Geçtiğimiz 30 Temmuz’da Star Rafinerisinin üst kısmındaki makilik-ormanlık alanda yangın çıkmıştı hatırlanılabileceği gibi. Kuzey Ege Haber olarak Sosyal medya sayfamızdan üç ayrı bölüm halinde canlı yayın olarak verdik yangını, başından sonuna kadar.
Yangının çıktığı ilk anda yakınlığı nedeniyle Tüpraş sahasında olduğu yanılgısına düşüp hemen ardından gerekli düzeltmeleri yapmıştık, izleyenler bilir.
Sonra aradan geçen zamanın yeterli olacağı düşüncesiyle yangının çıkış nedeni hakkında bilgi sahibi olabilmek adına geçtiğimiz gün aldık elimize telefonu, başladık çevirmeye. Telefonu değil tabi, bilgi almayı umduğumuz numaraları. Hepsi de resmi görevlilere ait olan numaraları.
Hani belki birinin boş anına denk gelirde bir-kaç parça bilgi kırıntısı koparabilmek muradımız. Lakin dedik ya, resmi görevliler, kim bilgi alabilmiş ki sen alabilesin!.
5-6 kişiyi aradık, dedik ki, yangının çıkış nedeni belli mi, itfaiye raporu çıktı mı, çıktıysa ne diyor, kundaklama mı, mevsimsel nedenler mi, deyiverin gari.
Aynı araştırmayı Nadir Nadi Kütüphanesi yandığında da yapmış, dar alanda kısa paslaşmalara dönen bilgi arayışından sonra, bir sürü şüphe ile arayışımızı sonlandırmak zorunda kalmıştık.
Aslında yine aynı şeyleri yaşayabileceğimize dair duygular zihnimizi işgal etmişken tamda. Yangın haberine çok sayıda yorum bırakıldı, sosyal medyadan paylaşıldıktan sonra. Yorumları yapanlar 2013’teki yangını hatırlatıp acaba yine öyle bir şey mi oldu diye sormakta çoğunlukla.
Hani ne denmişti, o yangının çıkış nedeni için, “Efenim, telgrafın tell…., pardon, elantiring tellerine kuşlar kondu, kıvılcım çıktı, çıkan kıvılcımlar kuru otları tutuşturdu, ahanda size yangının sebebi. Nasıl?, gayet olası ama değil mi !?.
Bazı okurlar ise daha radikal ve septik yorumlar bıraktılar, acaba, saha genişletilip tank sahası vs. gibi ek tesisler mi kurulacak mealinde. Tabi bu düşünceye katılmak en azından teknik olarak mümkün değil, zira elde buna ilişkin veri yada kati delil yok. Sadece okurlar açısından yangınla ilgili düşünceleri yansıtmak istedik.
Şimdi gelelim İtfaiye raporuna…Aradan tam 15 gün geçti. Yapılan araştırmaların nihayete erip raporun açıklanması gerekirdi, şimdiye değin. Tabi, böyle bir niyet varsa!.
Yangın tamamen doğal nedenlerle çıkmış ta olabilir, oralarda bulunan bir şişe kırığının mercek gibi davranıp zaten yüksek olan ısıyı daha da yükseltip kuru ot ve çalıların tutuşmasına neden olmak gibi, mesela. Yada ısıyı arttıran başka nedenler de ihtimal dahilinde olabilir.
Kamu adına yetkililere sesleniyor ve kestane kebap acele cevap diyoruz. Ahanda ilk sorumuz;
-İtfaiye raporu hazırlandı mı, hazırlandı ise kim hazırladı?
-Hazırlanmadı ise neden hazırlanmadı?. Tüm yangınlardan sonra çıkış nedenine ait rapor düzenlenmesi yasal bir zorunluluk değil midir ?
-Diyelim ki rapor çıktı, ne zaman ve hangi şekilde açıklanacak?..
Evet, kamu adına 3 soru sorduk. Merak ve ilgiyle bekliyoruz demeyi de ihmal etmiyoruz. Yangın, yapılan açıklamalara göre Orman Bölge Müdürlüğü uhdesindeki arazi üzerinde çıktı.
Ne kadar bir alanda etkili oldu, kaç ağaç yandı, yanan ağaçların yerine nasıl bir şey yapılması düşünülüyor, bu konularla ilgili, İzmir Orman Bölge Müdürlüğünden de açıklama bekliyoruz.
Pandemi’yi neyim hiç kimse gerekçe gösterip kulağının üstüne yatmaya kalkmasın!. Çıkıp açıklama yapılsın. Sanılmasın ki takip eden yok, araştıran yok. Var efendim var. Takip eden de var, araştıranda var.
Ağaç nerde / Balta kesti / Balta nerde / Suya düştü / Su nerde / İnek İçti / İnek nerde / Dağa kaçtı / Dağ nerde / Yandı bitti kül oldu, denmesin sakın!.
Haydi bakalım, top sizde sayın yetkililer, gösterin kendinizi netekim…
