KUZEYEGEHABER-Saadet Partisi Aliağa İlçe Başkanı Mahmut Koç, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin 4’üncü yılı dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
15 Temmuz’un Türkiye için tarihi bir kırılma anı olduğunu belirten Koç, 15 Temmuz’un asıl muhtevasının iyi anlaşılması gerektiğini vurguladı.
Darbenin hukuksuzluk ve demokrasinin dışına çıkmak anlamına geldiğini ifade eden Koç, “15 Temmuz, bu ülkeye karşı yapılan kirli hesapların, milletimizin azim ve fedakarlığı sayesinde altüst olduğu gündür.” değerlendirmesinde bulundu.
Yakın tarihte 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerine şahit olduklarını hatırlatan Koç, şöyle devam etti:
“12 Eylül ve 28 Şubat’ın bizatihi mağduru olduk”
“Özellikle 12 Eylül ve 28 Şubat’ın bizatihi mağduru olduk. Erbakan Hocamızla sadık arkadaşları 12 Eylül’de hapse girdiler. Bundan dolayı asker postalı altında bir idarenin ne demek olduğunu en iyi bilenlerden birisi Milli Görüş hareketi mensuplarıdır. Bu sebeple biz, 15 Temmuz başta olmak üzere, bütün darbelere karşıyız ve hiçbirini tasvip etmeyiz.”
15 Temmuz gecesinde milletin büyük bir destan yazdığını ve darbe hukuksuzluğunun karşısında olduğuna işaret eden Koç, “Bakınız o gece alanlarda sadece bir veya iki partiye mensup insanlar yoktu. Her siyasi partiden, her ideolojiden insanı görmek mümkündü. AK Partili ile CHP’li, MHP’li ile Saadet Partili yan yana tankların önüne çıktılar ve bu girişime karşı göğüslerine gere gere mücadele ettiler.” ifadelerini kullandı.
“Söz konusu vatan olunca siyaset teferruat olur..”
Darbe girişiminin yaşandığı gece, kendi teşkilatlarından olan vatandaşların da şehit olduğuna ve yaralandığına dikkati çeken Koç, “Söz konusu vatan olunca milletimiz için siyaset teferruat oluyor. O gece en önemli motivasyon, ülkemizin geleceğiydi ve o gelecek için millet büyük bedel ödedi, ancak ülkesini darbeye ve darbecilere teslim etmedi.” diye konuştu.
Vatandaşların göğüslerini tanklara siper etmesinin darbenin başarısız olmasında önemli bir etken olduğunun altını çizen Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“O gece milletimizin tavizsiz ve kararlı duruşu darbecilerin moralini bozarken, darbeye karşı direnecek olan kolluk kuvvetlerimize de büyük bir moral kaynağı oldu.
Bu sebeple darbenin başarısız hale getirilmesinde milletimizin tavrı çok büyük bir öneme sahiptir. Darbeye karşı direnen şehit ve gazilerimiz, alanlarda bulunan bütün milletimiz ve kolluk kuvvetlerimiz topyekun bu başarının sağlanmasının mimarlarıdır.”
“Kalkışmaların, bir daha olmayacağını garanti etmek mümkün değil”
Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlıdan ve Selçukludan aldığı tarihi mirasın bir nişanesi olarak, köklü bir devlet geleneğine sahip olduğunu aktaran Mahmut Koç, şunları kaydetti:
“15 Temmuz darbe girişimine karşı gösterilen refleks de bu geleneğin ve birikimin bir tezahürü olarak görülmelidir. Lakin, ’15 Temmuz’a giden süreç nasıl ortaya çıktı?’ sorusunun cevabı verilmeden, Türkiye’de 15 Temmuz gibi kalkışmaların bir daha olmayacağını garanti etmek mümkün değil.
Devlet yönetiminde hukuku rafa kaldırmanın, ehliyetsiz ve liyakatsiz kadroları iş başına getirmenin, adam kayırmacılığın ve iltimasın önüne geçmediğimiz sürece Türkiye’nin tam manası ile güçlü ve sağlam bir hukuk sistemine ve sağlam bir ekonomiye sahip olması söz konusu olamaz.
15 Temmuz’da darbeci zihniyete karşı büyük bir başarı kazanıldı. Fakat, bu demek değildir ki Türkiye, bundan sonra bir daha böyle bir hadise ile karşı karşıya kalmayacak. Devletin idaresini elinde bulunduranların darbelerin önüne geçmek için tedbirler alması ve adaleti kamil manada tesis etmeleri icap eder..”