“Kurum” deyince aklımıza öncelikle “aile” gelir. Bizim kültürümüzde, “Aile toplumun temelidir.” Aileler mutluysa, toplumun büyük çoğunluğu da mutludur.
Bir toplum mutluysa, “toplumsal barış ve huzur” yüksek, “suç işleme oranı” düşüktür. Bunun en net ölçütü ise, aile içi şiddet olayları ve cezaevlerinin doluluğudur!
Aileler “geçim sorunu” yaşıyorsa, aile içi şiddet ve boşanmalar artar! Ekonomik sorunlar ve işsizlik varsa, genç insanlar “aile” kuramazlar!
Ailede huzur ve güven yoksa, toplumda da huzur ve güven olamaz! Bugünün Türkiye’sinde aile kurumu saygınlığını koruyor mu? Bir diğer kurum, “ekonomi” alanından örneklenebilir.
Bir toplumda ekonomik ilişkiler şeffaf, belli kurallara dayanan, toplumun ortak çıkarlarına açıksa, ekonomi kurumuna güven ve saygı olur.
Siyaset kurumuna saygı ne durumdadır?
Siyasetçiler, “hizmet sözü” verdikleri vatandaşa karşı “şeffaf ve adil” midirler? Siyaset düzeni toplumda huzur ve güven sağlıyor mu?
“Siyasette düzey” sorunu var mı? Vatandaş siyasetçiye ne kadar güveniyor?
Din kurumu farklı inançlardaki vatandaşlara “eşit ve adil” bir yaklaşım içinde mi? Yoksa, “taraf” mı tutuyor? Aynı toplum içinde farklı inanç sahipleri, korkusuzca inançlarını yaşayabiliyorlar mı?
Din, kimi siyasetçiler için bir “siyasal araç” olarak kullanılıyor mu? Örneğin; Diyanet İşleri Başkanlığı’nın vatandaş gönlündeki “güven ve saygınlığı” ne düzeydedir?
Eğitim kurumu ülkenin ihtiyacına ve gelecek planlarına uygun, “nitelikli insan gücü” yetiştiriyor mu? Bilimsel ve teknik araştırmalara olanak sağlıyor mu? Yoksa, üniversite mezunları bile işsizlik sorunu mu yaşıyor?
Ya Kamusal kurumlar?
TUİK-Türkiye İstatistik Kurumu verilerine güvenebiliyor muyuz? Örneğin; TUİK’e göre, şu anda enflasyon yüzde 11.3 düzeyindeymiş! İnanıyor ve güveniyor musunuz? Temel gıda maddelerindeki artışların farkında mısınız?
İŞKUR-İş ve işçi bulma kurumuna göre, işsizlik oranı düşüyormuş! İnandınız mı?
SGK-Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlara ve emeklilere 21. Yüzyıl Türkiye’sine yakışır bir hizmet verebiliyor mu? Hastanelerde ve ilaç alımlarında ödediğiniz “fark ücretleri” sizi mutlu ediyor mu?
KPSS-Kamu Personel Seçme Sınavı sizce adil bir şekilde çalışıyor mu? Bu ülkenin milyonlarca vatandaşı asgari ücretle iş bulmak için çırpınırken, karakucak güreşenlerin devlet kurumlarında iki ayrı makamdan yüksek maaşları varken, bir de yüksek maaşla ve hiç ilgi ve bilgisi olmadan “banka yönetim kurulu” üyesi olması vicdanınıza uygun mu?
Bütün bir ulusun “ortak vicdanı” olan, siyasetin asla müdahil olmaması gereken KIZILAY’ın yüksek maaşlı yöneticileri ve siyasetin müdahil olması sizi üzmüyor mu?
Kızılay Kan Merkezi’nin kan stokları hızla düşüyor. Vatandaşın eskisi gibi ilgi ve desteği yok! Bunun nedeni, Kızılay’a olan güvenin sarsılması değil mi?
ADALET ve YARGI kurumuna “güven ve saygı” ne düzeyde? Anayasa Mahkemesi Başkanı, “Adil yargılanma İHLALİ yüzde 52 düzeyinde” diyor! Siz ne diyorsunuz?
Aileden Devlet kurumlarına “güven ve saygı” kaybolmaya başlarsa, “kederde ve kıvançta birlik” nasıl sağlanabilir?
Aklı ve vicdanı olan düşünsün ve yanıt versin!..