KUZEYEGEHABER-Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, COVID-19 pandemisinin halen sürdüğüne dikkat çekerek, Türkiye’de henüz ilk dalga atlatılmamışken başlatılan ve adına “normalleştirme” denilen hızlı açılma sürecinden endişe duyduklarını açıkladı.
TTB Merkez Konseyi bir açıklama yaparak, yaşanan süreçle ilgili kaygı ve endişelerini paylaştı. Salgın yönetiminde başarının ana kriterinin sağlıklı kişilerin hastalanmasının önlenmesi olduğunu ve bunun da ancak bilimsel bilgiye dayalı ve şeffaf bir salgın yönetimiyle gerçekleştirilebileceğini daha önce defalarca dile getirdiklerini hatırlattı.
“İLK DALGA ATLATILMAMIŞKEN, NORMALLEŞME SÜRECİ YAŞANIYOR”
Salgının sürdüğünü hatırlatan TTB Merkez Konseyi, “Dünyada, Haziran ayının içinde bulunduğumuz ilk haftasında 216 ülkede altı milyondan fazla vaka görülmesine ve dört yüz bine yaklaşan ölüme yol açan COVID-19 pandemisi devam ediyor. Ülkemizde aralarında onlarca sağlık çalışanı da bulunan dört bin beş yüzden fazla insanımızı kaybettik.
Salgın devam ediyor, Türkiye henüz ilk dalgayı tam olarak atlatamamışken kamuoyunda adına ‘normalleşme’ denilen hızlı bir süreci yaşıyor. Vaka sayıları dalgalı bir seyir göstererek azalsa da salgının sürdüğü bir ortamda içinde bulunduğumuz haftadan itibaren kısıtlamaların birçoğunun kaldırıldığını gördük” dedi.
“KAYGI VE ENDİŞE ARTIYOR”
Geçiş sürecinde göz önüne alınması gereken kriterleri sıralayan TTB açıklamasında şu görüşlere yer verdi.“Adına ‘normalleşme’ denilen bu sürecin önümüzdeki dönem için kaygılarımızı ve endişelerimizi arttıran bir şekilde ilerlediği görülüyor. Dünyada ve ülkemizde uzun bir süre gündemimizde kalacak bu hastalık pandemisi ile ilgili, hastalığın yayılımını kontrol altına almaya devam edecek stratejiler aksatılmadan sürdürülmelidir.
Bu konuda geçiş sürecinde göz önüne alınması gereken kriterli tekrar hatırlatıyoruz.COVID-19’un bulaşmasının kontrol altına alınmış olduğu kanıtlanmalıdır. Sağlık sistemi her vakayı tespit edebilmeli, izole edebilmeli, test uygulayıp, tedavi etmeli ve her temaslı kişiyi izleyebilmeli ve karantinaya alabilmelidir.
Huzurevleri, rehabilitasyon merkezleri, bazı hastaneler, cezaevleri gibi duyarlı nüfusun toplu olarak bulunduğu yerlerdeki ve mülteciler gibi dezavantajlı topluluklardaki salgın riski en düşük düzeye indirilmelidir.Okullar, fabrikalar, iş yerleri fiziksel mesafe, el yıkama olanakları, solunum hijyeni ve beden ısısı izlemleri vb. gerekli korunma önlemlerini oluşturmalıdır.
Bulaş riski yüksek topluluklara yeni vakaların girişi ve bu topluluklardan dışarıya vaka çıkışının riski yönetilebilir olmalıdır. Toplumların geçiş süreci konusunda bilgilendirilmiş, bu sürece katılımları sağlanmış olmalıdır.”
“KARARLAR POPÜLİZMDEN UZAK, İNSAN ODAKLI OLMALI”
TTB Merkez Konseyi alınacak kararların popülizmden etkilenmemesi gerektiğine ve insan odaklı olması gerektiği hatırlatıldı. “Bütün salgınlarda olduğu gibi sağlık çalışanları için en riskli dönem yöneticilerin kendilerini övmeye başladığı, topyekün sağlık mücadelesinden siyasal rant devşirmeye odaklandığı ve toplumun normalleşme adı altında korunma reflekslerinin zayıfladığı anlardır.
Bu nedenle salgın konusunda alınacak kararların popülizmden etkilenmemesi, ayrım yapılmadan insan odaklı olması ve toplumun sağlığı başta olmak üzere bütün insani ekonomik ve sosyal gereksinimlerinin sosyal devlet anlayışıyla karşılanacağı adımları içermesi gerektiğini ısrarla hatırlatmak istiyoruz.
Unutulmamalıdır ki COVID-19 salgınının her aşamasında; ancak bilimsel veriler ışığında, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının büyük çabası ve toplum katılımı sağlanarak başarı sağlanabilir” uyarısı yapıldı..
Latif Sansür-SÖZCÜ