KUZEYEGEHABER-Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir basın toplantısı düzenleyen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, uzaktan eğitim çalışmaları ve yeni eğitim öğretim yılı hazırlıklarıyla ilgili bilgi paylaştı.
Cumhuriyet’te yer alan habere göre, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle geçtiğimiz dönemin bir bölümünü uzaktan eğitim modeli ile evlerinde tamamlayan milyonlarca öğrenci yeni döneme 31 Ağustos’ta yine uzaktan eğitimle başlayacak. Yüz yüze eğitime ise 21 Eylül’de Bilim Kurulu tarafından tavsiye edilen sınıflarda kademeli olarak başlanması planlanıyor.
OKULLAR 21 EYLÜL’DE AÇILACAK MI?..
Bilim Kurulu üyelerine sorular soruluyor. Bizim de tavsiyelerini aldığımız bir kuruldan söz ediyoruz. Bu soruyu sorduğunuzda bunun çok net ve belirlenmiş bir cevabının aylar öncesinden olamayacağı, o günkü koşullara bağlı olarak sürekli bir değerlendirmeye muhatap olması gerektiği söyleniyor.
Diyelim ki biz üç sene önce, iki sene önce net olarak söylüyorduk. “Okullar şu tarihte açılacak” diyebiliyorduk ama bunun MEB’in tek karar alıp da söylemesi, diğer paydaşlarla işbirliği içinde alınabilecek karar olmasından dolayı mümkün değil.
Ama bizim yaklaşımımız nedir, biz çocukların yüz yüze eğitim almasını tabi ki çok istiyoruz. Ama izliyorsunuz, salgının seyrine ilişkin rakamlar sayılar yayımlanıyor. Kurul dese ki, Sağlık Bakanlığımız dese ki “Okulların tamamının açılmasında sakınca yoktur” dese biz bunu elbette açarız. Ama “kesinlikle şu şu olmaz” dese, bizim tam tersini yapıyoruz dememiz söz konusu değil.
Biz hiçbir çocuğumuzu ve öğretmenimizi riske atan bir karar imza atmayız. Benim ricam sadece, resmi kaynaklarda MEB’in sitesinde ne yazıyorsa odur. Önemli olan şu, biz 21’inde belirli sınıflarda yüz yüze eğitimi başlatacağız. Salgının seyri itibariyle, sürekli değerlendirme söz konusu olduğu için biz bunu takip ediyoruz. Buna uygun olarak da durumumuzu dikkate alacağız.
UZAKTAN EĞİTİM NASIL OLACAK?
Bu önemli bir soru. Bizim bu soruya verdiğimiz cevap aslında çok net. Şu anda bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sağlık koşulları nedeniyle uzaktan eğitimin ayrı bir yere sahip olduğunu görüyoruz. Mart’tan beri bazı aşamaları paylaşıyoruz sizlerle. Başlangıçta, biliyorsunuz televizyon kanalları açtık. Bu kanalların içeriğini okul kademelerine göre doldurduk Hep şunu söyledik, dünyada bunu yapabilen çok az sayıda ülke var. Artık niteliğinde de çok iddialı hale geldik.
3 bin 358 ders çekimi yaptık. Bir dersin toplam yapılma süreci yaklaşık 5 gün sürüyor. Üst üste koyduğunuzda kaç yıl olacağını siz düşünün lütfen. Hala da bu süreç derinleşerek, uzmanlığı artırarak sürüyor. Peki sadece televizyonla yetindik mi? Hayır. Canlı platformlar kurduk, yapay zeka temelli bir eğitim içeriği olması bakımından dünyada yine birkaç ülkede olan bir içerik.
Öğrencinin seviyesini ölçen, durumuna göre bölüm tavsiyesinde bulunan, öğrencinin hızına göre; bu hızla gidersen bölümlerini değiştirdim, azalttım, çoğalttım diyebilen bir zeka. Ya da bir öğrencinin bilemediği sorunun hangi konu eksikliğinden kaynaklandığını otomatik olarak bilip, ekrana hazır olarak getiren bir sistem.
