Ana sayfa » Güncel » Mustafa Küpçü-DEPREM GERÇEĞİ…

Mustafa Küpçü-DEPREM GERÇEĞİ…

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

Bugün, yaşadığımız 17 Ağustos 1999 Depremi’nin 21. yıl dönümü.
Ülkemizin dört bir yanında depremler yaşanıyor. Bundan sonra da depremler olacak. Bilim insanları diyor ki;

“Türkiye, Afrika ve Avrasya levhalarının birbirine yaklaşması ve bu levhaların arasında yer alması nedeniyle yoğun bir deformasyona maruz kalmaktadır. Bu deformasyon, Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı ve Ege Bölgesi’ndeki faylarda oluşan depremlerle gerçekleşmektedir.

Bu nedenle, Türkiye’de çok deprem meydana gelmektedir. Türkiye, son on yılda meydana gelen 5.5 ve üzeri büyüklükteki deprem sayısı ile dünya genelinde 6’ncı sırada. Ülke yüzölçümü dikkate alındığında ise 17’nci sırada. Depremlerde verilen can kaybı açısından 3’üncü sırada bulunuyor.” (*)
Çünkü, “DEPREME KARŞI GÜVENLİ BİNALAR VE KENTLER KURAMIYORUZ!”

1999 depremi öncesinde, Anavatan Partisi’nin tek başına iktidar ve Meclis çoğunluğuna sahip olduğu dönemde, bir Halkçı Parti milletvekili; “İnşaatlarda ZEMİN ETÜDÜ koşulunu sağlayalım” diye bir yasa teklifi veriyor!

Ama Anavatan’lı milletvekillerinin parmak çoğunluğu ile bu teklif reddediliyor! 1999 deprem felaketi sonrası “Zemin etüdü” yapılması yasalaşıyor ve “Yapı Denetim Firmaları” kuruluyor ama 20 binin üzerinde insanımız can verdikten sonra!

O zamandan bugüne, deprem uzmanı bilim adamları uyarıyor;
· Sağlam zeminlerde inşaat yapılsın,
· Tarım alanları “imar plan tadilatları” ile yapılanmaya açılmasın,

Zemin etütleri ve inşaat denetimleri ihmal edilmesin,
· Deprem toplanma ve ilk yardım alanları oluşturulsun.

Ancak, özellikle İstanbul’da büyük bir deprem beklendiği halde, sayın Erdoğan’ın açık ifadesiyle; “İSTANBUL’A İHANET” sürüyor!

Tarım alanları, çürük zeminler “konut ve ticaret alanı” olarak inşaata açılıyor, deprem toplanma alanları da inşaatlarla yok ediliyor!
Kolay zenginleşmenin en etkin yolu olarak “RANT DÜZENİ” sürdürülüyor ve olası bir İstanbul Depremi’nde yüz binin üzerinde insanın yaşamını yitirebileceği ve bu depremin büyük bir mali yıkımının da olacağı belirtiliyor…

Gazete ve televizyon haberlerinde; bu “rant ihtirası” nedeniyle, yeni inşaat temelleri açılırken yandaki binaların çatlaması ve yıkılmasına tanık oluyoruz. Kimi binalarda ise, taşıyıcı kolonların çürümüşlükleri ve belki deprem bile olmadan yıkılma tehlikesi altında olduklarını öğreniyoruz.

Ancak, son 20 yıldır İstanbul’da “çürük-tehlikeli yapıların onarım ya da yeniden inşaları” yapılmıyor! Öte yandan, Sulukule gibi kent merkezinde yoksul insanların yaşadıkları arazi değeri yüksek yerlerde, o yoksul insanların daha da yoksullaşmaları pahasına “KENTSEL DÖNÜŞÜM” adıyla “RANTSAL DÖNÜŞÜM” alanları yaratılıyor!

Kentlerde “imar plan değişimleri” ile RANT yaratan siyasal karar vericilerden ve yap-sat düzeninden hesap soran yok!

Örneğin; Van-Erciş’te 39 insanın canına mal olan Sevgi Apartmanı müteahhidi beraat ediyor!

Siyasal iktidar, özellikle İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde belediyelerin imar yetkilerine müdahale ederek, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı” aracılığı ile rant dağıtımına devam ediyor!

Yine bilim adamları iddia ediyorlar ki;
· İstanbul’da meydana gelebilecek 7.5 büyüklüğündeki depremde, binaların yüzde 22.6’sı yıkılacak,
· Yolların yüzde 30’u ulaşıma kapanacak,
· Temizlik ve içme suyu sıkıntısı yaşanacak,
· 120 milyar liralık kayıp kaçak olacak,

DÖNÜŞÜM” adıyla “RANTSAL DÖNÜŞÜM” alanları yaratılıyor!

Kentlerde “imar plan değişimleri” ile RANT yaratan siyasal karar vericilerden ve yap-sat düzeninden hesap soran yok!

Örneğin; Van-Erciş’te 39 insanın canına mal olan Sevgi Apartmanı müteahhidi beraat ediyor!

Siyasal iktidar, özellikle İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde belediyelerin imar yetkilerine müdahale ederek, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı” aracılığı ile rant dağıtımına devam ediyor!

Yine bilim adamları iddia ediyorlar ki;
· İstanbul’da meydana gelebilecek 7.5 büyüklüğündeki depremde, binaların yüzde 22.6’sı yıkılacak,
· Yolların yüzde 30’u ulaşıma kapanacak,
· Temizlik ve içme suyu sıkıntısı yaşanacak,
· 120 milyar liralık kayıp kaçak olacak,
· Toplanma alanları yetersiz kalacak,
· Devlet’in en az 3 günlük bir süre için “Aile Afet Planı” hazırlaması ve bilinçlendirmesi şart,
· Deprem sonrası ilk 72 saatte herkes tek başına kalacak…

İnsanlar ve toplum, yaşanan felaketlerden ders almasını bilmiyorsa, başlarına gelebilecek yeni afetler büyük birer BELA olacaktır!

Bela; hak edilmiş cezadır! *) Muğla Deprem Çalıştayı Sonuç Bildirgesi..

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2024 | Kuzeyegehaber.com