca batırdığı çiftçilerimizden, KOBİ’lerimizden, işlerini ellerinden aldığı işçilerimizden, mutfağındaki tencereyi kaynatamayan ev kadınlarımızdan, sayıları 13 milyonu aşan işsizlerimizden, “1 trilyon 58 milyar TL vergi toplayacağım” diyor.
“HER 5 TL’LİK VERGİNİN 1 TL’Sİ ÖTV..”
Buna göre milletten toplanacak vergiler bir önceki yıla göre yüzde 16,4 artıyor. 2021 yılında, bu ülkede toplanacak her 5 TL’lik verginin 1 TL’si de ÖTV’den geliyor. Önümüzdeki yıl, akaryakıt ve doğal gaz kullanırken 76,5 milyar TL tutarında ÖTV ödeyeceğiz. Araba ya da başka bir motorlu araç alırsak devlete ödeyeceğimiz ÖTV’lerin toplamı yüzde 20 artışla 40 milyar TL’ye çıkacak.
Beyaz eşya, cep telefonu, bilgisayar alırken ödeyeceğimiz ÖTV ise yüzde 19 artarak 13,5 milyar TL olacak. Üstüne üstlük bir de devlet, evden işe giden vatandaştan 6 milyar TL’lik trafik cezası kesmeyi öngörüyor. Yine önümüzdeki yıl toplam cezalar tüm cezalar dahil 19 milyar TL’yi aşacak. Liste bu şekilde uzayıp gidiyor.
“FAİZ LOBİLERİ BAYRAM EDECEK..”
Peki ödenecek bu paralar, milletten toplanan bu vergiler nerelere gidecek? Bu bütçeyle devlet önümüzdeki yıl 1,3 trilyon TL harcama yapacak. Buna göre bir yıl önceye göre harcamalar yüzde 11 artıyor. Bunun 180 milyar TL’si faize gidiyor. Faiz lobilerinin cebine gidecek para ise 2021’de tam yüzde 31 oranında artıyor.
Buna karşılık, çoğu vatandaş için yapılan hizmetlere harcanacak, faiz dışı giderlerdeki artış ise yüzde 8,5 seviyesinde kalıyor. Yani vatandaştan toplayacakları vergi yüzde 16,5 artarken faizcilere verecekleri para yüzde 31 artacak. Vatandaşa hizmet için harcanacak paradaki artış ise sadece yüzde 8,5 olacak. Faizcilere ödenecek paradaki artış, toplanacak vergilerdeki artışın iki katı.
Buna karşılık vatandaşa hizmet için yapılacak harcamalardaki artış, vergilerdeki artışın yarısı kadar olacak. Şairin dediği gibi; “Allah’ın on pulunu bekleye dursun on kul, bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye de bir pul, kurt yapmaz bu taksimi kuzulara şah olsa.“
“SARAY’A 47 YENİ ARAÇ..”
Aslında vatandaşa hizmet için harcanacak paranın taksimi de eşit değil. Kendi içindeki dağılımı da eşit değil. Bu yıl yaşanan salgında vatandaşa destek yerine borç veren, IBAN numarası gönderip bağış isteyen, beş maskeyi bile parasız dağıtamayan, 40 yıl vergi veren esnafa 40 gün bakamayan, “Yoklukta sabret” diye millete akıl veren Saray, bu yıl 30 tane makam arabası alacak.
Yine minibüs, pikap, otobüsleri de bunun üstüne koyun Saray’a alınacak toplam 47 araç alınacak. Saray’ın toplam harcamalarındaki artış oranı, faiz ödemelerindeki artışa yetişmiyor. Yetişemiyor ama ondan çok da aşağı kalmıyor. Cumhurbaşkanlığının ödeneği, yani Sarayın mesarifi, önümüzdeki yıl yüzde 28,1 artıyor, özetle, bu bütçe faiz lobilerinin ve Saray sosyetesinin bütçesi. Vatandaşa da askıda ekmek kalıyor.
“İNME İNMEDEN AŞI YOK..”
Aylardır grip aşısını konuşuyoruz. Koronavirüs salgınında, kronik hasta ve yaşlılar önemli bir risk grubu. Bu grubun grip aşısı olması önemli… Ama ithal edilen aşı sayısı sınırlı. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre Saray grip aşısını karneye bağlamış hem de tele-karneye. Aşı olmaya hak kazananlar bunu e-nabız üzerinden öğreneceklermiş.
Bunu yaparken de bir risk belirleme sistemi kullanılıyormuş. Aşıyı ancak puanı tutanlar yaptırabilecekmiş. Ama vatandaşın bu puanı nasıl tutturacağından haberi yok. Şimdi bir örnek vereyim, 1948 doğumlu bir vatandaşımız bize müracaat ediyor 72 yaşında… “Ben bypasslıyım, tansiyon hastasıyım, geçen sene menenjit oldum. 4 tane raporlu ilacım var. Eşim tansiyon hastası 5 tane raporlu ilacı var” diyor.
Ama bunlara e-nabız üzerinden aşı için kendilerine gelen yazıyı da bize gönderiyor. Aynen okuyorum: “İdari izne esas Covid-19 hastalığı için risk grubunda olan kronik hastalık durum belgesi… Cumhurbaşkanlığı Genelgesi (2020/8) kapsamında, Bakanlığımızın belirlediği riskli kronik hastalığınız bulunmamaktadır.”
Anlaşılan; yaşlı olmanız ya da kronik hastalığınızın olması grip aşısına ulaşmanıza yetmiyor. Şekerin olacak, şekerin gözüne vurmuş olacak, ya da bir tarafınıza inme inmiş olacak… Ancak o zaman aşı bulabileceksiniz. O da belki…
“SARAY MİLLETİ AŞI KUYRUĞUNA SOKTU..”
Özetle bu aşı işi de tam bir kaosa dönmüş durumda. Millete beş maskeyi parasız dağıtamayan buna karşılık, karne ve kuyruktan siyaset üretmeyi çok fazla seven, bir yıl önce kış günü milleti tanzim satış kuyruğuna sokan Saray yönetimi, şimdi de yaşlı başlı vatandaşlarımızı aşı kuyruğuna sokuyor, Yetkililerin bu konuda yapacakları açıklamaları bekliyoruz.
“EMEKLİLER, İNSANCA YAŞAMAYA YETMEYECEK MAAŞLAR ALIYOR..”
Bu yönetim, milleti tamamen unuttu. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik buhran, her geçen gün milletimizi daha fazla eziyor. Bunlar Saraylarında oturmuşlar, artık millete dürbünün tersiyle bile bakmıyorlar. Milletvekillerimiz sahada, milletimizin yanında, illerde esnafların, KOBİ’lerin dertlerini dinliyorlar.
Genel Merkezimize telefonlar yağıyor. Borçlar, işsizlik, pahalılık… Bıçak kemiğe dayanmış değil delmiş geçmiş vaziyette. 81 yaşında bir vatandaşımız bir hanımefendi telefonda anlatıyor: “Torunum okula başlayacak. Bir kalem, bir defter, bir de cetvel aldım. 25 TL tuttu. Yardımcı kitap ise 80 TL. Ne yapacağız bilmiyorum…”
Bir tarafta kırtasiyeci esnaf kan ağlıyor, bir tarafta da vatandaş… Televizyona çıkan bir emekli vatandaşımız ise şunları söylüyor: “Aldığım maaş 2 bin TL bile değil. Çocukları okutamıyorum, geceleri gizlice ağlıyorum, utanıyorum”. Emeklilerimizin büyük bir kısmı, insanca yaşamaya yetmeyecek paralarla hayata tutunmaya çalışıyor..”