KUZEYEGEHABER-Avrupa’da yapılan bir araştırmada, bazı genetik faktörler ve A tipi kan grubuna sahip kişilerin koronavirüs hastalığını yüzde 45 oranında daha şiddetli yaşadığı iddia edildi.
Aynı araştırmada, 0 kan grubundakilerin yüzde 35 oranında, hastalığı daha az şiddetli geçirdiği ifade edildi.
Bu tarz çalışmaların kesin bilgi olmadığını belirten Herkes İçin Acil Sağlık Derneği Başkanı Uzman Doktor Ülkümen Rodoplu, “A pozitifli hastalarla ilgili elimizde yeterince çalışma yok. Bu ve buna benzer çok sayıda çalışma var, fakat bunların bir kısmı kamuoyuna kesin bilgiymiş gibi yansıyor.
Dünyada da bu konuda bir yarışma var. Toplumda A pozitif kan grubu daha çok görülüyor. A pozitifli olma oranı neredeyse yüzde 50’ye yakın. Vatandaşlar Sağlık Bakanlığı’nın açıklamaları haricindeki diğer bilgileri okumalı, ancak itibar etmemeliler. Tedbirli olmaya ise devam etmek gerekiyor” dedi.
‘KORKU YAŞAMAYA BAŞLIYORLAR’
Tıp dünyasında, bilginin netleşmesi için belli süreye ihtiyaç olduğunu söyleyen Dr. Rodoplu, “Aynı zamanda belli sayıda insan üzerinde araştırma yapılmış olması gerekiyor ve bilimsel hakemli tıp dergilerinde bilginin yayınlanması gerekiyor. A pozitifli kişi, bu araştırmayı duyduğunda korku yaşamaya başlıyor. ‘Ben daha riskliyim’ diyor” diye konuştu.
“GİZLİ TAŞIYICILIĞA DİKKAT!”
Öte yandan gizli taşıyıcılığa da dikkat etmek gerektiğini ifade eden Dr. Rodoplu, “Biz bu kişileri nereden tanıyabiliriz? Restoranlarda, AVM’lerde kişinin taşıyıcı olup olmadığını belirlemek için ateş ölçümleri yapılıyor. Yüksek ateş, öksürük, halsizlik, boğazda ağrı, yanma, ayakta duramama gibi belirtilerden bir veya ikisi varsa, kişi taşıyıcı olabilir.
Özellikle sosyal mesafeye çok dikkat etmek gerekir. Hemen yanımızda biri öksürüyorsa, terliyorsa, yorgunsa o kişi taşıyıcı olabilir. Unutmayalım ki bir tek kişi taşıyıcı ise virüsü pek çok kişiye bulaştırabilir” şeklinde konuştu.
‘KORONAVİRÜS DAMAR HASTALIĞINA DÖNÜŞEBİLİR’
Salgın hastalıkların farklı dönemlerde, farklı isimlerle hayatımıza girdiğini belirten Dr. Rodoplu, “2002 ve 2007’de de salgın olmuştu. Şimdi aynı virüs, yani koronavirüs, Covid-19 adıyla anıldı. Mutasyona uğramış ve güçlenmiş olarak karşımıza geldi.
Yapılan araştırmalar ve Dünya Sağlık Örgütü açıklamalarına baktığımızda, Covid-19 geçtiğimiz 5-6 ay içerisinde de mutasyona uğrayabiliyor, güçlenebiliyor.
Biz koronavirüsü bir akciğer hastalığı olarak düşünürken, şimdi yaygınlaşan bir düşünceyle, bunun bir damar hastalığı olabileceği, akciğer dokusuyla beraber diğer organlarda da etkiler yapabileceğine dair iddialar var.
Bu iddiaların netleşmesi için yeterli süre, yeterli hasta sayısı ve bilim dünyasından kabul görmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı..
Kaynak-DHA