Ana sayfa » Güncel » “CENNETİN KUŞLARINI SİYANÜR CEHENNEMİNE BIRAKMAYACAĞIZ..”

“CENNETİN KUŞLARINI SİYANÜR CEHENNEMİNE BIRAKMAYACAĞIZ..”

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

KUZEYEGEHABER-Balıkesir’in Balya ilçesine bağlı Orhanlar Köyü’nde, maden şirketinin her ne kadar kuvars madeni işletme ruhsatı almış olsa da bunun bir aldatmaca olduğunu belirtmiştik.

Aslında gerçekleştirilmek istenilen, proje alanında altın cevherleşmesinin varlığını belirlemek ve cevherleşmenin boyutlarını çıkarmak amacıyla sondaj ve yarma yöntemiyle maden aranmasıdır.

Altın madeni rezervini belirlemek için açılan sondaj noktaları, başta Orhanlar Köyü olmak üzere bütün bölgeyi siyanür tehdidi altında bırakmaktadır.
  
Dünyanın ve ülkemizin en önemli kuş yaşam alanlarından biri olan Manyas Kuş Cenneti Milli Parkı da siyanür tehdidi ile karşı karşıyadır. Orhanlar’ın su kaynaklarından biri olan Kocaçayır’ın kolu Kocadere’dir.

İki çayın suları birleşir ve Manyas Gölü’ne dökülür. Manyas Kuş Cenneti Milli Parkı’nında göl sınırları içerisinde yer alması, siyanür tehdidin ana kaynağıdır.
  
Bahar Madencilik’in altın madeni projesinin gerçekleşmesi halinde bölgenin bütün su kaynakları zehir kusacaktır. Bu toprakların gerçek sahibi olan köylülerin ekim alanları da Manyas Kuş Cenneti Milli Parkı ve Manyas Gölü içinde yaşayan canlılar da yok olacaktır.

İşte bu nedenlerden dolayı Orhanlar’da kuvars aldatmacası altında altın madeni çıkarılmasına hayır diyoruz.
    
Şu an devam eden sondaj çalışmalarının bir an önce durdurulmasını istiyoruz. Bu projeden tamamen vaz geçilmelidir diyoruz.  Böyle bir doğa katliamının gerçekleşeceğini düşünmek bile istemiyoruz.

Asla kabul edemeyiz böyle bir ihaneti… Nasıl edebiliriz ki… İnsan derisinin yüzülmüş halinin fotoğrafı, bereketli topraklar da çekilemez.
   

Sevgili okurlarım, geçtiğimiz salı günü Manyas Kuş Cenneti Milli Parkı’ndaydım. Daha giriş kapısından adımımı atar atmaz,  doğanın huzurunu yaşamaya başladım.

Ben Kazdağ Çiğdemi’ne,  renk cümbüşünü her kanat açışlarıyla yaşatan kelebekler merhaba dedi. Gözetleme kulesine doğru yürüdüm. Sonbaharın aslında kışın habercisi olmadığını düşündüm.

Biz insanlar, içindeki yaşama sevinciyle her an yazı yaşayacağımızı anladım. Mücadeleden vaz geçmezsek her şeyin üstesinden geleceğimize bir kez daha inandım. Ağaçların yeşilin her tonunu yaşatmasına imrendim. Dökülen her bir yaprağın bambaşka bir hayat hikâyesi vardır dedim.
   
Doğanın muhteşem dünyasında kaybolmuştum. Neredeyse gözetleme kulesine geldiğimin farkında olmayacaktım. Afrika’dan, Avrupa ve Asya’ya göç eden tepeli pelikan, ak pelikan, balıkçıl, kaşıkçı karabatak, yaban kazı, yaban ördeği ve ötücülerinin ana göç yolları üzerinde olan Kuş Cenneti’nde bulunmanın keyfini doyasıya yaşıyordum Bu heyecanımı hiç kaybetmeden merdivenleri çıktım.

Barış, özgürlük, dostluk ezgilerini cıvıldayan kuşları görmek için sabırsızlandım. Hemen dürbüne doğruldum. Manyas Gölü’nün, sonsuzluğu da bambaşkaydı. Sazlıkların arasından salınan kuşların her biri birbirinden güzeldi. Onların uyumlu, doğaya nice katkı sunan, hiç el değmemesi gereken yaşamlarından bizlerin alacağı çok ders var.
    
Avrupa Konseyi tarafından çok iyi korunan ve kıta ölçeğinde değer taşıyan doğal alanlara verilen ‘’Avrupa Diploması’nın en üst kategorisi olan A sınıfıyla 1976 yılında ödüllendirilen, Kuş Cenneti Milli Parkı, doğa yürüyüşçülerine, fotoğraf tutkunlarına, yaban hayatı gözlemleyenlere, kaya tırmanışı yapanlara, arabadan inip doğa dostu ulaşım aracı bisikletiyle gelen herkese ev sahipliği yapmaya devam etmelidir. 

Milli Parkı’n, siyanür tehdidi altında olduğunu bilmemeliyiz. Her gelişimiz de, kendimizi doğa ananın şefkatli kollarında bulmalıyız. Yaşam alanı bu cennet olan her kuş, dağa taşa umudu taşımalıdır. 

Kuşlar da kelebekler de özgürce uçmalıdır. Tarihin en yakın dostu olan ulu ağaçlar, olan biten her şeye tanıklık etmeye devam etmelidir.

Gelecek kuşaklara bırakmamız gereken dünya mirası olan Kuş Cenneti, Manyas Gölü için altın madeninin ölümcül şeytanlığına ruhu satanlara geçit vermeyelim! ‘’Ağaç, çiçek ve yeşillik medeniyettir’’ diyen Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün, emanetlerine sahip çıkmamız gerektiğini ise hiç unutmayalım..

Çiğdem Çimen

blank
blank

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2024 | Kuzeyegehaber.com