“UZAKTAN EĞİTİMİ ANLIK OLARAK ÖLÇÜYORUZ..”
Ve bir milyon öğrencim varsa, bir milyon ayrı deneme sınavı yapabilen bir sistem. Bu konu bizim açımızdan kritik. Öğretmenlerimiz için de çok önemli bir dönem. Biz uzun yıllardır eğitim içindeyiz. Hiçbir dönem bu yılki kadar hizmet içi eğitim gördüğünü görmedim. Öğretmenlerimiz sürekli olarak bir eğitimin içerisindeler; özellikle dijital becerilerin geliştirilmesi konusunda.
Başka ne yaptık? Canlı sınıflar yaptık. Dünyada canlı sınıf yapabilen ülke sayısı 3-4’ü geçmiyor. Burada eksiklerimiz, hatalarımız vardı. Bunu nereden biliyoruz? Bir araştırma yaptık, uzaktan eğitimin süreciyle ilgili araştırma yaptık. Öğretmen ve öğrenciler sınıfta olduğu gibi senkron eğitim imkanına buradan sahipler.
Uzaktan eğitimi biz anlık olarak olarak ölçüyoruz. Şu anda hangi sınıf düzeyinde, kaç canlı sınıfta hangi hareket var, kaç öğretmenimiz aktif, orta öğretimdeki öğretmenlerin aktivitesi nedir, hangi şehirdedir, hangi kasabadadır, bütün bunları anlık olarak izliyoruz.
‘İNTERNET KOTALARI 2 KATINA ÇIKARILIYOR..’
Erişimde fırsat adaleti olsun diye internet paketi olmayan çocuklarımıza destek olmak; bugün yine operatörlerden olumlu haber geldi. İki katına çıkarılıyor çocuklarımızın eğitimle ilgili kotaları. Bu anlamda da daha yeni gelişmeler olacak.
31 Ağustos’ta yüz yüze eğitim başlamazsa senaryomuz var demiştim ya, onun gereğini de bir ay önce hazırladık. Başlasaydı onun gereğini de hazırlamıştık. Onun için hiç tedirginlik yaşamıyoruz, sadece kaliteliyi yükseltmeye çalışıyoruz. Canlı derslerin kapasitesini en az 10 kat artırdık. Destekleyici araçlarımız giderek artacak.
Çalışma kitapları ilk kez çocuklarımıza; bakın ders kitabının dışında çocuklarımızın eline ‘öğrenci çalışma kitabı’ somut olarak verilecek. Bu yeni bir şey. Ders kitapları da geçen hafta itibariyle çok büyük ölçüde dağıtıldı. Çünkü kitapları iki ay öncesinde bitirmiştik zaten.
TSE ile yaklaşık üç aydır çalışıyoruz. Bir okulun temizliği konusunda nasıl standart olmalı? Neler yapabiliriz, bunu uzmanlar çok uzun süre çalışarak standartlar çıkarıldı. Enfeksiyon önleme kılavuzunu da yayımladık. Bunu velinin, öğretmenin diline göre özel olarak yeniden rehber haline getirilmesi lazım. Hazırlığı tamamladık, tamamlayan okullara da temizlik belgesi veriyoruz.
‘1.5 MİLYON ÇOCUĞUMUZUN ERİŞİMİYLE İLGİLİ PROBLEMİMİZ VAR..’
Bizim internete erişimde bulundukları bölge itibariyle internet altyapısının olmaması… Çocuklarımızın erişiminde sorun var. 16 milyon çocuğun erişimiyle ilgili bir problem görülmüyor. Ama yaklaşık 1,5 milyon çocuğumuzun erişimiyle ilgili bir problemimiz var, bunu görüyoruz.
Peki bu çocuklara nasıl erişeceğiz? Bu tip durumda olan her bir çocuğumuza, 17 kitaptan oluşan özel bir set veriyoruz. Başka ne yapıyoruz? EBA destek noktası kurmaya başlıyoruz.
Bu noktaları erişimde zorluk çeken çocukların bulundukları bölgede kuruyoruz. Onların taşımasını da üstleniyoruz, gezici EBA destek noktası da hazırlıyoruz..