KUZEYEGEHABER- Meclis Adalet Komisyonunda konuşan CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, ülkenin gittikçe kötüleşen ekonomik sorunlarına rağmen, tek adamın Barolar Birliği Başkanına yönelik bir yasa dayatması ile karşı karşıya olduklarını kaydetti.
Polat, bir ülkenin vitrinini hukuk, adalet ve yargının oluşturduğunu vurgulayarak, “ Maalesef, devri iktidarınızda ülkenin ne vitrinini koydunuz ne camını ne çerçevesini koydunuz. Bugün sokaktaki bir çocuğa sorsanız “Türkiye’de yargı tarafsız ve bağımsız mıdır?” diye, alacağınız cevap “Hayır”dır.
Çünkü özellikle 15 Temmuzdan sonra kendi teşkilatlarınızdaki avukatları savcı ve hâkim atayarak hukukun bağımsızlığını, adaletin bağımsızlığını söylemekten uzak hâle geldiniz” dedi.
12 EYLÜLDEN DE GERİ..
Türkiye’de AKP hukukunun üstünlüğünün geçerli olduğunu ve 12 Eylül döneminden de geride olan bir hukuk garabetiyle karşı karşıya kalındığını vurgulayan Polat, 2010 ve 2017 Anayasa değişikliğiyle, yargı bağımsızlığı ve yargı organları açısından cumhuriyet tarihinin en kötü sürecinin yaşandığını söyledi.
İktidarın, en son 2019’daki yargı planını hatırlatan Polat, AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın daha önceki açıklamalarını işaret ederek, “Açıkladığınız bu yargı reformu sırasında Sayın Erdoğan,“Adaletin küçüldüğü yerde zulüm büyüyor demektir.” diyor. Cumhurbaşkanının bu sözlerine karşı çıkmak ne mümkün. Adaletin küçüldüğü yerde zulüm büyür, doğru” sözleriyle hatırlatmada bulundu.
ANAYASA’YLA OYNAYAN PARTİ..
Cumartesi Anneleri, KHK’larla ihraç edilenleri, Adil yargılanma hakları için ölüm orucuna yatanları, tweet’ten hapis olarları, kadınlara, kız ve erkek çocuklarına karşı yapılan tecavüzleri hatırlatan CHP’li Polat, ölüm orucunda olan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’a dikkat çekti. AKP iktidarı döneminde hukuk ve adalet kavramlarının çok küçüldüğünü belirten Polat, hukuka çifte standart bakan ve Anayasa’yla en çok oynayan partinin AKP olduğunu vurguladı.
“BUNLAR FETÖ’NÜN İSTEDİĞİ İŞLER..”
Barolarda olduğu gibi iktidarın hukuk düzenlemelerinin FETÖ’nün istediği projeler olduğunu ileri süren Polat, “2010 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle birlikte HSYK’nin yapısı değiştirildi; hatırlarsınız, FETÖ’nün istediği işlerdi bunlar, hatta FETÖ elebaşının “Ölülere bile oy kullandırın.” dediği referandumuyla tek adamlık, Cumhurbaşkanlığı sistemi kurumsallaştırıldı.
Hatırlarsınız “fiilî durumun yasallaşması” diye yola çıkmıştınız. İşte bu iki durumu, bu iki değişikliği göz önüne alarak bu değişikliği okuduğumuzda, tek adamın, küçük adamını koruma amacı güttüğü için, iktidarını devam ettiği için onun kuklası bir Barolar Birliğine ihtiyacı olduğunu görüyoruz” diye konuştu.
İHANET VURGUSU!
Savunmanın önemine değinen Polat, düzenlemeyle yandaş ve siyasal kimliklerine göre ayrışmış barolar ile şimdiki Barolar Birliği Başkanını korumayı amaçladıklarını vurgulayarak şöyle konuştu: “İnsan bir kere ihanet edince hep ihanet eder, işte bu Barolar Birliği Başkanı da siz iktidardan gittikten sonra size karşı ilk ihaneti yapacak kişidir.
Bir çoğunuz hukukçusunuz, her hukukçunun son durağı avukatlıktır derler. Yarın belki o cübbeleri siz giyeceksiniz, bu durumu içinize sindirebiliyor musunuz? Çok başlıklı yönetim olmaz anlayışıyla yola çıkıp, tek adamlığı kurumsallaştırdınız.
Çoklu baro sistemini nasıl içinize sindireceksiniz? Baro Başkanlarını halkın meclisine alırken bile onlara zulüm yaşatıyorsunuz. İzmir’de avukatlar basın açıklaması yapmak istediler onlara zulüm ettiniz.
78 baro gazetelere ilan verdi. Cumhuriyetten, hukuk devletinden ve birbirimizden başka hiç kimsemiz yok dedi, görmezden geldiniz. Gelin bu garabet kanununu çekelim..”