Ana sayfa » Güncel » Mustafa Küpçü-RANT VİRÜSÜ…

Mustafa Küpçü-RANT VİRÜSÜ…

Yazar: Erdinç Şahin
0 yorum

İnsan, doğanın bir parçası ve doğaya muhtaç bir varlıktır. Doğadan beslenir, doğadan aldığı oksijenle nefes alır. Ancak, aynı insan doğaya İHANET ederek, kendi ipini kendisi çeker!

Toprak temizse ürün verir. Hava temizse insan, bitki ve diğer canlılar yaşayabilir. Su kaynakları, insan için en büyük yaşamsal ihtiyaçtır.

Öte yandan, “ihtirası aklını aşan insan” doğaya bilerek ve bilmeyerek ihanet eder, zarar verir. Bilim adamları çok net olarak açıklıyorlar ki; kitlesel ölümlere neden olan virüslerin oluşumundaki en büyük etken doğanın tahrip edilmesidir.

Son günlerde yaşadığımız sel ve dolu felaketlerinin en büyük nedeni “doğal dengenin bozulması” dır. Doğanın dengesi öylesine bozulmuş ki; yaz mevsiminde şiddetli yağmurlar ve dolu yağışı ile karşılaşıyoruz.

Hava birden soğuyor, dolu olup yeryüzüne felaket indiriyor. Ürünler yok oluyor, emekler ziyan oluyor. Doğanın dengesi bozulunca; kene belası ortaya çıkıyor! Kene, Corona virüsünden 3 kat daha ölümcül bir felaket örneği.

Kayseri’de “et yiyen örümcek paniği” yaşanıyor! Nereden ve neden ortaya çıktı bu örümcekler? Bir başka bölgemizde büyük boy çekirgelerin istilası ile yok oluyor emekler.

Öte yandan, bunca örneğe rağmen, kimi insan kopyalarının “RANT İHTİRASI” bitmiyor! Kamu eliyle kentlerde ve doğanın en güzel alanlarında doğal denge bozuluyor;

-Güzelim dağlarımız, ormanlarımız yabancı şirketlerin “siyanürle altın arama” sömürüsüne açılıyor! Doğayı korumak isteyenler cezalandırılıyor!

-Kentlerin son yeşil alanları, “ orman, koru, tarım alanı” olmaktan çıkarılıp imara açılıyor! Birileri, belediye meclisleri ya da “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın” yanlış kararlarıyla yok ediliyor.

-En güzelim dereler, göller, denizler sanayi kuruluşlarının kirli atıklarıyla yok ediliyor!

Bu ülkede en kolay yoldan zengin olmanın yolu, siyasi iktidar eliyle oluşturulan “rant alanlarını” ele geçirmektir! “Kupon arazi” satışları bu yamyamlığın somut bir örneğidir!

Dikkat edin, şehirlerarası kara yollarının geçtiği çevrelerde, doğal varlıklar hızla yok oluyor! Çünkü, gelip geçen araçların egzoz atıkları havayı, toprağı kirletiyor!

Sapanca’yı düşünün; otoyol geçmeden önceki ürün bereketi kaldı mı? Adı ve toprağı “OVA” olan bütün alanlar sanayi ya da kentsel yapılaşmanın sonucu yok ediliyor! ALTINOVA’nın o güzelim şeftalisi kaldı mı?

Adapazarı Ovası, sanayinin işgaline feda edilmedi mi? Biliyorum, kimileri; “Sen sanayileşmeye, gelişmeye karşı mısın?” gibi garip sorularla beni eleştirecekler! Hayır… Ne sanayileşmeye, ne de ülkemin gelişmesine karşı olamam. Ancak, özellikle sanayi için “YER SEÇİMİ” diye bir temel kural vardır.

Tarımsal niteliği olmayan alanlarda ve atıklarıyla çevreye zarar vermeyecek sanayileşmeyi ben de isterim. Ama ovaların, ormanların, özellikle tatlı su alanlarının tahrip edilmesine onay veremem!

Ülkemiz ve dünyamız, bilim ve ahlak ölçülerini yok sayan, doğanın dengesini bozan VAHŞİ SANAYİLEŞME ve VAHŞİ SAVAŞLAR nedeniyle giderek artan felaketler yaşıyor.

Ülkemiz ve dünya nüfusu artarken, beslenebileceğimiz verimli tarım alanları, temiz hava alacağımız ormanlar, su kaynaklarımız hızla yok ediliyor!

Böyle giderse, “İNSANCA YAŞAMAK” için olması gereken tüm doğal varlığımızı yok edeceğiz. Bunun sonunda daha büyük felaketler ve kitlesel ölümler yaşayacağız.

Yaşam, çekilmez bir çile, bir bela olacak!

Bela, “hak edilmiş cezadır!…”

İlginizi Çekebilecek Yazılar

Yorum Yap

* Bu formu kullanarak, verilerinizin bu web sitesi tarafından saklanmasını ve işlenmesini kabul etmiş olursunuz.

© 2015 – 2024 | Kuzeyegehaber.com